Gezi parkı olaylarında en çok duyulan sözlerden birisi özel hayata müdahale idi. Bazıları sırf bu yüzden sokaklarda olduklarını dile getirdiler. Kimilerine göre haklılardı, kimilerine göre değillerdi. Bugüne kadar hükumetlerin yapmış olduğu düzenlemeler, her zaman tartışma konusu olmuştur. Bir örnekle açıklamak gerekirse, 3 çocuk mevzusu çok güzel bir örnek olabilir. Bir çok çevre başbakanın 3 çocuk söyleminin özel hayata müdahale olduğu görüşünde. Başbakan, ailelerin çocuk yapmalarına bile karışıyor diyorlar. Diğer kesim ise bunun bir müdahale olmadığını savunuyor. Bu kesime göre, nüfus planlaması, ekonomik ve ideolojik sebeplerden ötürü başbakanın böyle bir düşüncesinin olduğu ve bu görüşün yalnızca kendi fikri olduğunu söylüyorlar. Yine böyle düşünenlere göre kimseye bir zorlama yapılmadığının da altı çiziliyor. Bana kalırsa evet bir zorlama söz konusu değil ancak yeni yasal düzenlemelerle artık 3 çocuk sahibi olanlara çocuk yardımı artırıldı. Yani resmi olarak da 3 çocuk konusunda bir teşvik var. Yani görüldüğü gibi bu 3 çocuk meselesi yalnızca başbakanın kişisel fikri değilmiş.

Dilerseniz 3 çocuk bahsini kapayıp asıl meselemize dönelim. Özel hayata müdahale ediyorlar diyenler birkaç gün içinde seslerini daha da çıkaracaklar. Neden derseniz, bu hafta içerisinde yeni bir düzenleme geldi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, yeni tartışmalara mahal verecek bir düzenleme yaptı. Bakan Fatma Şahin tarafından açıklanan düzenlemeye göre, devlet bundan böyle yeni evlenen çiftlere faizsiz 10 bin liralık kredi verecek. Bu kredi evli çiftlerin birinci yıllarında çocuk sahibi olmaları ya da hamilelik durumlarında ertelenecek. Kısacası, devlet evlenmeyi ve evli çiftleri destekliyor. Tıpkı 3 çocuk mevzusunda olduğu gibi nüfusu artırmaya yönelik bir hamle bu. Çünkü maddi sebeplerle evliliklerini erteleyen çiftlerin evlenebilmelerinin önü açılıyor. Bu yönden güzel bir düzenleme. Aynı zamanda ilk yıl çocuk yapmaya karar verilirse bu kredi erteleniyor. Burada da yine nüfusu artırmaya bir teşvik söz konusu.

23456398zv11ib1lh9

En başta söylediğim gibi bu konu, üzerinde tartışmalara yol açacak bir konu. Bir kesim çıkıp bu düzenlemeyi fena halde eleştirebilir. Ama şunu peşinen söyleyeyim. Hükumete destek veren insanlara “koyun, cahil, kör kütük destek verenler” gibi yakıştırmaları yapan karşı grup, bakıldığında yaptığı yakıştırmaları fazlasıyla hak ediyor. Bu cümlenin ardından gelen eleştirileri şimdiden duyar gibiyim. Neden mi böyle söyledim? Çünkü Türkiye’de ne yazık ki, siyaset televizyonlardan ve sosyal medyadan takip edildiği kadar biliniyor. Yani bir kanal başbakan şu ilde şunu yaptı veya söyledi diyor, herkes onu konuşuyor. Kimileri oh ne iyi yaptı diyor, kimileri de bu ne biçim bir iş diyor. Kısacası medya nereye yönlendirirse oraya gidiliyor. Örneğin milli içecek ayran mı değil mi tartışmaları neredeyse 1 hafta sürdü. Neden sürdü, çünkü medya böyle istedi. Gelmek istediğim nokta şurası, yukarıda bahsettiğim haber, televizyonlarda yer alırsa görün o zaman kimileri eleştirecek kimileri de destekleyecek. Ama televizyonlar bahsetmez ya da bu düzenlemeyi popülerleştirmezlerse o zaman kimsenin ruhu duymayacak. Sözün kısası, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayalım. Oturur herkesi eleştiririz ama mantıklı bir şekilde. Mesela şu şekilde değil; Hürriyet gazetesi 2 gün önce Marmaray ile ilgili neden insanların balıkları göremediğini söyleyerek eleştiride bulundu. Yahu böyle eleştiri mi olur. Orası akvaryum değil, tüp geçit!

Resimler için –>

http://cdn.memuruz.net/wp-content/uploads/2013/08/tuik_uyardi_3_cocuk_icin_acele_edin_h1998.jpg

http://img294.imageshack.us/img294/2384/23456398zv11ib1lh9.jpg

Leave a Reply