Napolı, Maradona ve Mezzogıorno’da* Futbolun Anlamı

Napoli taraftarları “Diğer İtalya”ya karşı aldıkları şampiyonluğu kutluyorlar.

Kaynak: Positano News. 1987.

*Halk ağzında, çok fazla güneş aldığı için Güney İtalya’yı belirtmek için kullanılan söz, “gün ortası” anlamına gelir.

Napoli, tartışmaya açık olmadan bu sezonun en sükseli takımlarından biri. Serie A’da namağlup liderliğini sürdüren Napoli, Şampiyonlar Ligi’nde de 2012’den beri en iddialı olduğu sezonu geçiriyor. Peki bu ne anlama geliyor? Spalletti ve futbolcular için (doğma büyüme Napolili olan Gaetano’yu saymazsak), en formda geçirdikleri sezonu yerelde ve belki Avrupa’da kupayla taçlandırmak kariyerleri açısından elbette çok önemli ancak olası bir Serie A şampiyonluğu şehir için bundan çok daha fazla şey ifade ediyor. 33 yıl sonra gelmesi muhtemel şampiyonluk yalnızca Napoli’nin değil, tüm Güney İtalya’nın Kuzey’e bir başkaldırısı niteliğinde zira Serie A tarihinde Roma’nın güneyinden çıkan iki şampiyon var: 1987 ve 1990 yıllarında Maradona’nın Napoli’si.

Nedir bu Güney-Kuzey meselesi yahu?

Güney İtalya-Kuzey İtalya çatışmasından bahsetmek için bu ikisini ayıran çizginin, çizmenin neresine denk geldiğine bakmak gerekiyor;

Kabaca, yanda gördüğümüz eski “İki Sicilya Krallığı”nın sahip olduğu toprakların, Güney İtalya’yı oluşturduğu söylenebilir.

Yukarıda görüldüğü gibi 1861’den önce ayrı bir krallık tarafından yönetilen Güney İtalya, tüm İtalya’nın tek bir bayrak altında birleşmesi ile hem insan kaynaklarını, hem de doğal kaynaklarını hızla sanayileşen Kuzey’e aktarmak durumunda kaldı. İki Sicilya Krallığının başkenti olan Napoli’deki krallık hazinesi ve hatta fabrikaların içindeki sanayi aletleri Torino ve Milano gibi kuzey şehirlerine taşınırken, birleşmeye direnen binlerce Güney İtalyalı kuzeyden gelen İtalya Krallığı orduları tarafından öldürüldü. İtalya’nın birleşmesinin ve toprak reformunun da etkisiyle 1860-1940 yılları arasında hızla göç veren Güney İtalya, 150 senedir ekonomik, kültürel ve siyasi açıdan her zaman Kuzey İtalya’nın gölgesinde kaldı.

Kişi başına düşen gelir sıralamasında kuzey şehirleri başı çekerken Napoli ve Palermo gibi Güney İtalya kentleri 150 yıldır toparlanabilmiş değil…

Kaynak: www.citymetric.com

Napoli’nin Tanrısı: Maradona

Dios, Napoli formasıyla Uefa Avrupa Kupası’nı kaldırıyor.

1980’li yıllar. Soğuk Savaş’ın bitişi, ekonomik büyüme, Berlin Duvarı’nın yıkılışı ve tabi ki Maradona. Boca Juniors’ta oynarken Arjantin’de iki kez yılın futbolcusu seçildikten sonra 1982 yılında Barcelona’ya gelen Diego, 2 yıl boyunca oynadığı Katalan ekibinde bekleneni verememişti. Nihayet, Barcelona Maradona’nın sakatlıklarından bıktığında, o zamanın en önde gelen takımlarından Juventus’a Maradona için teklif götürdü. Ancak halihazırda Platini ve Boniek’i kadrosunda bulunduran Juventus, Maradona’nın masrafını karşılamak istemedi. Diego, o günleri “nereye gideceğime dair hiçbir fikrim yoktu, istenmiyordum ve makul bir teklifle gelen yalnızca tek bir kulüp vardı” diye anlatıyor. O kulüp Serie A’nın kalburaltı kalan takımlarından olan Napoli’den başkası değildi.

Maradona’nın Napoli’ye gelmesinin ne kadar şok edici olduğunu anlayabilmek için Neymar’ın Brezilya’dan Barcelona’ya geldikten iki yıl sonra tutunamayıp Atalanta’ya gittiği senaryoyu düşünebiliriz.

Maradona’nın geldiği 1984 senesinde Napoli kenti, hala 1980 yılındaki büyük depremin yaralarını sarmakla meşguldü.

.

Kurtarıcımız, Diego…

“Napoli’nin yoksul çocuklarına umut olmak istiyorum, bana La Bocadaki yoksul bir çocuğu hatırlatıyorlar.”

Maradona’nın gelişi ile birlikte Napoli’nin çehresi tamamen değişti. İlk iki sene sırayla sekizinci ve üçüncü sırayı alan Mavililer, 1986 yazında Fernando de Napoli ve Ciro Ferrara gibi o zamanın üst kalite oyuncularını kadrosuna katarak bu sefer gözünü Scudetto’ya dikti. Maradona ise dünya kupasını daha o yaz kazanmıştı ve formunun zirvesindeydi.

1986-87 sezonunda Napoli; Juventus ve AC Milan gibi kuzey devlerini evinde mağlup ederek Juventus’un üç puan önünde Serie A şampiyonu oldu. Maradona ise attığı 17 gol ile şampiyonluğun simgesi olmuştu.

San Gennaro (Napoli’nin koruyucu azizi), Maradona ve kadronun geri kalanı son akşam yemeğinde.

Bu şampiyonluk, şehirde yalnızca bir gün değil, haftalarca süren bir festival halinde kutlandı. Araba geçitleri, mavi-beyaz bayraklar ile İtalya’nın üç rengi şehri 1 ay boyunca süsledi. Napolililer, Juventus, Milan, Inter gibi takımların mizansen cenaze törenlerini düzenleyerek Kuzey İtalya’ya karşı gösterilen üstünlüğü doyasıya kutladılar. Şehir kendine yeni bir kurtarıcı bulmanın coşkusu içerisindeydi; Maradona adına ayinler yapıldı, dört bir yana onun yüzünü taşıyan resimler çizildi. Diego, sureti tüm şehri kaplayan bir efsaneye dönüştü.

Papalar John Paul II ve Francesco, San Gennaro ve Diego ile “La Creazione Del Calcio”, futbolun yaratılışını yansıtan bir sunak.

.

Napoli, Maradona’nın ayrıldığı 1991 senesine dek bir Uefa Kupası ve ikinci bir Serie A şampiyonluğunun yanı sıra İtalya Kupası’nı da müzesine götürdü. 1990 yılında kazanılan son şampiyonluktan bu yana Napoli hiçbir zaman Scudetto’da ikincilik mertebesinden üstünü göremedi.

Lega Nord, 5 Star Movement…

Maradona’nın gidişinden beri Roma’nın güneyinden hala bir şampiyon çıkmış değil. Hala binlerce Napolili devlet yardımı ile geçimini sağlıyor ve son 10 yılda güneylilere yapılan ayrımcılık iyice tırmanmış durumda. Kuzey İtalya’nın ayrı bir devlet olarak İtalya’dan bağımsız olmasını savunan “Kuzey Ligi” Lega Nord partisi ise şu an iktidarın ortaklarından biri.

2022 İtalya Genel Seçimlerinin görüntüsü. Bir önceki iktidar partisi “5 Star Movement”, birinci parti olamasa da iktidarı sırasında Napoli’nin içinde bulunduğu Campania bölgesi dahil olmak üzere Calabria, Basilicata ve Sicilya bölgelerine yaptığı maddi yardımların karşılığını aldı.

Lega Nord ise oyları düşmesine rağmen, halihazırda Ekonomi, Dışişleri ve Engelliler ile ilgilenen üç bakanlığı elinde tutmakta.

.

Güneylilere karşı yapılan ayrımcılık, güneyden kuzeye işçi göçünün çok yoğun olduğu 1960-1990 arası dönem kadar şiddetli olmasa da yukarıda görüldüğü gibi politik düzlemde hala önemli bir etken. Lega Nord, birkaç bakanlığa sahip olmasının yanı sıra Veneto, Piemonte ve Lombardia gibi sanayileşmiş eyaletlerde yerel meclislerde birinci parti olmayı sürdürüyor.

Piemonte sokaklarından bir grafiti: “Amo negri, odio terroni.” Zencileri bile seviyorum ama terronelerden* nefret ediyorum.

*Güneylileri belirtmek için kullanılan hakaretamiz bir sözcük. lit: köylü.

.

21. Yüzyılda İtalyan futbolu

Juventus-Napoli maçında, Napolili oyunculara “İtalya’ya hoşgeldiniz” pankartı açan bir Juventus taraftarı.

https://www.linkiesta.it/2012/10/per-un-certo-nord-napoli-puzza-il-giornalista-ha-mostrato-il-vero

21. yüzyıl, İtalyan futbolu için belki bir önceki asırdan bile daha iyi geçiyor denebilir. İtalya Milli Takımının Dünya Kupası ve Avrupa Kupasını müzesine götürmesi bir yana; AC Milan ve Inter, son 20 yılda Şampiyonlar Ligini kazanan birkaç takımdan biri. Juventus ise Avrupa’da hiç kupa kazanamamasına rağmen Şampiyonlar Ligi’nin demirbaşlarından birine dönüştü. Ligde kurduğu dominasyon ise herkesin malumu…

Bu esnada Napoli son şampiyonluğundan 8 yıl sonra, 1998’de Serie B’ye düştü. 10 yıl boyunca türlü ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalan Mavililer, 2007’de tekrar Serie A’ya çıkmayı başardı. 2012’de ise İtalya Kupası’nı kazanarak 22 yıl sonra ilk büyük kupalarını kazandılar. 2014’te yine İtalyan Kupası’nı kazanan Napoli, son 10 yıldır yeniden Serie A’nın üst sıra takımlarından biri olmayı başarmış durumda.

Yeni Napoli: O sene bu sene?…

Napoli, Serie A’da puan farkıyla liderliğini korurken Şampiyonlar Liginde de yoluna devam ediyor.

2022-23 sezonunun başına gelindiğinde, geçen sezon şampiyonluğu son iki ayda elinden kaçıran Napoli’de kulübün önemli oyuncuları Koulibaly, Milik, Insigne ve Mertens takımdan ayrılmıştı. Şampiyonluk oranları Napoli için 1’e 16 idi ki bu oran AS Roma’da bile 1’e 8 durumundaydı. Ancak Spaletti’nin takımı, bugüne kadar geçen seneyi bile gölgede bırakan bir performans sergilemiş durumda. En yakın rakibine 12 puan fark atan Napoli, ligde yalnızca bir mağlubiyet (Inter’e karşı) aldı; Şampiyonlar Liginde ise Liverpool’a karşı alınan 4-1’lik skor ile grubu lider tamamlamayı başardı.

Şu anlık Napoli için her şey iyi gidiyor, Spaletti ve oyuncu grubunun ise geçen seneden çok daha kararlı bir görüntü verdiğini söylemek mümkün. Her şey yolunda giderse belki de tam 33 yıl sonra, Diego Armando Maradona Stadyumunda Scudetto yine mavi kurdelelerle süslenecek, kim bilir? O ana dek, Napule! jamme, jamme ‘ncoppa, jamme jà!*

*Napoletano lehçesinde, Napoli! Haydi gidelim, gidelim, en yukarılara kadar!

Leave a Reply