Ödevlerin, quizlerin, projelerin ve sunumların bitmediği; her günümüzün ayrı bir koşuşturma ile geçtiği okulumuz, kuşkusuz günlük hayatımızın büyük bir kısmını kapsıyor. Buna bir de hemen hemen bütün derslerimizde olan devam zorunluluğu eklenince, günümüzün çoğunu kampüste geçirmemiz kaçınılmaz oluyor.
Birçoğumuzun üçer, hatta beşer saatlik ders araları olabiliyor. Bana göre kampüsümüzün en büyük eksiklerinden biri, ders aralarımızda yoğun programımızdan biraz olsun uzaklaşabilceğimiz, çeşitli oyunlar oynayarak rahatlayabileceğimiz küçük bir eğlence yeri. Okulumuzda bulunan cafeleri tek tip olarak değerlendirmemiz yanlış olmaz. Bahsettiğim mekan, kampüsteki öğrencilere farklı bir seçenek sunabilmeli. Oturmak için büyük geniş minderlerin olduğu, cıvıl cıvıl renklerle boyanmış; bilardo, tabu, scrabble gibi oyunlar oynayabileceğimiz ve belki küçük bir kütüphane ile bir okuma köşesinin yaratıldığı bir yer hayal ediyorum. Böyle bir mekanla, kampüste daha az bezgin, yorgun ve daha enerjik insanlar görebileceğimizi düşünüyorum. Bu tür cafeler, diğer üniversitelerde uzun yıllardır var. Ancak, erken saatlerde sesi kesilen kampüsümüzde, “daha farklı” olarak nitelendirebileceğimiz bir yer ne yazık ki hala yok.
Canlılığını son dersin bitişiyle yitirmeyen, özellikle yurtta kalan öğrenciler için geç saatlerde bile farklı yemek mekanları sunabilen ve “tek tip”likten uzak bir kampüs görmek dileğiyle.