MINDHUNTER, MANHUNT: UNABOMBER VE SOSYAL BİLİMLERE SEMPATİ DUYAN AJANLAR

2017 senesinde farklı yapımlar tarafından seyircilere sunulan Mindhunter ve Manhunt: Unabomber dizileri neredeyse aynı konular etrafından mesaj veren ve seyircisinden çoğunlukla olumlu dönüş alan iki Amerikan yapımı olarak izlenesi diziler. Dizileri izlememişler için kronolojik olarak önce Mindhunter’ı sonra Manhunt: Unabomber’i izlemelerini naçizane tavsiye etmek isterim. Bunun sebebi ise ana karakterlerimizin FBI’ın Davranış Bilimi Biriminden ortaya çıkan ve sosyal bilimlerin azimli savaşçıları olmaları. Mindhunter’daki ajanlarımız Davranış Bilimleri Birimizi nazaran daha saygıdeğer bir noktaya getirmek için çabaladıktan sonra Manhunt: Unabomber’da Davranış Bilimleri biriminin hesaba katmaya değer bulunması devam eden, saygıdeğer, kayda değer ve kendilerini zihin bilimci olarak tanımlayan bir birim olarak sürdüğünü ancak bu sefer de dilbilimi için mücadele verecek olan başka bir ajanımızla devam ediyor. Bu süreci görebilmek dışında bu sırayla izlenmesi çok da mühim değil diyebiliriz.

1. Mindhunter dizisinden başarılı erkek ajanımızın arkasındaki sosyal bilimci kız arkadaş.

2. Manhunt: Unabomber dizinde bir oda dolusu akademisyenden para talep etmeyen tek kişi ve yine başarılı ajanımızın en büyük destekçisi.

Sosyal Bilimler bir bilim midir sorusunun hala devam etmesi akademide çok da bir soru değilken bunu FBI’da devam ettirmek ve sonuç ve somut odaklı patronlara kabul ettiren ajanlarımız iki dizide de mevcut. Dizilerin bir diğer ortak yanı da psikoloji, sosyoloji ve dilbilimin suçlu yakalamaya yönelik bir araç olması sürecinde ajanların akademiye sempati duymaları genelde sempatilerini bir kadın akademisyenin karşılamasıyla devam ediyor. Dizilerde kısa ve yan hikayeler olmak üzere akademiye üstten bakış ve yer yer aşağılama sahnelerini izlemek mümkün. Akademi eleştirisi bu şekilde verilmeli mi orası ayrı bir soru işareti olarak dursun.

 

 

 

Sosyoloji ve antropoloji sömürgecilikte sömürgecilere büyük hizmetler verdikten sonra, sanayi toplumu eleştirisi veren Unabomber, FC ya da Ted Kaczynski’nin dilbiliminden yararlanılarak FBI tarafından yakalanmasının anlatıldığı ve birçok suçu ve suçluyu -seri katiller, organize katiller, tacizci okul müdürü, pedofili, cinsel suçlar ve birçok kategoriden suçlar- derli toplu diyebileceğimiz sunan iki yapım olan Mindhunter ve Manhunt: Unabomber gerçek olayların seyirciye sunulabilecek kıvamıyla yani gerçeklerden uzaklaşmış noktaları yer yer can sıkıcı olmaya yatkın bir şekilde üretilmiş yapımlar. Bakıldığında iki dizideki suçlu profilleri haricinde FBI kısmında benzer mesajları alabilmek mümkün. Çok genel bir bakış açısından her iki dizideki suçlular da seri katiller gibi görünse de sosyal bilime bu kadar önem veren profil uzmanlarımızın olduğu diziler için bu kadar genel bir tabir haksızlık olacaktır. Çünkü Ted Kaczynski ile Ed Kemper arasıda yöntem farkından daha büyük ayrılıklar söz konusu.

İzlerken zaman zaman seyirciye de yönelen etik sorgulamalar ve aynı zamanda karakterlerin etik ikilemlerini görmek en azından toplumsal olaylara dair biraz düşünme fırsatı doğurabiliyor. Devletin, devletin görünmeyen taraflarının, bürokrasinin ve bilim yapmanın zorluklarının gösterildiği vakit kaybı olmaz denebilecek bu dizilere bir şans verilebilir.

Etik sorgulamaları biraz daha derinleştirmek istersek hala kuramlarını akademide okuduğumuz Henry Murray’ın Ted Kazanski üzerinde de uyguladığı insan deneyleri sorgulamalı ve onu kütüphanemizde bulundurmalı mıyız sorusunu sormalıyız. Mindhunter’da incelenen suçluların Freudyen yaklaşımla sunulan geçmişlerinin bize gösterilmesi de göz önüne alınırsa suçluları toplum mu üretir yok suç bireysel midir sorusu ekranlarda yer edinmiş oluyor. Bu kadar konuya değinirken biz bu mesajı veriyoruz bakın demeyen yapımlar olduklarını söyleyebiliriz. Sadece Mindhunter’ın -Netflix yapımı olmasından ötürü olacak- bazı toplumsal mesajların yine anlatıya yedirilmeden ortaya konması hariç Amerikan yapımları oldukları göz önüne alınarak izlenebilecek ve üstüne şu ana kadar yazılıp çizildiği gibi daha da çok yazılabilecek birçok unsuru kapsayan ve sosyal bilimlere göz kırpmasıyla bir şans verilebilecek ve ortaya eleştirisi konabilecek yapımlar olarak görebiliriz.

 

kapak görselleri

https://www.google.com/imgres?imgurl=https%3A%2F%2Fm.media-amazon.com%2Fimages%2FM%2FMV5BNWNmYzQ1ZWUtYTQ3ZS00Y2UwLTlkMDctZThlOTJkMGJiNzBiXkEyXkFqcGdeQXVyNjg2NjQwMDQ%40._V1_.jpg&imgrefurl=https%3A%2F%2Fwww.imdb.com%2Ftitle%2Ftt5290382%2F&docid=zDyKtqpKv6tSaM&tbnid=OMRmO3RnEYQ6HM%3A&vet=10ahUKEwjA4rvDzpvkAhWBUxUIHQTQBiYQMwhHKAUwBQ..i&w=1500&h=2222&bih=706&biw=1536&q=mindhunter&ved=0ahUKEwjA4rvDzpvkAhWBUxUIHQTQBiYQMwhHKAUwBQ&iact=mrc&uact=8
https://www.imdb.com/title/tt5618256/
  1. http://montclairsoci.blogspot.com/2017/10/debbie-does-durkheim.html
  2. https://blog.linguistlist.org/fund-drive/how-does-linguistics-shape-a-criminal-investigation/

Leave a Reply