Bu hafta biraz farklı birşey yapacağım ve herkesin beğendiği, gerçekten inanılmaz giyinen kadınlar yerine biraz da sıradışı ve kendi için giyinen kadınları ele alacağım. Sanırım biraz 8 Mart’ın gazına geldim ve bu hafta aslında başka bir konuyu ele almayı düşünüyorken son anda kafamda Ellen’ın Oscar’daki hali de aklıma gelince, sadece kendi için giyinen- yani ne erkekler ne de diğer kadınlar ne düşünecek diye düşünmeden giyinebilen- kadınları ele almaya karar verdim. Hayır bu yazıda herkesin son zamanlarda gözdesi haline gelmiş Beyonce yer almayacak – evet, güçlü bir kadın ancak özellikle son zamanlarda kocasına fazlasıyla “bağımlı”- dependent anlamında bağımlı- olduğunu dile getiren ve sanki kocası aslında onun kimliğini oluşturmuş gibi ettiği laflar ve hali tavrından dolayı tamamen de bağımsız bir kadın olmadığını düşündürdü bana- veya güzel olmasına güzel olan ancak her giydiğini “Kanye ne der?” sorusunu sorarak giyen Kim Kardashian da yer almayacak. Ya da herkesin bayıldığı Chiarra Ferragni, nam-ı diğer Blonde Salad, de yer almayacak. Onun yerine sizinle şirin mi şirin, çatlak mı çatlak ve ne yazık ki Türkiye’de hala yeterince, en azından Chiarra kadar tanınmayan Leandra Medine’i, nam-ı diğer The Man Repeller’ı, muhteşem Ellen Degeneres’ı ve “Stupid Girls” diyerek dünyadaki genç nesli yıllarca önce korkusuzca eleştirmiş Pink’i paylaşacağım. Aslında bu listeye pek çok güçlü kadını ekleyebilirim ve eklemek de isterim, örneğin Yahoo’nun güzel CEO’su Marissa Mayer’i, Facebook’un karizmatik ve liderlik anlayışıyla farklılığını belli eden COO’su Sheryl Sandberg’i, Harvard’ın zarif başkanı Drew Gilpin Faust’u ve Angela Merkel’i -onun tanıtılmaya ihtiyacı yok sanırım :)- ekleyebilirdim, ancak bu seferlik listeyi sadece Hollywood ve civarlarından olanlarla sınırlı tutacağım.

Öncelikle Leandra Medine ile başlamak istiyorum çünkü o deli, o sıradışı, o kimsenin ne düşündüğüne aldırmadan -gerçekten inanılmaz çirkin de bulsam- siyah boru paça pantolon üzerine sarı tül eteğini giyebilen ve güzelim Céline platformlarının içine Pippi Longstocking çoraplarını andıran çizgili uzun çoraplarını giyebilen bir kadın. Ve o kimsenin onun dış görünüşü hakkında ne dediğine aldırmayan bir kadın. Medine standardlarınıza hitap edecek güzellikte bir kadın değil, makyaj yapmaz, saçını yaptırmaz, ve hayır Charlize Theron gibi altın oranları da yoktur -kimse yanlış anlamasın Charlize Theron’a laf etmiyorum, o son derece güzel ve zeki bir kadın- ama Medine bir girişimci, Medine bir özgür ruh ve Medine sosyal medya aracılığıyla herkesin aşık olduğu ancak içi pek de dolu olmayan ünlülerle dalga geçen ve bunda çekinmeyen, ama bir yandan da kendini herkesten çok yeren bir kadın. The Man Repeller lakabına gelince, bu onun 4 yıl önce başlattığı blog’unun adı. Medine gazetecilik mezunu olmadan önce başlıyor blog macerasına ve son derece başarılı olmayı başarıyor yaptığı işte. Zaman zaman ünlü markaların ve ünlü olma yolunda ilerleyen markaların kreatif direktörleriyle röportaj yaptığı ve modanın sadece fiziksel buyutuyla değil aynı zamanda tarihi, felsefi ve hatta ekonomik ve iş dünyası tarafını da ele aldığı Man Repeller blog’unu, adından da belli olduğu gibi, erkeklerin pek de hoşlanmayacağı şekilde giyindiği için bu adı koyarak başlatmış. Medine’e uzun yıllar bu başarısını sürdürmesi dileklerimizi burdan gönderiyor ve çatlaklığının hiç bitmemesini umuyorum. Seni seviyoruz Leandra Medine!

Diğer sıradışı ve güçlü ve muhteşem kadın, Ellen. Kimse bana “Ellen tabi ki erkekler için giyinmez” gibi bir laf etmesin, o kadınlar için de giyinmiyor! Aslında Oscar’lar diyince her ne kadar sayfalar dolusu Jared Leto’dan bahsetmek istesem de – Leto şahane değil mi sizce de!- burda kendimi tutup Leto yerine Ellen’dan bahsedeceğim. Kimse Ellen kadar güzel takım taşıyamadı o kırmızı halıda -tabi ki Leto hariç- ve Ellen her ne hikmetse üzerine ne giyerse yakıştıran kadınlardan. Hayır o bir Angelina Jolie değil ve hayır onu hiç bir zaman kırmızı uzun straples bir elbisenin içinde göremezsiniz, ama o takımıyla da, giydiği boyfriend jean’leri ve gömlekleriyle de bir harika. O, Oscar’larda giydiği Saint Laurent takımlarıyla da show’larında giydiği basit kot ve ceket kombinasyonları ile de muhteşem, şahsına münasır bir kadın. Ellen iyi ki var ve iyi ki kadınlara örnek olmaya devam ediyor.

Ve Pink… İster çok erkeksi bulun ister çok vurdum duymaz, o çok güzel bir kadın. O astım hastası olmasına rağmen herkesten güçlü sesiyle güçlü şarkılarını söyleyen bir kadın. Güçlü ve kaslı kolları bir yana, Pink gerçek anlamda güçlü bir kadın ve bazen absürd kıyafet seçimleri de olsa kendi için giyiniyor, öyle istiyor ve yapıyor. Yeri geldiğinde asker edasında giyindiği kargo pantolonlarıyla yeri geldiğindeyse heykel gibi olan vücudunu gösterdiği kıyafetlerle her şekilde güzel olan bir kadın.

Son olarak size Leandra Medine’i hem instagram’da takip etmenizi (sadece instagram’a manrepeller yazmanız yeterli) hem de blog’unu yakından izlemenizi öneriyor ve link’ini paylaşıyorum.

http://www.manrepeller.com

 

 

 

Leave a Reply