Ne Olacak Bu Gülen’in Hali

ABD’nin en saygın gazetelerinden The New York Times geçen gün  “Let Mr. Erdogan Fight His Own Battles(Bırakın Erdoğan Kendi Kavgasını Kendisi Versin)” isimli yazısında Amerika Birleşik Devletleri’nin Fethullah Gülen’i iade etmesinin anlamsız olduğunu, hatta bu girişimin gülünç olduğunu yazdı. Aslında şu durumda hiçbirimiz Gülen’e ne olacağını bilmiyoruz. İade isteği için hukuki süreç başlatılacak denilmesine rağmen hala başlayan bir süreç yok, belki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar da başlamayacak. Bu durumda Gülen’in akıbetinin ne olacağı sorusu herkesin akıllarında yer tutuyor.

 

Aslında Gülen’in ABD’den hangi gerekçeyle isteneceği de meçhul. Hatta bu yazı da ona değiniyor ve iadenin olabilmesi için bu kişinin iki ülke tarafından da suç kabul edilen bir eylemde bulunması ve bu suçun işlendiğine dair açık delillerin olması gerektiği belirtiliyor. Bırakın açık delili, bırakın iki ülke tarafından kabul edilen bir suç basbakan-erdogan-gulene-yine-sorulu-cagri-yapti-turkiyeye-neden-gelmiyorsuneylemini, Fethullah Gülen’in Türkiye hukukunca kabul edilmiş bir suçu bile yok. Yani ABD’den iade talep etmek için önce Gülen’e dava açılması ve Gülen’in hakimlerce suçlu bulunması gerekir. Ancak bu şekilde iade talebi mümkün olur ki bunun olması için de çok uzun bir zaman gerekir. Gülen’in şu durumdaki iade talebi de yurdışında yaşayan o kadar insandan herhangi birinin sebepsiz istenmesinden farklı olmaz.

 

Burada bir diğer durum da devreye giriyor. Gülen’e açılan bir soruşturmada Gülen’in ifadesinin alınması gerekir. İfade için de Fethullah Gülen Amerika’dan çağırılabilir ama bu durumda tabii ABD’nin konuya bakışı da önemli. ABD’nin de gerekli delillerin ne kadar açık olduğunu sorgulama hakkı var. Yani bu davanın siyasi olduğunu söyleyip iade talebini reddetme hakkı var “Okyanus Ötesi’nin”. Hatta daha önce ABD dışişleri sözcüsü “Pensilvanya’daki beyefendiyi unutun.” demişti. Bu da ABD içinde de bu davanın siyasi olduğunu düşünenler olduğunu gösteriyor.

 

GÜLEN YARGILANIRSA NE OLUR?

Yıllardır sevenlerinin ısrarla istediği hatta başbakanın bile bu konuda çağrı yaptığı(iyi niyetli bir çağrı) bir istek Gülen’in ülkesine dönmesi. Açıkçası ben de “Fethullah Gülen sempatizanı olmayan biri” olarak onun ülkesine dönüp kendini bana kendi ülkesinden açıklamasını, kendini destekleyenlere yakından seslenmesini isterim. Ama Gülen bu zamana kadar ona yapılacakları bildiği için gelmedi, üstelik bu durumda gelmeyi hiç düşünmez. Hükümetin cemaate karşı aldığı bu zafer cemaatin sonu oldu dense de ben cemaatin bu kadar kısa sürede yok olabileceği ihtimalini düşünmüyorum. Seçim de bunu gösterdi zaten: Cemaatin oyu az, ama etkisi çok. Ve nasıl AKP Recep Tayyip Erdoğan’ı bitirerek bitmez ise cemaat de Fethullah Gülen’in baskılanması ile bitmeyecektir. Gülen yargılanır mı yargılanmaz mı bilmem ama, iki durumda da halkın bir kısmı (ki bu grupta çok önemli konumlarda insanlar da var.) ona olan desteğini devam ettirecektir. Demem o ki Gülen’in “siyasi sebeplerle” yargılanması kimseye fayda getirmez, hükümete olan tepkileri arttırmaktan öteye gidemez.

 

NOT: Bu yazıdaki hukuki bilgiler yazılırken İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği Başkanı Metin Kaplan’ın Almanya’dan istenildiği dönemdeki avukatı ve AKP eski milletvekili Hüsnü Tuna’nın demeçlerinden faydalanılmıştır.

Leave a Reply