Dünyanın çevre bilimi alanında önde gelen bilim insanları, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve biyoçeşitliliği korumak için gelecekte önemli bir rol oynayacağını düşündükleri nükleer enerjiye dair tabuların yıkılması için dünyaya çağrıda bulundular.
60’tan fazla bilim insanının imzasını içeren açık bir mektupla çevrecileri fikir alışverişine davet eden bilim insanları, çevrecileri çeşitli enerji kaynaklarını değerlendirmeye davet etti. Mektupta çevrecilerin değerlendirmelerini sadece yeşil yaşam fikrinin ideallerine körü körüne bağlı kalmadan tarafsız kanıtlara dayandırmalarını rica eden bilim insanları, bu değerlendirmeyi her enerji kaynağının iyi ve kötü yönlerini de göz önünde bulundurarak mantık çerçevesinde yapmalarını istedi. Bazı yararlar için kimi şeylerden ödün vermek zorundayız.
Adelaide Üniversitesi’nde profesör olan Corey Bradshaw ve Tazmanya Üniversitesi’nde profesör olan Barry Brook tarafından yazılan “Nükleer Enerjinin Küresel Biyoçeşitliliği Korumadaki Önemi” isimli makaleyle destekleyen mektup, başta Brook ve Bradshaw olmak üzere çevre bilimciler ile çevrecileri ortak düşünce zemininde toplamayı hedefliyor.
İklim değişikliğinin yıkıcı sonuçlarından kaçabilmek için tüm dünyadaki elektrik üretim sistemlerinin tamamen karbondan arındırılması gerektiğini söyleyen Profesör Bradshaw, biyoçeşitliliğin olumsuz etkilenmesinin sebebinin sadece fosil yakıtların iklimi bozması olmadığını da ekliyor. Güneşten ve rüzgardan enerji üretmek için kullanılan güneş ve rüzgar çiftlikleri kadar hidroelektrik santralleri de çevreyi kötü etkiliyor. Rüzgar çiftlikleri çevrelerinde türbülans yaratarak bitki örtüsüne zarar verirken hidroelektrik santralleri çevresinde bitki örtüsünün sel altında kalmasına sebep olabiliyor. Yenilenebilir dahi olsa günümüz teknolojisi çerçevesinde hiçbir enerji çevrecilerin algısıyla “yeşil” değil.
Bradshaw ve Brook makalelerinde üç farklı enerji üretim senaryosunu alan kullanımlarını, emisyonlarını, çevreye ve ekonomiye etkilerini hesaba katarak karşılaştırdılar. Birinci senaryo – günümüzde olduğu gibi – fosil yakıt egemenliğinde bir senaryo oldu, ikincisi nükleer enerjiyi kesinlikle kullanmayan neredeyse tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşan bir karışımı içeren bir senaryo, üçüncüsü ise nükleer enerji ağırlıklı olmak üzere yenilenebilir kaynakları ve fosil yakıtları içeren bir senaryo.
Buna ek olarak, çok kıstaslı karar verme analizi denilen yöntemi kullanarak yedi farklı enerji üretim sistemini maliyet ve yararlarını göz önünde bulundurarak karşılaştıran Bradshaw ve Brook, ayrıca elde ettikleri yarar sıralamasının hassasiyetini biliminsanı olmayan çevrecilerin önyargılarının haklı olduğunu varsayarak da ölçerek vardıkları sonuçla nükleer enerjinin saf dışı bırakılamayacak kadar iyi bir performans sergilediği sonucuna vardılar.
Diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılaştırıldığında güvenlik, maliyet, uygulama, alan yaratma problemi ve emisyon açısından hatırı sayılır derecede iyi performans sergileyen nükleer enerji – uygulanması gerektiği gibi uygulanırsa –biyoçeşitliliği en yüksek seviyede koruyan bir yenilenebilir enerji kaynağı olduğunu da çalışmalar sonucu gösterdi.
Nükleer enerji ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanım oranlarının bölgenin koşullarına göre belirlenmesi gerektiğini belirten Profesör Bradshaw, eğer iklim değişikliğine dur demek istiyorsak önyargılarımızı kırıp “Yeşil bu değil!” nidalarımızı azaltmamızı telkin ediyor.
İdealler bir insanın hayatını düzenli sürmesini sağlayabilir, ancak elimizde bilimsel gerçekler ve veriler varken körü körüne bir düşünceyi savunmak ancak bizi yavaşlatır. Fikirlerinizi nesnellik süzgecinden geçirdikten sonra insanlara aktarmanız dileğiyle.
[box_light]Kaynaklar[/box_light]
Brave New Climate
Nükleer Enerjinin Küresel Biyoçeşitliliği Korumadaki Önemi (İngilizce)
ScienceDaily