Anadolu’da Yaşamış En Ünlü Kişi “Noel Baba”

Şu sıralar bir hayli popüler olan Noel Baba’nın gerçek hikayesi ve aslında Antalyalı biri olduğu pek bilinmiyor. Bu yazı Noel Baba’nın tarihsel kişiliğini odak noktasına alacak ve sonra da şu anki imajına nasıl kavuştuğundan bahsedecek. Ancak Noel Baba’nın kendi hikayesine başlamadan önce onun doğduğu zamanda kendisinin de vatandaşı olduğu Roma Devletinin sosyal-kültürel ve politik konumuna bakmamız Noel Baba’yı anlamamıza yardımcı olacaktır.

M.S. 30’lu yılarda Roma devletinin toprağı olan Kudüs ve çevresinde hem bölgesel olarak yahudi hahamlarına hem de daha genel anlamda Roma İmparatorluğu’na karşı silahsız bir şekilde başlayan İsa hareketi hem dinsel hem de siyasal otoriterlere karsı ciddi anlamda tehdit oluşturmuştur. İsa’nın otoriter güçlere nasıl ve neden karşı geldiği başka bir yazının konusu olması gerekecek kadar uzun ve kapsamlı bir konu olduğu için o kısmı atlamamız gerekiyor. Lakin İsa’nın hareketi ciddi anlamda siyasal ve dini liderleri rahatsız etmiş olacak ki İsa’ya 33 yılında Roma Devleti tarafından ölüm cezası verildi. Ayrıca Roma devleti Hristiyanlığı yasaklı
din ilan etti ve yüzyıllarca İsa’yı takip ettiklerini söyleyen kişilere farklı farklı zulümler yapıldı. Ancak Roma Devleti’nin Hrıstiyanlara bu tutumu hristiyanlığın gizlice yayılmasını durdurmadı, 300 yıl boyunca soylu kesimin aksine halk tabakası çok ciddi oranda gizli bir şekilde Hristiyanlaştı, kendilerine ait cemaatler kendilerine ait dini liderler seçtiler. İşte bu dini liderlerden biri ise bizim tanıdığımız ismi ile Noel Baba gerçek ismi ile ise Aziz Nikolas’tır.

Nikolas’ın doğduğu yer Patara(Antalya-Kaş) olarak kabul edilmesinin yanı sıra yaşamını büyük ölçüde sürdürdüğü yer Myra’dır. (Antalya-Demre) Myra’da başpiskoposluk yaptığı sıralarda
Roma Devleti’nde Hristiyanlik halen yasaklı bir dindi ve imparator Dıocletıanus’un yayınladığı sert bildiriye göre kliseleri yakılacak ve klise liderleri ise tutuklanacaktı. Bir tahmine göre bu dönemde 3000-3500 kadar hristiyan öldürülmüştür. Hatta hristiyanlar bu dönemi “sehitler dönemi”olarak adlandırmışlardır. Ve bu bildirgeden tabiki de Myra başpiskoposu Aziz Nikolas’da nasibini almıştır. Tutuklanmış ve uzun süre işkence görmüştür.

M.S. 305 yılında tahta Konstantin’in geçmesi ile birlikte birçok şey değişmeye başladı. Konstantin, Roma Devleti’nin hasta bir devlet olduğunu ve köklü değişiklikler ile ancak ömrünün biraz daha uzatılabileceğini düşündü ve başkentin İstanbul’a taşınmasından, Hristiyanlığın serbest bırakılmasına kadar bir çok değişiklikte bulundu. Şüphesiz Konstantin’in Hristiyanlığı serbest bırakmasının altında, halkın genelinin Hristiyanlığa inanması ve yasakların buna bir çare olmadığı, sadece halk ile devletin arasını daha da çok açtığını fark etmiş olması yatıyordu. İmparator Konstantin, Aziz Nikolas ile beraber tüm tutuklu Hristiyanları serbest bıraktı ve yaklaşık 400 yıl sonra Hristiyanlar ilk kez inançlarını özgürce yaşayabildiler lakin geçen bu 400 yıl boyunca Roma İmparatorluğu’nun dört bir yanında Hristiyanlar gizlice inançlarını yaşadıkları için kendi inançları hakkında çok farklı yorumlamalarda bulunmuşlardır. Hemen hemen ülkenin her coğrafi bölgesinde İsa’nın kim olduğu hakkında farklı görüşler vardı.

Antakya’da Arius adında bir dini önder İsa’nın sadece bir insan olduğunu, tanrı ile eşdeğer olamayacağını öne sürerken Iskenderiyeli Alexendar ise İsa’nın tanrı ile aynı öze sahip olduğunu öne sürünce İznik’te 300 tane piskoposun katılacağı ve burada alınacak kararların tüm Hristiyanları bağlayacağı ve bu alınacak karara itibar etmeyen kişilerin dinden aforoz edileceği bir konsil (dini anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulduğu toplantı) düzenledi ve bu konsile Aziz Nikolas da katıldı. Konsilden çıkan karar, İsa’nın Baba (tanrı) ile aynı öze sahip olduğu ve İsa’yı sadece insan olarak gören Arius ve Arius’un yandaşlarının dinden aforoz edildiği oldu. Noel Baba’nın şu an tüm dünya için ne kadar çok önemli bir figür olduğu düşünülünce dinden aforoz edilen kesimde değil de ve İsa’yı Tanrı ile aynı öze sahip olduğunu öne süren Alexander’ın yanında yer aldığını tahmin etmek çok zor olmayacaktır.

Aziz Nikolas konsilden sonra Antalya’daki piskoposluk görevine devam etti ve bu sırada yardımseverliği ile halk arasında çok sevilen biri oldu. Onun bu yardımseverliği yıllar içerisinde efsaneler ile de karışarak bir çok öyküye dönüşmüştür. Bunlardan en meşhur olanı ise şudur:

Aziz Nikolas bir noel arifesi öncesi yoldan geçerken 3 kız kardeşin çeyiz alacak paraları olmadığı için evlenemeyecek olmalarından yakınırken duymuş ve bu aileye yardım etme kararı vermiştir. 25 Aralık sabahı penceresi açık olan kızların evine bir kızın çeyizine yetecek kadar altın dolu bir kese fırlatır. Aynı iyiliği diğer bir kız kardeş için bir sonraki Noel’de gerçekleştirir 3. kız kardeş için ise yine diğer yıl 25 Aralık sabahı evin önüne gittiğinde pencerenin bu sefer kapalı olduğunu görür ve Nikolas hediye ettiği son altın kesesini çatıya tırmanarak bacadan aşağı fırlatır.


ANTALYA DEMRE AZİZ NİKOLAS ANITI

Hayatı boyunca bir çok yardımseverlik efsanesi ile anılan Aziz Nikolas’ın ölüm tarihinin 6 Aralık 343 olduğu tahmin edilmektedir. Naaşının ise piskoposluk yaptıgı Myra’da (Antalya-Demre) bugün Noel Baba Klisesi olarak adlandırılan yere gömüldüğü düşünülmektedir. Buna ek olarak da 1087 yılında İtalyan korsanların Aziz Nikolas’ın kemiklerini Antalya’dan çaldığı ve ülkelerinedeki San Nicola Bazilikası’na gömdüğü efsanesinin doğruluk payını bilemiyoruz. Azız Nikolas’ın ünü, kendisi öldükten sonra artmaya devam etti. Kendisine dünyanın her yerinde kliseler adandı, fresklerde tekrar canlandı ve her Noel tekrar tekrar anıldı.

Noel Baba’nın şuanki imajının yaratılması ise çok daha sonralara dayanıyor. 1930’lu yıllarda Coca Cola bütün ABD’yi altüst eden ekonomik buhranın etkilerini biraz olsun kırmak için herkese neşe aşılayacak, yüzlerini güldürecek bir reklam arayışına girdi ve İsveçli karikatürist Haddon Sundblom’e “Noel Baba” yı tasarlattılar. Haddon Antalya’lı Nikolas ile kendi ülkesinin bir miti olan tanrı Odin efsanelerini birleştirerek Akdeniz insanı olan Aziz Nikolas’a İsveç’in karlarla kaplı toparlaklarından gelen şömine, geyik ve kızak gibi bir çok kış efsanesi bulunan Odin’i harmanlayarak belki de reklam tarihinin en başarılı reklamlardan birine imza atmış oldu.

Kaynakça:

https://islamansiklopedisi.org.tr/iznik-konsili https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Diocletianus

Kerim Kuvvetli’nin Anadolu’nun Sırları ve Hanspeter Tiefenbach’ın Anadolu’nun Azizleri kitaplarından yararlanılmıştır.

Leave a Reply