“İyisi Mi Sen Mumları Bir An Önce Söndür, Laura”

Tennesse Williams’ın ünlü eserlerinden “The Glass Menagerie” (Sırça Kümes), Ankaralılarla buluşmaya devam ediyor. Can Yücel tarafından Türkçe’ye uyarlanan oyun, Meltem Keskin Bayur, Orhan Özyiğit, İrfan Kılınç ve Gülin Ersoy’un göz dolduran oyunculuklarıyla pek çok tiyatroseverin beğenisini kazanmayı başardı. Oyun 18 Aralık’a kadar Şinasi Sahnesi’nde izleyicilerin karşısına çıkmaya devam edecek.

1937 Büyük Buhran döneminde Amerika’nın St.Lois bölgesinde geçen oyunun anlatıcısı, aynı zamanda oyunun karakterlerinden biri olan Tom Wingfield’dır. Babası uzun zaman önce ölen Tom, kız kardeşi Laura ve annesi Amanda ile birlikte yoksulluk savaşı vermektedir. Çok az maaş aldığı ayakkabı atölyesindeki işinden hiç memnun olmadığını sık sık belirten Tom, zaman zaman sert,baskın ama aslında tek isteği çocuklarını iyi yerlerde görmek isteyen Amanda ile çatışma içine girer. Bunun sebebi, Tom’un artık annesinin baskısına katlanamamasıdır. Bu yüzden sık sık evden kaçma fikri Tom’un aklına girerek onu esir eder.

Oyundaki bir diğer karakter ise Tom’un silik, utangaç, topal ve aşağılık kompleksi her yanını sarmış olan kardeşi Laura’dır. Amanda’nın en büyük arzusu kızı Laura’nın yakın zamanda kendine uygun biriyle evlenmesi ve hayatını kurtarmasıdır. Eğitimini yarıda bırakan Laura’nın sırçalardan oluşan bir koleksiyonu vardır. Amanda, kızının bu koleksiyonunu “sırça kümes” olarak adlandırır.

Annesinin ısrarlarına artık dayanamayan Tom, en sonunda iş yerinden ve aynı zamanda liseden tanıdığı arkadaşı Jim O’Connor’ı akşam yemeği için evine çağırır. Jim’in aslında Laura’nın geçmişinde özel bir yeri olması olayları çıkmaza sürükleyen nokta olur. Özellikle ikinci perdede Jim ve Laura arasında mum ışığında bir sohbete tanık oluruz. Sohbet sırasında Jim’in yanlışlıkla Laura’nın sırça koleksiyonundaki en nadide parçalardan birini düşürüp kırmasının oyunun sonunda Laura’nın hayal kırıklığını temsil ettiğini söyleyebiliriz.

Aralarda çalan piyano tınıları, Laura’nın gramofonundan çıkan cazın buğulu sesi oyuna ayrı bir renk katmış. Özellikle, Tom’un babasından söz edildiği anlarda babasının duvarda asılı olan resmine ışık verilmesi hoş ayrıntılardan biriydi. Oyunun bir diğer özelliği de  içinde yazar Tennesse Williams’ın da hayatından kesitler olması.

Sırça Kümes”  umutlarıyla hayata tutunmaya çalışanların hikayesi. Tüm tiyatroseverlere tavsiye ederim.

 

Leave a Reply