Çalkantılı, heyecanlı, hayal kırıklıklarıyla dolu bir Euro 2016 serüveni arkada kaldı. Prim kavgalarıyla, oyuncu seçimleriyle, koşu mesafeleriyle bol bol tartışılan milli takım şimdi yeni bir maceraya hazırlanıyor. Ancak tabii ki sorunları, kavgaları ve tartışmaları eksik olmadı yine bu başlangıçta. Meşhur prim kavgasında başrol olduğu basın tarafından yazılan oyuncular Hırvatistan ve İspanya maçlarındaki isteksiz ve mücadelen uzak görüntüleriyle tepki toplamıştı. 2 ay boyunca devam eden sessizlik sonucunda olayların turnuva sırasında halı altına süpürülmeyi çalışıldığı Fatih Terim’in kadro seçimi sonrasında açığa çıktı. Türk futbol tarihinin en parlak kariyerini yaşayan Arda Turan’ın yanı sıra sürekli 11 oynattığı Caner Erkin, Selçuk İnan, Gökhan Gönül, Burak Yılmaz, Hakan Balta da alınmayınca spor medyası yine çalkalanmaya başladı. Öncelikle böyle cesur bir kararı Fatih Terim’den başka alacak çok fazla hoca olmadığını belirttikten sonra dünkü basın toplantısında verdiği üstü kapalı ifadelerle de yeni bir çok tartışmayı doğurdu Fatih hoca. “Hata bana değil benim üzerimden Türk halkına yapılmıştır” sözü ihanet mi? Sorularını ortaya çıkardı. Eğer söylenildiği gibi affedilemez bir milli formaya ihanet suçu varsa, bu isimlere milli takım kapısının açık bırakılması çelişki yaratıyor. Bu nedenlerle Mehmet Demirkol’un dediği gibi çok tatmin edici bir basın toplantısı olmasa da en azından Dünya Kupası eleme sürecinde benzer sorunların tekrar yaşanmamasını umuyoruz.
içerik
2018’in ev sahibi Rusya ile yapacağımız hazırlık maçıyla başlayacağımız bu süreçte yukarda saydığımız isimlerin olmayacağını düşünürsek en önemli kozlarımız, büyük umutlar bağladığımız genç yeteneklerimiz olacak gibi duruyor. 19 yaşında Fransa’daki turnuvada herkesi büyüleyen, Dortmund’a transfer olan, yabancıların deyimiyle “wonderkid” Emre Mor, bu performansını devam ettirirse hem maçlar kazandıracak hem de bonservis değerini katlayacak gibi duruyor. Onun gibi çok genç yaşta milli takıma adapte olan, Euro 2016’da etkili olmasa da umutlarımızın sürdüğü Hakan Çalhanoğlu oyun içinde pek olmasa da duran toplardaki ustalığıyla maçlar kazandırabilecek bir isim. Onun dışında her ne kadar kritik Hırvatistan maçında sakatlığı sebebiyle yer alamayacak olsa da Beşiktaş’da yaptığı işlerle büyüleyen Oğuzhan bu performansını milli takıma da aynen taşımayı başarırsa en önemli kozumuz olabilir. Yıllardır birinci sınıf forvet çıkarmakta zorlanan A Milli takımda bir başka 19 yaşındaki Enes Ünal büyük heyecan uyandırıyor. Geçen hafta attığı birbirinden güzel gollerle hat-trick yapan Enes Türkiye ile beraber Avrupa’nın da dikkatini çekmiş durumda. Muhtemelen Rusya maçında şans bulacak olan genç yıldız, performansına göre Hırvatistan maçı ve geri kalan elemelerde de oynayabilir. Onun dışında forvet bölgesi için Bursa altyapısından yetişen Batuhan Altıntaş, Almanya taraflarından Kenan Karaman ve Galatasaray’da yıldızı parlayan Sinan Gümüş bu kadroya alınmasalar da gelecek için izlenecek isimler arasında yer alıyor.
mor
Hücumda alternatifli kadromuzla Arda dışındaki eksikler çok aranmayacak olsa da savunma kısmındaki kaliteli oyuncu sıkıntımız devam ediyor. Avrupa’nın büyük kulüplerinin listesinde yer alan Ömer Toprak probleminin halen çözülmemiş olması daha da zarar verecek gibi. Euro 2016’da eksikliği yüzünden Mehmet Topal’ı oynatan Terim bunun zararını özellikle İspanya maçında görmüştü. Genç yetenek Çağlar Söyüncü gelecek için umut verse de takımda belki de en çok tecrübe isteyen savunma hattında kritik maçlarda şans bulması zor gibi gözüküyor.
arda
Eleme grubumuza bakarsak Hırvatistan Ukrayna İzlanda Kosova ve Finlandiya ile mücadele edeceğiz. 3.torbadan katıldığımız göz önüne alınırsa fena bir grup değil gibi ama Hırvatistan, Ukrayna ve İzlanda ile vereceğimiz liderlik mücadelesi çok çekişmeli ve bol sürprize gebe gibi duruyor takımların güç olarak çok farklı olmadıklarından dolayı. Hırvatistan biraz öne çıksa da seyircisiz oynama cezasının acısını çekecekler. İzlanda’nın Fransa’da yakaladığı büyük başarıyı devam ettirip ettiremeyeceği soru işareti. Çünkü artık daha çok ciddiye alınan ve taktikleri bilinen bir takım. Ukrayna da bizim gibi kötü bir turnuva geçirdikten sonra komşularındaki Dünya Kupası’na katılmak isteyeceklerdir. İlk maçın Hırvatistan deplasmanıyla en zor maçımız olması bir dezavantaj gibi gözükse de seyircisiz oynayacak olmalarını ve yaşadığımız krizi oyuncuların ekstra motivasyonuyla avantaja çevirmemiz lazım. Bunu yapacak kişi de elbette Fatih Terim.

Leave a Reply