Kafatası gravürleri ile aklımda yer edinen, iskeletlerle oluşturduğu kompozisyonlarla farklı bir tarz ve tat yaratarak sanatseverleri etkileyen Meksikalı sanatçı José Guadalupe Posada’nın ölümünün 100. yılı anısına gerçekleştirilen ‘Ölüm Kapıyı Çalınca’ sergisi Cermodern’de Ankaralı sanatseverler ile buluşuyor. Açılışı birkaç gün önce gerçekleşen sergi, çeşitli konular inceleyen çalışmaları ile tanıdığımız Posada’yı daha yakından tanımamız için fırsat sunuyor. 10 Ocak 2014 tarihine kadar sürecek olan, farklı tarzı ile üzerinizde büyük bir etki yaratacak, bulunan eserlere baktıkça diğer çalışmaları büyük bir hevesle merak edeceğiniz sergiye bir an önce gitmenizi öneriyorum.
(1852-1913)
Kariyerine 18 yaşında, Trinidad Pedroza tarafından yayınlanan siyaset dergisi ‘El Jicote’ için çizimler yaparak başladı ve burada taşbaskı resim eğitimi aldı. Posada ‘El Jicote’nin ilk sayısında, eserlerinin simgesi olan ölüm temasını içeren ilk eserini yayınladı. 1888 yılında Meksiko şehrine yerleşmeye karar verdi ve burada Antonio Vanegas Arroyo’nun atölyesine katıldı. Bu dönemde Meksika’nın en önemli grafikerlerinden biri oldu. Eserlerindeki konu çeşitliliği ona “döneminin gazeteci grafikeri” ünvanını kazandırdı. Aynı dönemde, bugün sahip olduğu ulusal ve uluslararası şöhreti ona kazandıran ünlü kafataslarını tasarladı. Büyük bir çizer ve yorulmak bilmeyen bir gravür ustası olan Jose Guadalupe Posada, 20 Ocak 1913 tarihinde Meksiko’da hayatını kaybetti.
1912 yılında yaptığı ve son eserlerinden biri olan ‘Calavera Garbancera’ isimli ünlü kafatası gravürü, ölümünden on ay sonra yayınlandı. 1946 yılında Meksikalı ünlü ressam Diego Rivera bu eseri; ona ‘Calavera Catrina’ ismi vererek “Sueño de una tarde dominical en la Alameda Central” (‘Alameda Central’de bir Pazar Akşam Üstü Rüyası’) isimli kendi eserinde kullandı ve festivallerin vazgeçilmez simgesi haline geldi.
100. YIL
2013 yılında yani ölümünün 100. yılında; zamansal, coğrafi, ideolojik ve dilsel sınırları aşarak, evrensel bir kültür simgesi haline dönüşen Jose Guadalupe Posada’yı saygıyla andık.
Çeşitli ülkelerde sergilenen ‘100. YIL JOSE GUADALUPE POSADA’ sergisi, sanatçının geniş ve farklı eserlerinin en güzel örneklerini içermektedir. Kafatası gravürleri, efsanelerin ve trajedilerin grafiksel anlatımları, dinsel ikonografiler ve popüler gösterilerin reklamları aracılığıyla Posada, kahramanlarının sosyal eleştiriyle beraber en derin insani duyguları yansıttığı bir mitoloji yaratmayı başardı.
Meksikalı yazar Carlos Fuentes’in “Latin Amerika’nın en iyi gravürcüsü” olarak tanımladığı ve Meksika gravür sanatının yaratıcısı olarak kabul edilen büyük sanatçıyı, Meksika hükümetinin katkılarıyla düzenlenen ‘100. YIL, JOSE GUADALUPE POSADA’ sergisiyle anıyoruz.
Sergide sanatçının eserlerini incelediğim zaman en çok hoşuma giden şey; ölümü temsil eden kuru kafa ve iskeletlerin çeşitli form ve hareketlere bürünerek hayat kazanmış olması.
Siyah-beyaz renk tonlarının hakim olduğu, ölümün simgesi olan iskelet ve kuru kafaların kullanıldığı, hikayelerinin çeşitliliği ve hareketliliği ile değişik bir atmosfere sahip olan eserleri görmenizi şiddetle tavsiye ediyor, sanat dolu bir hafta diliyorum.