Yaşadığımızı Sandığımız Hayatları Bir Kenara Bırakmak: Mindful Bir Yaşam Üzerine

Sadece durmanızı ve derin bir nefes almanızı istiyorum. Çok klişe bir söylem değil mi? Belki de bunu okuyan herkes bu söylemi hayatı boyunca orda burda bir çok defa gördü. Peki kaçınız gerçekten denileni yaptı? Başka bir ifadeyle en son ne zaman gerçekten durup ve kendinizi, içinde bulunduğunuz durumu, hayatlarınızı gözden geçirdiniz ya da geçirdiyseniz bile bunu ne kadar sıklıkla yaptınız?

Eğer şimdi şöyle bir durucak olursanız siz de toplum olarak yarattığımız sahte bir gerçeklikte oradan oraya kendimizi sürüklediğimizi farkedeceksiniz. Sanki görünmez bir güç bizi hep bir şeyler yapmaya zorluyor ve itinayla anın tadını çıkamamızı engelliyor. Anne-babalarınızın öğrencilik yıllarını dinlerseniz bir çoğununun üniversite okurken gerçekten öğrenci olmaya odaklı bir şekilde, sadece o anı ya da en fazla o haftayı düşünerek yaşadıklarını; 5 yıl sonrasını asla planlamaya çalışmadıklarını, en fazla hayal kurduklarını farkedeceksiniz. Bir de bizim kuşağımıza bakalım. Kimse gençlik yıllarını yaşamaya özen göstermiyor. Herkes hep ‘daha iyi’ olmanın peşinde. Daha iyi olmayı, kendini geliştirmeyi hedeflemek tabiki de çok güzel bir şey. Ancak buna kapılıp gitmek de bir o kadar kötü, insana yaşamanın ne demek olduğunu unutturan bir şey.

Ben de dahil olmak üzere, hepimiz kendini derslerden yüksek not almaya, bir yerden kabulu almaya, ekstradan bir etkinlikle CV’ni doldurmaya ya da daha iyi gözükmeye adamış durumdayız. Sanıyoruz ki daha iyi bir ortalama yaparsam, daha iyi bir fiziğe sahip olursam ya da daha çok yerde staj yaparsam daha iyi bir gelecek beni bekliyor olacak. Bu yüzden kendimizi sürekli bir endişe hali içine sokup, geleceği düşünmeye odaklanıyoruz. Elbette ki bunların bize olacak katkısı yadsınamaz bir gerçek ve ortalıkta bomboş dolaşıp sadece takılmaktan çok daha yararlı şeyler. Ancak burada sorun teşkil eden nokta, bunları yaparken gerçekten zamanın akıp gitmesi ve geri gelmeyecek olması. İşte tam bu noktada “mindfulness” sanatı devreye giriyor. Mindfulness herkesin sandığı “anda yaşama” klişesi olmanın aksine, içinde bulunduğunuz anı fark etmek ve bu fark edilenleri algılama biçimimizi yönetmektir. Şu an sana iyi gelecek şeyin ne olduğunun, şu an nasıl hissettiğinin, yaptığın şeye gerçekten ihtiyacın olup olmadığının veya onun seni gerçekten mutlu kılıp kılmadığının farkında olmaktır. Mindfulness aslında gerçekten bir sanat değil; ama sürekli koşmamızı isteyen günümüz dünyasında, başarması en zor adeta bir sanat gibi üstün bir yetenek isteyen, insan zihni aktivitelerinden biridir.

Zen and the art of keeping the NHS bill under control | Jon kabat zinn  mindfulness, Kabat zinn, Jon kabat zinn

John Kabat Zinn

Bir araştırmaya göre yogada insanların yapmakta zorlandığı en zor hareket “Savasana” yani ceset pozu olduğu belirlenmiş. Bu harakette kişinin tek yapması gereken yatağında ya da yerde sadece uzanıp nefes almak ve hiçbir şey düşünmemek. Bunu duyduktan sonra denemek için sadece 5 dakika hiç bir şey yapmadan uzanmaya çalışınca belki sadece 30 saniye bir şey düşünmeden durabildiğimi gördükten sonra farkkettim ki, kendimizi o kadar çok bir şeylerin peşinde koşup, bir şeyler düşünmeye alıştırmışız ki 5 dakika bile durmaya tahammül edemez hale gelmişiz. O kadar işimiz gücümüz varken meditasyonla mı uğraşacağız dediğinizi duyar gibiyim. Ancak eğer bu kaygı ve endişe halinden uzaklaşıp birazda olsa içinde bulunduğumuz durumun, anın farkına varmak istiyorsak, şöyle bir durup kendimize odaklanmamız gerekiyor. Bunu başarmamın yolu da Amerikalı emekli tıp profesörü Jon Kat-Zin’nin çok sade bir şekilde dile getirdiği gibi “herhangi bir yere ulaşmaya çalışmaktan vazgeçerek” mümkün.

Özetlemek gerekirse sadece durup sürekli koşmaya ara vermemiz gerekiyor ki gerçekten bir yerelere varabilelim. Kendimizi sürekli yormak, sürekli gelecek hakkında endişe haline sokmak bizi bir yere vardırmaktan ziyade, aslında hayatımızdan çalıyor. Herbirimiz belki de en güzel anlarımızı, yaşlarımızı, belki de sağlımızı, fark etmeden otomatik düşüncelerimiz ve toplumun beklentileri tarafından yönetilerek yaşıyoruz. Bu yüzden artık haraketlerimiz, seçimlerimiz hakkında mindful olmaya gayret emtenin; küçük farkındalıklar yaratarak anın ve durumun tadını çıkarmaya başlamanın zamanı geldide geçiyor.

Kaynak:
https://www.google.com/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwjP1Pf-0MLwAhVNilwKHbaOCpkQtwIwBnoECBMQAw&url=https%3A%2F%2Fmindfulnessinstitute.com.tr%2Fmindfulness-nedir%2F&usg=AOvVaw3UVdK3n-nmQo_27o29YwVM

https://www.google.com/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwj5-Mic1cLwAhXOzYUKHe4KDdwQFjAAegQIBRAD&url=https%3A%2F%2Fichi.pro%2Ftr%2F4-jon-kabat-zinn-sozleri-meditasyonunuzu-ve-farkindalik-uygulamalarinizi-capalandiracak-40421412758253&usg=AOvVaw2RuATyROzunmprxI-AAKU_

Leave a Reply