İlaç Gibi Bir Dizi: Modern Love

Merhaba Değerli Sinemaseverler!

Geçenlerde okulun yoğunluğuyla birlikte çok bunalmış ve yorulmuş bir haldeyken başlamış olduğum ve bana gerçekten ilaç gibi gelen bir diziden bahsetmek istiyorum sizlere. Yakın zamanda fragmanını izleyip merak ettiğim bu dizinin sekiz bölümden oluşan ilk sezonunun çıkmış olduğunu görünce hemen ilk bölümü açıp izlemeye başladım. Karşıma çıkan bu yapım gerçekten de yarım saat içerisinde sıkıntılarımı unutup yüzümde bir gülümseme oluşturmayı başardı. İşte karşınızda oldukça sıradan, bir o kadar da mutluluk veren bir dizi: Modern Love.

Zengin oyuncu kadrosuyla dikkat çeken Modern Love, yaklaşık yarım saatlik bölümlerden oluşan, her bölümü birbirinden bağımsız ve merkezine sevgi kavramını koymuş küçük hikayeler anlatan bir dizi. ‘Sevgi’nin anne-baba-çocuk sevgisi, aşk, dost sevgisi gibi, yani kısacası herhangi iki insanın arasında oluşan bir bağ sonucu ortaya çıkan bir duygu olarak aktarıldığını görüyoruz dizi boyunca, yani kavrama tek bir açıdan bakılmıyor. Hikayelerin ortak noktaları ise yalnızca aynı şehirde geçmeleri ve sevgi kavramını işlemeleri. Zaman zaman duygulandıran bu dizinin aynı zamanda iç ısıtan, insana mutluluk veren ve hayatında nelerin nelerden daha önemli olduğunu tekrardan düşündüren mesajlar veren bir yapım olduğunu söylemek de mümkün.

Bu diziye başlamayı düşünenlerin doğru beklentiler ile başlamaları ise oldukça önemli bana sorarsanız. Modern Love, özgün, aksiyonlu, bol komedili ya da insanı hayrete düşürecek bir yapım isteyen izleyicilerin beklentilerini karşılamayı başaracak bir dizi kesinlikle değil. Her bölümü derinlemesine incelenebilecek ve üzerine uzun uzun konuşulabilecek bir dizi de değil. Modern Love’ı anlatırken, dizinin bazen birçoğumuzun günlük hayatın yoğunluğunda unuttuğumuz ya da geri plana attığımız ama aslında çok basit ve bir o kadar da önemli olan bazı gerçekleri ve duyguları hatırlamamızı sağlayarak hayatımıza bir parça mutluluk, bir tutam renk katma amacı güden bir dizi olduğunu söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Oldukça basit, sıradan konuları işliyor, izleyiciye kesinlikle yeni bir şey öğretmiyor, yalnızca bir şeyleri hatırlatıyor. Adeta ters giden bir şeyleri düzeltmeyi amaçlıyor, bu yönüyle de gerçekten ilaç gibi.

Yarım kalan aşk hikayeleri, yürütülmeye çalışılan evlilikler, bir çocuğun büyümesi, insanların hayatlarını etkileyen hastalıklar, kazalar, yıllar içinde gelişen dostluk ilişkileri, alışılmışın dışındaki insan ilişkileri… Modern Love buram buram sıradanlık ve hayat kokuyor, tabii içinde bir parça optimistlik de yer alıyor.

Bu tatlı hikayeleri canlandıranların Anne Hathaway, Dev Patel, Catherine Keener, Tina Fey ve Andrew Scott gibi sevdiğimiz isimler olması da yalnızca daha da güzel yapıyor bu diziyi. Sinema filmlerinde görmeye alışık olduğumuz bu birbirinden yetenekli oyuncuların minik kısa filmler içindeki etkileyici performanslarını izleme şansını yakalıyoruz dizi boyunca. Yani Modern Love’ın izleyenlerini oyunculuk yönünden de tatmin ettiğini söylemek mümkün.

Kötü hissettiğinizde, bir şeylerden bıktığınızda, ara vermek istediğinizde size kendinizi gerçekten iyi hissettirecek ve umut verecek bir yapım Modern Love. Yoğun temponuza yarım saatlik bir ara vermek isterseniz bu küçük antidepresanı denemenizi öneririm.

 

Kaynaklar

https://www.npr.org/2019/10/19/771358695/modern-love-is-an-uneven-tour-of-new-york-romance

https://www.bustle.com/p/the-modern-love-characters-are-all-connected-by-this-one-episode-19225652

https://www.firstpost.com/entertainment/modern-love-amazon-studios-renews-anthology-series-featuring-anne-hathaway-dev-patel-for-second-season-7553441.html

 

 

Leave a Reply