Efsane Serinin Geri Dönüşü – Red Dead Redemption 2

Herkese merhaba. Uzun zaman sonra bir oyunla karşınızdayım. Hem de en muhteşemlerden biriyle. Kendisini oynama şansını henüz bulamamış olmakla beraber, uzun bir süre daha oynayamayacağımı da bilmekteyim. Oyunumuzun adı Red Dead Redemption 2. Oyun severler iyi bilir. Red Dead Redemption’ın ilk oyunu 2010 yılında çıkmıştı. O zamanlar yedinci sınıftaydım. Bir arkadaşım Amerika’dan bana hediye almıştı. Bir baktım Red Dead Redemption. Adını hiç duymamıştım. Evet arkadaşlar o günden sonra saatlerce oynadım bu oyunu. Şimdi sene olmuş 2018. Tam 8 yıl sonra benim gibi pek çok oyun severi heyecanlandıracak bir ikinci oyun çıkageldi. 2 gün önce piyasaya sürüldü. Ancak oyun fiyatları çok yüksek olduğu için ona erişimim bayağı bir sonra olacak gibi görünüyor. Aynı ilk oyunda da olduğu gibi PC’yi es geçerek PlayStation 4 ve XBOX One platformları için çıkan oyunumuz, PC oyuncularını imrendiriyor. Çoğu oyun inceleme sitesi Red Dead Redemption 2’ye tam puan vermiş durumda. İlk oyun da bu kadar başarılıydı. Oyunun türü; açık dünya ve üçüncü şahıs nişancı olarak söylenebilir.

Vahşi Batı temasını işleyen oyunumuz, 1899 yılının Batı Amerika’sında geçiyor. Ana karakterimizin ismi Arthur Morgan. Hikayemiz de şu şekilde başlıyor: Blackwater kasabasında bir soygunda başarısız olunuyor ve ana karakterimiz Arthur Morgan ile çetesi Van der Linde kaçmak zorunda kalıyorlar. Kaçtıkları andan itibaren federal ajanlar ve en iyi ödül avcıları onların peşine düşüyor. Hem kaçmaya çalışıyorlar hem de kaçarken aynı zamanda hayatta kalmak için soygunlara ve çatışmalara devam ediyorlar. Bu zorluklar çerçevesinde de Arthur, kendi idealleri ile çetesine sadık kalma arasında seçimler yapmak zorunda kalıyor. Spoiler vermeden sanırım bu şekilde olaylar özet geçilebilir. Van der Linde ismi belki tanıdık gelmiş olabilir. Çünkü ilk oyunda John Marston’ın ana düşmanlarından birisi Dutch van der Linde’di. Yine aynı adamdan söz ediyoruz. Kendi adını verdiği bir çetesi var ve Arthur’un yanında John Marston’ı da görüyoruz. İlk oyunda ölen karakterler ikinci oyunda yine karşımıza çıkıyor çünkü ilk oyunun geçtiği yıl 1911 yılıydı. Yani ilk oyunda gerçekleşen olaylardan öncesini oynuyoruz ikinci oyunda. Eğer iki oyunu kıyaslayacak olursak ilk göze çarpan detay tabii ki grafikler. Sekiz sene arayla çıkan oyunlar arasında illa ki bir fark olması lazım değil mi? Grafiklerden sonra oynanış da bana hafif değişmiş gibi geldi. Yeni oyun biraz daha dinamikleşmiş sanki. Karakterlerin koşma şekilleri ve hızları falan değişmiş. Çatışma esnalarında siper alınmışken kameranın hafif sallandığını da fark ettim. Bunlar oyuna hep aksiyon katmış.

Arthur Morgan

Çatışma demişken, iki ele birden silah alabiliyoruz artık (dual-wielding). Atımızın üstünde silahlarımızı bırakabiliyoruz. Silahlarımızı madde ve renk bakımından özelleştirebiliyoruz. Hatta silahlarımızın mermi türlerini bile değiştirebiliyoruz. Örneğin temas ettiğinde dinamit patlama etkisi yaratan mermiler takabiliyoruz silahlarımıza. Silah olarak da ilk oyundan devam edenler de var yeni gelenler de. Muhteşem “Dead Eye” özelliğimiz de tabii ki devam ediyor. Oyunda takılabildiğimiz haritamız da oldukça geniş ve farklı iklimlerden bölgeler mevcut. Hayvan türlerini de genişletmişler. Artık daha fazla hayvandan saklanmamız gerekecek! Avlanma sistemi ilk oyunda da vardı fakat bu oyunda bir de balık tutmayı eklemişler, iyi de olmuş.

Son sözüme gelince… İlk kez henüz oynayamadığım bir oyundan bahsettim yazımda. Gönül isterdi ki oyunu oynamış, bitirmiş olarak yazayım bu yazımı. Neyse, eğer konsolunuz varsa bu oyunu kesinlikle pas geçmeyin derim. Nasıl ilk oyun uzun yıllar boyunca oynandıysa, bu da aynı şekilde oynanacaktır diye düşünüyorum. İndirime girdiği zaman alacağım; siz de alın, aldırın. Bol oyunlu günler!

KAYNAKÇA

-https://www.rockstargames.com/reddeadredemption2/

-redbull.com

 

 

Leave a Reply