Eğlence sektöründe önemli bir yer tutan bir kavram dördüncü duvar ve zaman geçtikçe dördüncü duvarı yıkmak kavramıyla beraber daha çok karşımıza çıkıyor ve popülaritesini de arttırıyor. Her ne kadar sık karşılaşsak da hala dördüncü duvar kavramı ve onun yıkılması insanların kafasına çok da oturmuş değil. Peki nedir bu dördüncü duvar ve nasıl yıkılıyor? Hangi türlerde karşımıza çıkıyor, hangilerinde yaygın? Ne amaçla kullanılıyor?
Dördüncü duvar kavramı ilk defa Fransız yazar Diderot tarafından 18. yüzyılda dile getiriliyor. Tiyatroyla ortaya çıkan ve gelişen bu kavram izleyici ve aktör arasındaki hayali bariyeri tarif etmek için kullanılıyor. Eleştirmen Vincent Canby tarafından izleyiciyi sahneden ayıran duvar olarak tanımlanan bu kavram her ne kadar tiyatro ile hayatımıza girmiş olsa da eğlence endüstrisinin hemen her türünde yer alıyor; filmler, kitaplar, diziler, çizgi romanlar ve daha fazlası. Bu türlerde yer alan bir karakterin direkt okuyucuya/izleyiciye hitap etmesi, aradaki bariyeri kaldırması ise dördüncü duvarı yıkmak anlamına geliyor.
(kahramangiller.com)
En bilinen örneklere film olarak Fight Club, Funny Games ve Amelie; dizi olarak Rick & Morty, House of Cards; çizgi romanlarda ise Deadpool, Joker, Superman, Scott Pilgrim gibi karakterleri ve daha da fazlasını gösterebiliriz. Dördüncü duvarı yıkma methodu ile eserden aktarılan duyguların, içeriklerin yapaylığı azaltılmaya çalışılıyor diyebiliriz. Bunun yanı sıra alıcıyı da eserin daha çok içine çekiyor. Örneğin Funny Games filminden yola çıkarsak film zaten bir gerilim filmi, şahsen ben izlerken gerim gerim gerilmiştim bunun üstüne karakter kameraya dönüp bizzat izleyiciye –bu durumda bana- bakıp konuştuğunda ise çok rahatsız olmuştum, spoiler vermekten kaçınıyorum ancak filmi izlemiş olanlar malum kumanda sahnesinin üzerimde nasıl bir etki bıraktığını bence tahmin edebilir. Direkt alıcının dikkatini uyandırdığı kesin bir gerçek. 1950 ve 1970 yılları arasındaki Gümüş Çağ dediğimiz dönemde ise Superman dördüncü duvarı yıkma özelliğini daha çok mizah amaçlı kullanır. Clark Kent gizli kimliği üzerine çizgi romandaki karakterlerin anlamayacağı bir şaka yapar ve okuyucuya göz kırpar, yani bu özellik mizah amaçlı da kullanılıyor –özellikle Deadpool bunu çok yapar, zira kendisi 4. Duvarı yıkmak söz konusu olduğunda akla ilk gelen örneklerden biridir-. Bunların dışında izleyiciyi aydınlatmak; olayları açıklamak ve olayların tarihi hakkında bilgi vermek için kullanılır –Fight Club’da mesela The Narrator kameraya bakıp Tyler Durden’ın niçin ve hangi çeşitli işlerde çalıştığını anlatmıştı, hem izleyiciye bilgi vermiş hem de onu filme dahil etmişti.
(CBR.com)
Peki dördüncü duvarı yıkmış karakterler üzerinde bu özelliğin etkileri neler olabilir? Düşünsenize var olduğunuz dünyanın aslında gerçek olmadığını; sizin, çevrenizdeki her şeyin ve herkesin başka insanları eğlendirmek, onları etkilemek için yaratılmış kağıt ya da ekran üzerindeki karakterlerden ibaret olduğunuzu ve varlığınızın bundan başka bir anlam içermediğini üstelik bu da yetmezmişçesine sizin bundan tamamen haberdar olduğunuzu. Nasıl bir tepki verirdiniz? Davranışlarınızın, tercihlerinizin sonuçları ve başkaları üzerine etkileri hakkında ne düşünürdünüz? Tüm bunlar sizin için ne ifade ederdi, hatta bir şey ifade eder miydi?
(CBR.com)
Joker’i elbette ki biliyorsunuzdur, en azından duymuşsunuzdur. Kendisi süper kahraman Batman’in gelmiş geçmiş en büyük düşmanlarından biri; Batman ve Gotham City’nin üzerine terör saçmakta ve kaos yaratmakta üstüne yok. Son yıllarda sinema endüstrisinde pek çok filmle ve pek çok farklı çizgi roman evreniyle oldukça popülerleşti ve hatrı sayılır da bir hayran kitlesi edindi. Bazı çizgi roman evrenlerinde Joker dördüncü duvarı yıkar, bir çizgi roman karakteri olduğunun farkındadır. Bunların kimisinde deliliğinin tetikleyici bir parçasıdır bu özellik, Joker’in motivasyonu haline de gelebilir. Hatta Batman 80- Page Giant serisinde psikiyatristine yaptığı her şeyi hayranları için yaptığını çünkü kendisinin de psikiyatristinin de hayali karakterler olduğunu düşündüğünü söyler, direkt okuyucuya bakarak hayranlarının gerçek olup olmadığını sorarak da lafını bitirir. Okuyucunun Joker üzerine olan bakış açısı üzerine oldukça etkileyici olabilecek bir durum diyebiliriz.
(Quora, Michael Coles)
Deadpool’da ise durum biraz farklı. Kendisi Marvel evreninin en sevilen anti kahramanlarından birisi. Dördüncü duvarı yıkma özelliğini daha çok mizah amaçlı kullanır; kendince küçük tartışmalara girer, geçmişteki kendisine gidip tavsiyeler verir. Öyle ki Deadpool 2 filminde kendini canlandıran Ryan Reynolds’ın Green Lantern rolünü almasını önlemek için gidip onu vurur, tavsiyesini de dördüncü duvarı yıkmayı da bir üst seviyeye taşır anlayacağınız. Bunun yanı sıra ölümsüz bir karakter olmasından mütevellit hayatına da son veremez, anlamsız gördüğü varoluşu asla sona ermez ve zaman zaman bundan kaynaklı varoluşsal krizlere ve depresyona da girer.
Dördüncü duvar kavramı ve yıkılması izleyici/okuyucular için yaşanan deneyimi etkili kılmanın yanı sıra kişiyi pek çok soruya ve felsefi denebilecek ikilemlere sevk etmesinden ötürü beni çok etkileyen ve çok da sevdiğim bir durum. Peki sayın okuyucularım, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz, bu duvar yıkılmalı mı yoksa okuyucular/izleyiciler ile karakterler arasındaki bu bariyer aşılmamalı ve iki dünya da birbirinden ayrı mı tutulmalı?
Kaynakça
CBR.com. CBR.com. 24 Şubat 2017. 12 Aralık 2019.
kahramangiller.com. Kahramangiller. 19 Şubat 2016. 12 Aralık 2019.
Quora, Michael Coles. Quora. 30 Ocak 2016. 12 Aralık 2019.
Jensen, K. Thor. Geek.com. 22 Mayıs 2018. 12 Aralık 2019
Anonim
Bazen dördüncü duvarın yıkılması güzel olabiliyor, izleyiciyi heyecanlandırıyor. Şahsen ben bunu korku türünde görmek istemezdim. Yani izleyiciyi rahatsız etmeyen ama izlediği şeye ilgisini arttıracak şekilde kullanıldığında çok güzel olduğunu düşünüyorum.