Hepimizin de bildiği üzere son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye arasındaki ilişkilerde ipler oldukça gergin. Özellikle 9 Ekim 2019 tarihinde Barış Pınarı Harekâtı’nın başlaması ile hem liderler hem de ülkeler arası ilişkilerimiz ve diplomasimiz değişmeye başladı. Barış Pınarı Harekâtı’nı desteklemeyen Donald Trump ise fikirlerini artık sadece “Twitter Diplomasisi” ile açıklamayı bırakıp, iki ülkenin ilişkilerine çok fazla zararı dokunacak ve pek çok diplomata göre tarihte eşi benzeri görülmeyen bir mektup yazdı. Mektupta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan terör örgütü YPG ile müzakere etmesini istediğini belirtirken bunu oldukça usulsüz ve resmi olmayan bir dille, adeta “Twitter Diplomasisini” somut bir mektuba taşıması son zamanlarda hem dünya gündeminden hem de Türkiye gündeminden düşmüyor ve uzun bir süre de düşmeyeceğe benziyor.

 

Trump ve Literatüre Şahsen Kattığı “Twitter Diplomasisi”

 

Yıllardır süregelen ve alışılmış bir sistemi olan devletlerarası ilişkilerin görüşme aşamalarını, usullerini, elçilikleri ve konsoloslukları Trump sayesinde devre dışı bırakan bir sosyal medya mecrası olan “Twitter Diplomasisi” son zamanların çok konuşulan olaylarından… Trump ne zaman bir tweet atsa çok konuşulur oldu çünkü bir devlet başkanının daha önce hiçbir devleti sosyal medya aracılığı ile tehdit ettiği ya da eleştirdiği görülmemişti.

 

Trump’ın mektubunda şu ifadeler yer alıyor:

 

Sayın Cumhurbaşkanı;

 

Hadi iyi bir anlaşma yapmaya çalışalım. Siz binlerce kişinin öldürülmesinin sorumlusu olmak istemezsiniz, ben de Türk ekonomisini yok etmek istemem, ki yaparım. Yapabileceklerimin küçük bir örneğini Rahip Brunson konusunda zaten size göstermiştim.

 

Sizin sorunlarınızı çözmek için çok çalışıyorum. Dünyayı hayal kırıklığına uğratmayın. İyi bir anlaşma yapabilirsiniz. General Mazlum (Şahin Cilo adlı PKK’lı) sizinle müzakere etmek istiyor, geçmişte yapamayacağı pek çok tavizi vermeye razı. Yeni elime geçen, bana hitaben yazdığı mektubu ekte size gönderiyorum.

 

Eğer bunu doğru ve insani şekilde yapabilirseniz, tarih size olumlu bakacaktır. Eğer iyi şeyler olmaz ise sizi sonsuza kadar şeytan olarak görecektir. Katı bir adam olmayın. Budala olmayın.

 

Sizi daha sonra arayacağım.

Saygılarımla,

Donald Trump

 

Skandal olarak anılabilecek ve adeta siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler kitaplarına ayrı bir konu olarak girebilecek ve üstüne çalışılabilecek bu mektup pek çok lider tarafından eleştirildi ve bence de eleştirileri tamamen hak eden bir üsluba ve resmiyetsizliğe sahip. Her ne kadar tüm dünya Donald Trump’ın twitter üzerinden attığı tweetlere artık şaşırmayı bıraksa da Trump her zaman yeni bir hamle ile ülkelerarası diplomasiye damgasını vurmayı başarıyor. Rus diplomat ve Dışişleri Sözcüsü Zaharova’ya göre bu mektup adeta ABD’nin siyasi sistem stilinin uluslararası alana bir yansıması ve ABD’nin diğer ülkelerle özellikle de müttefikleri (NATO) ile olan ilişkilerinin açık bir göstergesi.

 

Recep Tayyip Erdoğan’ın Cevabı Ne Oldu?

 

Bir canlı yayında mektuba tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece devletlerin devletler ile masaya oturup anlaşabileceğini ve YPG’nin böyle bir vasfı olmadığından ve olamayacağından kaynaklı bu fikre tamamen kapalı olduklarını açıkça belirtti. Hatta tepkisini sert bir şekilde ortaya koyarak bir terör örgütü liderinin mektubunun nasıl ona yolladığını da belirtmeyi unutmadı ve bunu münasebetsizlik olarak gördüğünü söyledi. 13 Kasım’da ABD’nin davetine icabet ederek bir heyet olarak oraya gideceklerini ve mektubu da yanlarında götüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu açıklamaları orda da devam ettireceğini ve teröristlerle asla aynı masaya oturmayacaklarını eklemeyi de unutmayacağını belirtti.

 

Peki Sizce Neler Olacak?

 

Daha önceden Abdullah Öcalan’ın manevi oğlum dediği YPG/PKK’lı terörist, asıl adı Ferhad Abdi Şahin ve bilinen adı Mazlum Kobani ile görüştüğü bilinen Donald Trump geri adım atacak mı? Yoksa isteklerinde ısrarcı olmaya ve resmiyetsiz üslubunu sürdürmeye devam edecek mi? Türkiye Heyeti nasıl bir sonuçla dönecek?

Mektubun kısa ve uzun soluklu sonuçları görülmeye bir süre daha devam edeceğe benziyor ve tarih kitaplarına girecek bu mektup tartışmasının nasıl sona ereceği uluslararası diplomasi tarafından merakla bekleniyor.

Leave a Reply