Play-off Heyecanı Devam Ediyor

4 aylık bitmek bilmeyen basketbolsuz bir ara ve ardından 6 ay boyunca süren normal sezon maçlarının ardından playoff zamanı yine geldi çattı. Genel itibariyle değerlendirdiğimizde, 2006 playoff’larından sonra son yıllardaki en çekişmeli playoff serilerine tanıklık ediyoruz ve üstelik daha henüz ilk turdayız. Bu kadar çekişmenin olduğu serilerde, süprizlerin yaşanması da kaçınılmaz oluyor. Normal sezondaki Chicago ve San Antonio Spurs’un müthiş formlarıyla 60+ galibiyete ulaşması, Oklahoma Thunders’ın müthiş yükselişi, Lakers’ın dengesiz performansı gibi çeşitli alışagelmedik durumlara rağmen kimse playoff’ların bu kadar süprizle dolu olacağını beklemiyordu. Bu hafta öncelikli olarak süpriz olarak adlandırabilecek şekilde devam eden serileri aktarmaya çalışacağım.

Chicago Bulls-Indiana Pacers: Seride Durum: 3-1

Derrick Rose önderliğinde normal sezonda fırtına gibi esen ve Majesteleri’nin döneminden beri başarıya aç bir Chicago Bulls ve karşılarında %50 derecesinin çok altında bir galibiyet yüzdesiyle(37-45) zorlukla playoff yapabilen yetenekli ama dağınık bir takım görüntüsü veren Indiana. Eminim ki ben de dâhil olmak üzere pek çok kişinin tahmini Chicago’nun Indiana’yı kolayca süpürüp yarı finaldeki rakibini beklemeye başlayacağı idi.  Ancak playoff’ların atmosferinin bambaşka olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi şu an devam etmekte olan bu seri.  Indiana ortaya koyduğu takım oyunu ve mücadelesiyle bütün otoriteleri şaşırtırken maç sonunu oynayamama hastalığından dolayı bir anda seride 3-0 geriye düştü. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Indiana 4.maçı 89-84 kazanarak seriyi 3-1’e getirdi. Her ne kadar bu noktadan sonra Indiana’nın tur atlaması çok zor olsa da bir maç daha alabilmek için bütün güçleriyle mücadeleye devam edeceklerinden kimsenin şüphesi kalmadı. Chicago cephesinde ise her ne kadar 3-1 önde olsalar da durum normal sezondaki kadar güllük gülistanlık değil. Playoff’ların başlamasıyla beraber performansı düşmeye başlayan Derrick Rose serinin Indiana’ya taşınmasıyla adeta dibi gördü(%25 şut isabeti). Ayrıca, boyalı bölgede NBA’in en iyi bitirici oyuncularından biri olan Carlos Boozer’ın Chicago sistemi içerisinde basit bir tamamlayıcı oyuncuya dönüşmesine bir türlü çözüm üretemeyen Chicago ilerisi için pek de iyi sinyaller vermiyor.

Seri Tahmini: 4-2 Chicago

San Antonio Spurs-Memphis Grizzlies: Seride Durum: 1-2

Chicago’nun hemen ardından ligi 61 galibiyetle Batı birincisi olarak bitiren San Antonio, Batı’da 8.olan ve 2002’den beri ilk defa playoff yapan (tarihlerinde playoff galibiyeti bulunmayan) Memphis Grizzlies’la eşleşti. Memphis’i özellikle All-Star arası sonrasında izlememiş bir kişiye bu seri hakkındaki görüşleri sorulsa muhtemelen Spurs’un domine edeceğini ve 4-0 ya da 4-1 gibi bir skorla kazanabileceğini söylerlerdi. Ancak, Memphis’in genç ve başarıya aç kadrosu oynadıkları oyun itibariyle Spurs’e çok ters gelebilen ve ayrıca playoff’taki birçok takımının da eşleşmekten çekindiği bir ekip olan Memphis San Antonio’da oynanan maçlardan ilkini kazanmayı başararak büyük bir süprize imza attı. Her ne kadar deplasmandaki 2.maçı kaybetse de, kendi seyircisi önünde oynadığı ilk maçı da kazanarak seride 2-1 öne geçti. Nba tarihinin en sorunlu oyuncularından biri olan Zach Randolp, abisi kadar yetenekli olduğunu her maçta bize gösteren Marc Gasol, kendisine verilen kontratı eleştirenlere inat takımı oldukça iyi idare etmeye başlayan Mike Conley ve bu üçlünün etrafında özveriyle mücadele eden rol oyuncularıyla müthiş bir takım oyunu oynayan Memphis Grizzliez, ayrıca bu takımın lideri olan Rudy Gay’den(omuz sakatlığı sebebiyle) yoksun olarak Spurs’e meydan okuyor. İlerleyen günler bize Memphis’in 2007’de 8. sıradan playoff yapan Golden State’in Dallas’ı elemesinden sonra bir başka büyük süprize imza atıp atamaycağını gösterecek olsa da şu ana kadar ortaya konan bu basketbolla Memphis’in taraftarlarını sevindirdiği kesindir.

Seri Tahmini: 4-3 Memphis

Dallas Mavericks- Portland TrailBlazers:  Seride Durum: 2-2

Portland belki de son yılların en şanssız takımlarından biri Nba’de. Greg Oden’ın bitmek bilmeyen sakatlıkları, Brandon Roy’un her iki dizinden de geçirdiği sayısız ameliyatların ardından eski bitiriciliğini ve yırtıcılığını sergileyememesi, Marcus Camby’nin haftada bir sakatlanıp 3-5 maç kaçırması gibi bütün aksiliklere rağmen Batı’da 7. sırayı alarak Dallas’ın rakibi oldular. Dallas’daki 2 maçı da Mavs’in almasının ardından 3.maçı Portland alarak seride durumu 2-1 yaptı ve gözler 4.maça çevrilmişti. Maça iyi başlayan Dallas, 2.periyotun ortalarından itibaren sert savunmayla birlikte farkı bir ara 22 sayıya kadar çıkarsa da Brandon Roy önderliğinde(son çeyrek 18 sayı, Portland’ın son 16 sayısının 12’si) efsanevi bir geri dönüş yapan Portland maçı kazanarak hem seriye dengeyi getirdi hem de Dallas’a karşı müthiş bir psikolojik üstünlüğe sahip oldu. Dallas ise 2006’daki o lanetli finalden beri playoff’larda hep beklenmedik sonuçlara imza atarak normal sezondaki başarısını bir türlü taçlandıramadı bu seneye kadar. Normal sezona yine çok iyi başlayan ve Nowitzki’nin sakatlığına kadar olan bölümde NBA birinciliğini elinde tutan Dallas’ın All-Star arası sonrası düşüşü şu anda da devam ediyor. Özellikle ligin elit takımlarına karşı aciz bir görüntü ortaya koyan Dallas, bu formunu devam ettirrise Marc Cuban’ı ve taraftarlarını yine üzücekmiş gibi gözüküyor.

Seri Tahmini: 3-4 Portland

Leave a Reply