2013’ün son günlerine doğru gelirken, Spor Toto Süper Lig’de ilk yarı sona erdi. Çok eleştirilen ve şampiyonluk yarışına havlu attı denilen Galatasaray, ligin ilk yarısını 33 puanla ikinci sırada tamamladı. Sezon öncesi hazırlık maçları ve Süper Kupa’da hızlı ve güzel bir başlangıç yapan Aslan ilk yarı boyunca , üst üste şampiyon olduğu son iki sezondaki performansından uzak bir görüntü sergileyerek beklentilerin altında kaldı.
Sezona favori gösterilerek başlayan Galatasaray Süper Lig ve Şampiyonlar liginde, inişli çıkışlı performanslar sergileyerek tutarsız ve birbirinden farklı sonuçlar alırken; teknik direktör değişikliğinin getirdiği kaos, takım üzerinde uyumsuzluk ve motivasyon eksikliği etkisi yarattı.
İşte sezonun ilk yarısında Galatasaray’da yaşananlar:
- Teknik direktör değişikliği
Fatih Terim ve yardımcı antrenörleri Hasan Şaş ve Ümit Davala’nın beklenmedik bir anda beklenmedik bir şekilde takımdan ayrılması, oyuncularda şaşkınlık yarattı. Yeni teknik direktör Roberto Mancini’nin taktik ve oyun anlayışına alışmaya çalışan Aslan, geçirdiği uyum süreci ardından “değişmiş bir Galatasaray” olarak lige kaldığı yerden devam etti.
- Takım oyunuyla değil, bireysel yeteneklerle başarıya ulaşmaya çalışma
Didier Drogba gibi kaliteli ve tecrübeli bir futbolcuya sahip olan Galatasaray, takım oyunundan çok Drogba üzerine kurulu bir oyun oynamayı tercih etti. Bu durum, kimi zaman gereğinden fazla sorumluluk alan Drogba’nın verimini düşürürken; kimi zaman da sorumluluk alması gereken diğer oyuncuların rehavete kapılmasına ya da verimli olduklarını düşündükleri mevkilerde oynayamayarak uyum sıkıntısı yaşamalarına sebep oldu.
- Takımın önemli yerli oyuncularının sezona formsuz başlaması
Selçuk İnan ve Burak Yılmaz, sezona beklentilerin altında bir başlangıç yaparak taraftarları hayal kırıklığına uğrattı. Wesley Sneijder’in Galatasaray’a gelişinden beri form düşüklüğü yaşayan Selçuk İnan, formsuz bir sezon geçirmeye devam ederken; Burak Yılmaz’ın performansını “kanatlarda denenme ısrarı” düşürdü. Sezon başında -“Drogba varken bana Galatasaray’da ihtiyaç kalmaz.” düşüncesinde olacak ki- Lazio’ya transferi konusuyla gündeme gelen, bu konuda büyük kararsızlıklar yaşayan ve bu durumu sahaya ve oyununa yansıtan Burak’ın, eleştirilmesinin en büyük sebeplerinden biri kendi koyduğu çıta oldu. Öte yandan, Galatasaray’ın oynadığı son 9 lig maçında 8 gol atan Burak, geri dönüşünün sinyallerini verirken; Drogba’yla oynamayı öğrenmeye çalıştığını, transfer yerine Galatasaray’ı seçtiğini gösterdi.
- Savunmada büyük sıkıntıların yaşanması
Galatasaray’da sezonun ilk yarısı boyunca “savunma sıkıntısı” yaşandı. Dany’nin formsuzluğu, Chedjou’nun takıma uyum sağlayamamış olması ve takımdaki sol bek eksikliği Galatasaray’ın çok basit goller yemesine ve basit hatalar yapmasına sebep oldu. Fatih Terim döneminde acil durum sinyalleri veren Galatasaray savunması, Mancini’nin “defansif değil, savunma ve hücum arasında denge kurarak oynama” anlayışıyla biraz daha iyileşse de beklentileri karşılayamadı.
- İlk 11’in her hafta değişmesi
Fatih Terim döneminde takımda hakim olan “değişken ilk 11” durumu, Roberto Mancini döneminde de Mancini’nin, “hiçbir futbolcuyu kenarda oturtmama” ya ve futbolcuları tanımaya yönelik hamleleri yüzünden devam etti. Her maçta sahaya farklı bir ilk 11 sürülmesinin ise takım üzerinde; belirli bir oyun anlayışına sahip olmama ve korkak futbol oynama gibi etkileri oldu.
- Kanat organizasyonlarında sıkıntı yaşanması
4-2-3-1 oyun düzeniyle oynayan bir takımın, ihtiyacının kanat organizasyonları olması; Galatasaray’ın ise gerçek kanat oyuncularına sahip olmamasına rağmen oyunu kanatlara yaymaya çabalaması kanatlardan gelişmesi gereken ataklarda başarısızlığa sebep oldu.
- Saha içerisinde takımın beyni olacak şekilde üç farklı oyuncuya sahip olunması
Selçuk İnan, Wesley Sneijder ve Didier Drogba gibi takımı arkasından sürükleyecek ve atakları organize edebilecek üç başarılı oyuncuya sahip olmak avantaj gibi gözükse de, bu üç ismin bir arada oynaması Galatasaray’ın hücumdaki verimini ciddi biçimde düşürdü.
- İki önemli futbolcunun sezon içinde ciddi sakatlık yaşaması
Geçen sezonun başarılı ilk 11’inden Hamit Altıntop ve Fernando Muslera’nın sakatlanması takımda büyük eksiklikler yarattı. Hamit Altıntop’un eksikliğini karşılayabilecek alternatif bir oyuncu bulunamazken; Muslera’nın yerini alan Eray İşcan döneminde keyif vermeyen sonuçlar alarak puan kaybeden Aslan, başarılı kalecinin 1 ay süren sakatlığından sonra sahalara geri dönmesiyle toparlandı. Galatasaray’a geldiğinden beri başarılı çizgisini koruyan Muslera, ilk yarı boyunca bazı maçlarda yaptığı belirgin hatalara rağmen kalede güven verdi.
- Alternatif yerli oyuncuların beklenen katkıyı sağlayamaması
Engin Baytar ve Emre Çolak’ın bu sezon takıma beklenen katkıyı sağlayamaması hayal kırıklığı yarattı ve Mancini’yi kadro seçiminde kısıtlamaya götürdü.
- Yetenekli oyunculara yeterli şansın verilmemesi
Bruma, Aydın Yılmaz ve Yekta Kurtuluş gibi oyun içerisinde yer aldıklarında zaman zaman takıma ciddi katkılar sağlayabilen genç ve yetenekli oyuncuların; maç içerisinde yeterli süre sahada kalamayıp istedikleri şansı bulamayarak kenarda oturması, Galatasaray’ın eksikliklerinden biri oldu.
- Wesley Sneijder’in üst düzey performans sergilemesi
Roberto Mancini’nin gelişiyle büyük bir değişim yaşayan Wesley Sneijder, durgun ve isteksiz oyununu bir kenara bırakarak herkesi kendine hayran bırakan üstün bir performans sergilemeye başladı. Kalitesini ortaya koyan ve çıtasını yükselten Sneijder, Aslan’ın aldığı galibiyetlerin mimarı olurken; hem attığı parmak ısırtan goller hem de şık oyun tarzıyla, ilk yarı boyunca sahada futbol dersi verdi.
- Semih Kaya, Felipe Melo, Umut Bulut , Gökhan Zan ve Bruma’nın iyi performans sergilemesi
Galatasaray savunmasının en sağlam ve kilit ismi Semih Kaya’nın formunu hiç kaybetmeden sürdürmesi, geçen sezona kötü bir başlangıç yapan Melo’nun bu sezona iyi başlayıp performansını artırarak devam ettirmesi , yabancı kontenjanındaki sıkıntıdan yararlanarak stoper mevkiinde şans bulan Gökhan Zan’ın bu şansı iyi değerlendirerek savunmaya katkı sağlaması, Umut Bulut’un sahada yer aldığı süre boyunca ilk 11’de oynamayı hak ettiğini göstermesi ve Bruma’nın Galatasaray taraftarının yıllarca beklediği heyecanı yaratabilecek düzeyde bir oyuncu oluşu ilk yarı boyunca Galatasaray’ı ayakta tutan faktörler oldu.
- Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura kalınması
Galatasaray, kötü gidişatı ve grupta Real Madrid’e karşı aldığı farklı mağlubiyetlere rağmen; lider Real Madrid’in ardından 2.sıraya yerleşerek gruptan bir üst tura çıkan diğer isim oldu. Şampiyonlar Ligi’nde beklentiyi yükselten Aslan umutlarını canlı tutarken, Chelsea ile eşleşti.
2013’ün son lig maçında Kayseri Erciyesspor’la karşı karşıya gelen Galatasaray, sezonun ilk yarısını 3-1 lik galibiyetle kapattı. Goller Wesley Sneijder, Burak Yılmaz ve Felipe Melo’dan gelirken “herkesin özlediği” ve “kendine yakışan” futbolu sergileyen Aslan ikinci yarı için umut verdi, “Daha hiçbir şey bitmedi !”