Tenis sezonunun Fransa Açık sonrası topraktan çim zemine geçtiği bugünlerde içinde bulunduğumuz yaklaşık 1 aylık periyot bazı oyuncular için senenin en beklenen dönemi; bazıları içinse “mecburen” oynanan veya direkt “pas” geçilen bir dönem olmuştur. Çim kort, yaşayan bir zemin olduğu için bakımındaki zorluklar ve çabuk yıpranması gibi sebeplerden ötürü sezonun ancak bir ayında tenis turuna hizmet veriyor. Bununla birlikte, diğer zeminler gibi bir Masters 1000 turnuvası eksikliği halihazırda tartışılan ve bir diğer “uç” zemin olan toprakla kıyaslandığında adaletsizlik yarattığı gündeme getirilen bir konu olsa da şu anki takvimde -ki bu süreç Wimbledon hariç 2 haftaya denk geliyor- bu pek mümkün görünmüyor. Takvimin 1-2 hafta esnetilmesiyle ancak ileride böyle bir uygulamanın isabetli olacağını söyleyebiliriz. Yeri gelmişken, tarihi ve saygınlığıyla dünyanın en büyük tenis organizasyonu olarak görülen Wimbledon, her sene odak noktası olmayı başarıyor. Konumuzun merkezi olan çim zemin ise günümüze gelirken bazı değişiklikler yaşadı. En bilinen değişiklik ise 2001 yılında zeminde yapılanı. 2001 öncesindeki zeminin çok daha hızlı olduğunu ve çim kort spesiyalistleri dediğimiz oyuncu tipine daha uygun olduğundan bahsediliyor, değişiklik sonrası ise zeminin daha sert oluşuyla (%100 uzun ömürlü çime geçilmesiyle) beraber topların zeminde daha yüksek sekmesi ve yavaşlaması söz konusu. Bu değişiklik çimin turnuva boyunca daha uzun süre dayanmasını sağlamak amacıyla yapılmıştı. Bununla beraber, 2001 sonrası Wimbledon’da servis-vole ve file önü puan sayısının dramatik şekilde düştüğünü biliyoruz. Dolayısıyla çim kort uzmanı oyuncular da zaman içinde profil olarak değişim gösterdi. Kadınlarda da elbette çim kortta çok daha yüksek performans gösteren oyuncular mevcut fakat “spesiyalist” noktasında servisin ve dolayısıyla volenin etkisinin erkek turuna oranla çok daha düşük olduğunu düşünürsek WTA oyuncularını aynı başlık altında değerlendirmek sağlıklı olmayacaktır. Bu yazıda çim kortun değişimi ve yakın dönemdeki erkek çim kort spesiyalisti oyunculardan bahsedeceğim.
Çim kort uzmanları:
Çim kort spesiyalisti(uzmanı) dediğimiz oyuncuların tanımlanmasında 2 farklı görüş mevcut. Bunlardan ilki çim kort spesiyalisti (ÇKS) oyuncuların diğer zeminlerde kayda değer başarısı olmamasını hatta kimi zaman diğer zeminleri pas geçtiğini, ancak çim sezonunda dramatik bir yükseliş göstermesi gerektiğini savunurken; ikinci görüş ise tüm zeminlere oranla çim kortta daha yüksek bir galibiyet oranına sahip olmalarını yeterli görüyor. Bu tartışmanın bir tarafı olmadan önce bir tespit yapmanın gerekli olduğuna inanıyorum. Bugünkü ÇKS tanımlamamızda galibiyet oranlarına bakmanın daha doğru olacağı fikrindeyim zira artık oyuncular tüm zeminlere çok daha iyi adapte olurken zeminler de eskisi kadar “vahşi” değil. Geçmişte zemin yapılarındaki dramatik farklılık her zeminin ayrı “özel” oyuncusu olmayı beraberinde getiriyordu. Çim dendiğinde servis-vole ve file puanları dışında bir başarı formülü mümkün değildi, fakat bugünün tenisi her kortta aşağı yukarı aynı doğrularla oynanıyor ve sonuç veriyor. Bunun sebebi çimin materyal olarak eskisi kadar yüksek hıza ve daha alçak sekmeye izin vermemesi. Organizatörler, 80’li yıllarda çim-kort tenisinin “sıkıcı” hale geldiğini düşünerek böyle bir değişime gitme kararı aldılar ve hem zemin yapısı hem de turnuvalarda kullanılan toplar zemin hızlarını birbirine yaklaştıracak şekilde değişim gösterdi.(2) Diğer etkenler ise raket teknolojisi ve oyuncuların atletizmlerinin yükselen seviyesi. Bu değişimler sonrası eskisi kadar saf çim oyuncusu görmek neredeyse imkansız. Oyun uzun süredir geri çizgi oyununa dönüşmüş durumda ve “servis-vole” oynayan oyuncu sayısı çim zeminde dahi parmakla sayılacak kadar az. Dolayısıyla ÇKS dediğimiz zaman, 2. tanımı bugün için geçerli saymamız hem daha sağlıklı bir ayrım yapmaya hem de 1. kategoriye giren oyuncuları da kapsamamıza olanak sağlar. Kendi yaptığım bir 10 oyunculuk ATP çim kort spesiyalisti listem(sırasız) şöyle olurdu:
1. Nicolas Mahut: Günümüzdeki en saf çim oyuncularından birisi. Servis-vole, file oyunu geleneğini sürdüren nadir isimlerden Mahut, kariyerindeki 4 tekler kupasını da çimde kazandı. Diğer zeminlerle arasında uçurum derecesinde galibiyet oranı farkı onu eski usul bir ÇKS yapıyor.
2. Dustin Brown: Tanıyanlar bilir, Brown çim ile yaşayıp ölen oyunculardan. O da 1. Kategoriden listeye giren oyunculardan bir tanesi. Kendisini çim sezonu hariç turda görmek neredeyse imkansızken, yeşil zeminde akla gelen pek çok büyük galibiyeti var. Kendisini büyük servisleriyle ve pek çok farklı şekillerde fileye yaklaşıp vole alırken görmeniz mümkün. Kariyer galibiyet oranı ise elbette çimde %38.8 den %45’e yükseliyor.
3. Mischa Zverev: Kariyerinin tek tekler kupasını çimde kazanan oyuncu, ısrarlı servis-vole denemeleri ve fileye yaklaşımlarıyla bu listeye giriyor. Ayrıca kariyer galibiyet oranı %40 iken çimde bu oran %50’ye çıkıyor.
4. Ivo Karlovic : Doktor Ivo. Servis doktoru elbette bu listede kendine yer bulmalı. Bugün 40 yaşında hala ilk 100 içerisinde ve çim kort tenisini tüm zeminlerde icra etmeye devam ediyor. 2. Serviste dahi mümkün olduğunca servis-vole deneyen 2.11 lik dev, nesli tükenen oyunculardan birisi. 8 tekler kupasının 3’ü çimde geldi ve kariyer %52.4 lük ATP tur kazanma oranı çimde %64’e yükseliyor.
5. Feliciano Lopez: Listenin şüphe götürmeyecek isimlerinden Feli, kariyer %52-53 civarında seyreden kazanma oranını çimde %65.6’ya yükseltiyor. Bununla beraber 6 tekler kupasının 4’ü çimde geldi. Tek-el backhand kullanması ve servis vole sıklığıyla geleneksele yakın diyebileceğimiz bir spesiyalist. Kayıp olduğu sezonların ardından birkaç gün önce Queen’s Club’ta tekler ve çiftlerde kupaya ulaşması Lopez’in çim uzmanlığını teyitler nitelikteydi.
6. Adrian Mannarino: Bu listenin en sürpriz ismi belki de Fransız. Diğerlerine göre kısa boyu(180cm) ve geri çizgiye daha yatkın oyununa rağmen çim kortta dramatik bir yükseliş gösteriyor. %45.6 olan bu oran çimde %60.8’e kadar yükseliyor. ATP turdaki tek kupası da geçen hafta çimde gelmişti.
7. Marin Cilic: Büyük servis ve forehand kombinasyonu. Marin Cilic devasa fiziğine rağmen oyunu baseline çevresinde domine eden bir çim kort uzmanı. Çimde elit bir grubun ulaşabildiği %70.5’lik galibiyet oranına sahip ki bu diğer zeminlerde yakaladığı oranların çok ötesinde. Hızlı kortlarda kesinlikle en korkulan isimlerden olan Hırvat oyuncunun kariyerinde -şimdilik- 2 tane çim kort şampiyonluğu bulunuyor.
8. Roger Federer: 8 Wimbledon şampiyonluğu, 19 çim-kort kupasıyla Federer, halihazırda tarihin en iyi tenisçisi olarak görülse dahi bir çim kort spesiyalisti olarak sivriliyor. Büyük dörtlü (Federer-Nadal-Djokovic-Murray) için genel olarak “tenis spesiyalisti” diye bahsetmek daha doğru olsa da Federer ile çim arasındaki özel sinerji onu listenin tepesine yerleştiriyor. Bu yönüyle 2. tanıma daha çok uysa da Federer çok başarılı tenisçiler arasında servis-vole ve file oyununu en çok kullanan isim olarak öne çıkıyor. Kariyer kazanma oranı ise çimde %82.2 den %87.4’e yükseliyor. Bu oran farkı Federer seviyesi için oldukça yüksek ve onu bu kategorinin zirvesine taşıyor.
Özel Seçimler (namıdiğer “honorable mentions”)
Yakın dönemde tenisi bırakmış, çim kort uzmanı tanımına direkt uyacak iki isme burada yer vermek istiyorum. Bu isimlerin maçlarını Youtube’tan bulup nostalji yapmak mümkün.
9. Michael Llodra: Fransızların amansız file oyuncusu Michael Llodra benim küçük yaştan aklıma kazınan birkaç “özel” oyuncudan bir tanesiydi. Israrla servis-vole denemeleri ve fileye gelişleriyle geleneksel çim kort tenisinin yakın dönemdeki en net temsilcilerinden biriydi. Llodra’nın kariyer ATP tur galibiyet oranı %45.8 iken çimde bu oran %60’ı buluyor.
10. Radek Stepanek: Çekya’nın en önemli oyunculardan biri Stepanek, yıllara meydan okuyan tenisini 2017’de emekli olana kadar göstermeyi sürdürdü. Fantastik voleleri, aşırtmaları ve kesme vuruşlarıyla çim kort spesiyalistlerinin en bariz örneklerinden birisiydi. Novak Djokovic’in kendisiyle tıpkı bir diğer çim efsanesi Boris Becker’le olduğu gibi bir dönem çalışmak istemesi tesadüf olmasa gerek…
Üstteki videoda anlatmaya çalıştıklarımın bir özeti derlenmiş aslında. Sonuç olarak, artık eskisi gibi büyük ayrımların olmadığı zemin şartları uzman çıkarmayı mümkün kılmıyor. Bugün Federer’in oynadığı oyun bile 30-40 sene önceki çim oyunundan çok uzak görüntüde. Keza Nadal da 1980’lerde yaşasa muhtemelen çim sezonunu pas geçecek pek çok isimden biri olacaktı. Zeminler arasındaki bu benzerlik günümüzün efsane oyuncularının geri çizgide oynadıkları güç tenisiyle oyunu sezon boyunca domine etmesini sağlıyor ve uzun ralliler seyir keyfine katkı yapıyor olsa da yılın en azından 1-2 ayında toprak ve özellikle çim sezonlarında daha farklı bir tenis görmeyi isterdim. Toprak yine beklenen uzun rallileri bize verirken çimde eskisi kadar varyasyon göremiyor oluşumuz zeminin karakterini yitirmesine sebep oluyor. ATP yine çok hızlı halı kortlardan 2009 yılında bu sebepten ötürü tamamen vazgeçmişti. Bugün çim-kort karakteristiğini yansıtan tenis stili oyunculara taktiksel bir silah ve marjinal bir fayda getirmenin ötesinde değil. Listedeki oyuncuların yaşlarına bakarsak bunu yapan oyuncu sayısı gitgide azalmaya devam edecek ve bir daha Sampras, Edberg, Becker hatta son dönemde izlediğimiz Federer gibi bir ismin bir daha gelme ihtimali hayli düşük görünüyor.
http://news.bbc.co.uk/sport2/hi/tennis/4121364.stm
http://www.tennis.com/pro-game/2017/06/what-if-grass-court-tennis-kept-pace/67007/