Ayın Elemanı: Recep Tayyip Erdoğan

Uzun ve yorucu bir Haziran ayıydı. Sokaklardaydık, kilometrelerce yürüdük, biber gazlarından, polis coplarından kaçtık, avazımız çıktığı kadar bağırdık… Sadece fiziksel olarak değil ruhen de çok yıprandık. Çünkü bu ay bir fikir mücadelesi verdik biz. Yitirilen canlar, yaralanan insanlar, iktidar kanadından gelen trajikomik yorumlamalar ve medyanın korkunç yüzü…

Direnmeye devam ettik tüm çirkinliklere karşı !  Neden mi? Çünkü bu ay bizlerden daha çok çalışarak bize kaybettiğimiz özgürlük hissini yeniden yaşatan ve hatırlatan biri vardı. Kim mi?

Elbette ki benim haziran ayının en iyi elemanı seçtiğim, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.

Haziran ayı boyunca devam eden gösterilerde toplam 5 kişi hayatını kaybetti.

Haziran ayı boyunca devam eden gösterilerde toplam 5 kişi hayatını kaybetti.

Merak ediyorsunuzdur neden hayatını kaybeden direnişçiler değil, yaratıcılığıyla direnişe damgasını vuran duran adamlar, cesur Çarşılılar değil de Başbakan diye. Hem de tüm kışkırtıcı açıklamaları, siyasi kültürde yeri olmayan tutum ve söylemlerine rağmen!

Hemen açıklayayım ben size sebeplerini.

Birrr… Direnişin ilk günlerinden beri Başbakan “çapulcu bunlar, marjinal gruplar hepsi” diyor direnenlere. Bu söylemlerde tetikleyicisiydi direnişin. Her fikirden insan bir araya gelerek sokaklara indi. Sokaklarda ideolojisi hayatı olan insanlarda vardı, hayatında hiç eyleme gitmemiş, siyaset kelimesinin çok uzağından insanlar da .Direnişle doğan bu birliktelik kitlelerin içinde bir değişim başlattı. Gerçek anlamıyla marjinal olan gruplar halkla bir bütün olarak eylem dillerini yumuşattılar ve söylemlerini halka indirdiler, apolitize olmuş ve özgürlüklerine sahip çıkmayı unutmuş insanlarsa Başbakan tarafından “Marjinaller” denilerek marjinal hale getirildi. Barikat kurmayı, polisle mücadele etmeyi öğrendi, sokağa gaz maskesiz çıkmaz oldu. En önemlisi demokrasinin temeli olan kişisel özgürlüklere sahip çıkmasını öğrendi.

Bu halkın aklını başına getirdiğiniz için Teşekkürler Başbakanım…

İkii… Direniş boyunca medyanın içine gömüldüğü büyük sessizlik ve duyarsızlık bizlere medyanın nasılda AKP iktidarına hizmet eder hale geldiğini gösterdi. Meydanlarda olanları ya dış basından ya da birbirimizden öğrenebiliyorduk. Artık bilgi alabilmek için tek yol sosyal medyaydı. Çektiği yemeği fotoğraflayanlar artık sokaklardaki şiddeti fotoğraflar olmuştu.  Medyanın suskunluğu, gençleri usta Candy Crush oyuncularından, amatör kameramanlar, gazeteciler haline getirmişti.

Bizlere sosyal medyayı nasıl kullanacağımızı öğrettiğiniz için Teşekkürler Başbakanım…

Üççç… Erdoğan bu ay hiç boş durmadı. Biz sokaklarda çalışırken o da kürsüsünün başındaydı. 2 gün içerisinde 5 balkon konuşması yaptı araya 2 de “Milli İradeye Saygı” mitingi düzenledi. Mitinglerin adında saygı kelimesi geçiyordu ama tüm kamunun hizmetinde olan, parası halkın vergilerinden ödenen ulaşım araçlarını sadece kendi partililerini taşımak için kullanması, katılanların adeta ucuz bir tiyatro oyunu oynaması  saygısızcaydı. Ama olsun alışmıştık yürümeye bizler Haziran ayında . Sağlık Bakanı’nın bir konuşmasında dediği gibi Türk milletinin spora ihtiyacı vardı ve bizde ne güzel spor yapıyorduk.

Bizlere şu yoğun koşuşturmalarımızın arasında spor yapma olanağı sağladığınız için Teşekkürler Başbakanım…

Dörttt…  Başbakan yıllarca konuşmalarında toplumun pek çok ahlaki değerini kaybettiğini vurguladı. Haklıydı. Bencilleşen, birbirine saygı duymayan, dayanışma duygusunu kaybeden bireylere dönüşmüştük. Son bir ayda tüm bu kalıpları yıktık halk olarak. Gezi Parkı’nda namazını kılan Antikapitalist Müslümanlara canlı duvar olduk, çatışmalar sırasında birbirimiz koruyup, kolladık. Farklı etnik kökenlerden, ideolojik yapılardan hatta cinsel kimliklerden insanlarla bir araya gelerek, birbirimizin varlığına saygı duymayı öğrendik en azından birbirimize bir adım attık.

Bize kendi diktatörlüğünüzle dayanışmanın önemini hatırlattığınız için Teşekkürler Başbakanım…

Beşş… Direnişte en yoğun yaşanan duygulardan biride hayretti. Çünkü gözlerimizin önünde yaşananlar, ertesi gün Erdoğan’ın ağzında çarpıtılmış, yeniden kurgulanmış yalanlara dönüşüyordu. Kimi zaman camilerde içki içiyor, kimi zaman bayrak yakan teröristler olur kimi zamanda başörtülü vatandaşlara saldırıyorduk Erdoğan’ın söylemlerinde. Hayatını kaybedenlere de yer veriliyordu bu masallarda. Fakat katiller kahraman, giden canlarsa terörist ilan ediliyordu. Yargı ise bu masalları dinleyen ufak bir çocuktu bu senaryonun içinde. Ufak çocuğumuz masallara inanmış ve masaldaki kurbanları(!) koruyup, kolluyor onları kahraman ilan ediyordu. Başbakan’ın masalı, bizim için koca bir kâbustu. Direnişçiler olarak tüm bu yalanların içinde inancımızı kaybetmedik.

Toplum olarak ilk defa bu kadar sıkı kenetlenmemizi sağladığınız için Teşekkürler Başbakanım…

Altııı… Başbakan Erdoğan sayesinde direnişçiler hayatlarında hiçbir yerde, hiçbir ücrete alamayacakları bir eğitimde aldılar. Biber gazına karşı alınacak önlemler nelerdir? TOMA’nın sıktığı suyun rengine göre içeriği nasıl değişir? Barikat nasıl kurulur? Emniyet güçleri ne kadar emniyetlidir? Bir akrep saniyede kaç biber gazı atabilir? Polisin uyguladığı işkencenin ( ben şiddet kelimesinin zayıf kaldığını düşünüyorum yapılan muamelelerde) ne boyuta ulaşabilir? gibi soruların cevaplarını öğrendik biz bu eğitimle.

Eğitim politikalarınız hayatımıza kattıkları nedeniyle Teşekkürler Başbakanım…

Yedi…  Vatana, millete faydalı hukuka saygılı bir birey olmanın gereklilikleri hakkında bilgilendik direniş süresince. Hukuk kurallarına uygun bir yaşam sürmemiz için demokrasilerde temel hak olan eylem hakkımızı kullanmamamız, insan öldürmemiz veya yaralamamız, tecavüz etmemiz, delil karartmamız, yalan söylememiz, ormanları yok etmemiz gerekiyormuş.

Tüm bunları yaptığımız takdirde 24 aylık maaşla* bizi ödüllendirme garantisi verdiğiniz için Teşekkürler Başbakanım…

 

Sekizzz…  Direnişi destekleyen sanatçılara, akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine, iş adamlarına değinmeden olmaz. Çünkü Başbakan Erdoğan direniş boyunca konuşmalarıyla provokatör olduklarını iddia ederek pek çok ismi işaret etti. Özellikle Mehmet Ali Alabora yoğun eleştirilere maruz kaldı. Erdoğan’ın “ Evinde zor tuttuğum bir yüzde 50 var” sözleri ise sokaklardaki karmaşayı bir başka boyuta taşıdı. Rize’de ADD ve TGB üyesi bir grup vatandaşın az kalsın 2. Madımak olarak adlandırılacak bir katliamdan kurtulması bu boyutu anlamak da yardımcı olur. Halk sanatçısına sahip çıkmayı, artan polis şiddetine rağmen sokaklarda kalmayı, daha da artarak mücadele etmeyi öğrendi.

Bizlere inandığımız şey uğruna mücadele etmeyi ve cesur olmayı öğrettiğiniz için Teşekkürler Başbakanım…

Başbakanın bu günlere gelmesini sağlayan AKP siyasalarına da katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.

Daha söylenecek çok söz ve edilecek çok teşekkür var. Mazur görün beni ama kişisel bir teşekkürle sonlandırmak istiyorum bu yazıyı.Siyaset Bilimi okuyan ve gün geçtikçe topluma olan güvenini kaybeden 22 yaşında bir üniversite öğrencisiydim bir ay önceye kadar. Haziran ayının bana yaşattıkları ve öğrettikleriyle içimde tekrarda oluşan bir inanç ve direndefne demeye gücüm var.

 

TEŞEKKÜRLER DİRENENLER VE DİRENMEYE DEVAM EDENLER!

 

 

* http://www.memurlar.net/haber/385297/

Leave a Reply