Hangi üniversitede, hangi bölümde okuduğunuz hiç fark etmez; Eylül ayının başlamasıyla çevrenizi derslerle kuşatılmış bulursunuz ve bu tempo hiç azalmadan, hatta giderek artarak Mayıs’a kadar sürer. Bir bakmışsınız, artık hayatınızı teslim ve sınav tarihleri yönetiyordur. Bu yoğun tempo içinde Mayıs ayı Bilkentliler için üç şeyin habercisidir; proje teslimleri, finaller ve “Bahar Şenliği”.

Havanın birazcık ısınmasıyla her fırsatı çimlerde soluklanarak değerlendiren, Ankara soğuğundan muzdarip üniversite gençliği bu 3 günü bir mola olarak görür, görmek ister. Keşke dersler ve ödevler için de bir ara verilse ama ne yazık ki, tempo aynen devam eder.

Üçüncü sınıf öğrencisi olarak bu sene Bahar Şenliği’nin tadını çıkaramayacağım diye üzülürken, sanırım Bilkent hayatımın en güzel şenliğini geçirdim. Bunun en büyük etkeni de tabii ki şenlik konserleriydi: ‘Mor ve Ötesi’ ve ‘Sıla’.

Mor-ve-Ötesi-and-Sıla-to-Headline-This-Year’s-Spring-Fest-Concert-620-x-354

Bir Bilkentli olarak Odeon gibi bir alana sahip olduğumuz için çok şanslı olduğumuzu belirtmeliyim; ancak daha güzel konserler gerçekleşsin istiyorsak, okulun ses sistemi ile ilgilenmesi gerek. İki konserin de başında ilk düşündüğüm ve eleştirdiğim nokta buydu. Maalesef, ses sistemimiz çok kötü. Konser sonunda ise, yüksek doz eğlencenin mutluluğu içindeydim.

8 Mayıs Cuma günü Mor ve Ötesi’ni ağırladı Bilkent. Gerçek anlamda bir ağırlamaydı bu, öğrenciler tarafından yapılan. Şarkılar peşpeşe hep bir ağızdan, bazen Harun Tekin’in sesini bastırırcasına söylendi. İlk albümünden beridir takip eden, her şarkısını ezbere bilen bir zamanın çocuklarına seslenmenin verdiği şans vardı grup için. Grubun yüksek enerjisiyle başlasa da konser, seyircinin gruba gittikçe artan bir enerji verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Daha şarkının melodisini duyup, nakaratı söyleyen bir seyirciden bahsediyoruz. Mor ve Ötesi grubu da bundan çok etkinlenmiş olmalı ki, Harun Tekin bir iki kere video görüntüsü aldı, fotoğraf çekti. Son albümlerinin en sevilen şarkıları ‘Oyunbozan’, ‘Sana Değmez’, ‘Son Sabah’ şarkılarının yanında artık klasikleşmiş ‘Cambaz’, ‘Bir Derdim Var’, ‘Sevda Çiçeği’ gibi şarkıları da seslendirdi grup. Hatta o kadar çok şarkı söylendi ki art arda, nerdeyse bütün şarkıları dinleme fırsatı yakaladık. “Kadınların mutluluğu önemli olan, onları mutlu etmek lazım.” diye başlayarak ‘Daha Mutlu Olamam’ı da söylediler, o an daha mutlu olamazdım gerçekten. Saat 11’i geçtikten sonra veda etseler de dinleyicilere, biz onlara veda etmek istemedik. Tabii ki onlar da bizi kırmadı. “Bilkenti kıracağımıza kafamızı kırarız.” diyerek geri döndüler sahneye. Odeon çok kalabalıktı. Konserden ayrılırken sesler iyice kısılmıştı. Bilkent böyle konser görmedi, göremez diyerek çıktım ama yanılmışım.

9 Mayıs Cumartesi günü Sıla konserinde, Odeon öyle kalabalık görmedi. Sanırım mezuniyet törenlerinde o kadar dolmuyor. Müthiş bir kalabalık. Beklediğimin aksine, Sıla hiç bekletmeden çıktı sahneye. Kederin, hüznün dibine vururuz düşüncesiyle gittiğim konserin başında haklıydım da. Ağır tempolu şarkılarla başladı konser. Şarkılara inat, müthiş bir enerji vardı Sıla’nın ekibinde. Gitaristinden tutun da, vokaline kadar herkeste müthiş bir hareketlilik. Konser boyunca hem şarkılara eşlik edip hem de dans etti vokaller. Arka arkaya söylenen 5 şarkıdan sonra, Sıla üstünü değiştirmek için sahneden ayrıldı; ama kaldığı yerden vokalleri devam etti. Dinleyicileri daha da coşturdu. Erkin Koray’ın “Estarabim”, Bedük’ün “Koyver Kendini”, Ogün Sanlısoy’dan “Ben de Özledim” söylendi hep bir ağızdan Sıla’nın yokluğunda. Evet, eğlenceliydi ama Sıla’yı dinlemek için gelen kalabalığı düşünürsek, bence gereksiz bir hareketti. Sıla, müthiş döndü. Aslında ne çok hareketli şarkısı varmış:Vaziyetler’, ‘Kafa’, ‘Alain Delon’ ve Sıla’yı tanıdığımız şarkı ‘…Dan Sonra’. Derken, saat 11’de konser bitti. Mor ve Ötesi konseri ile karşılaştırırsak kısa sürdü konser, tadı damaklarda kaldı adeta.

Kısılan seslerden anlaşılabilir, bir konserin başarısı. Şu iki günün ardından çoğu Bilkentlinin sesinin kısılması, dolu dolu çok güzel 2 konser gerçekleştiğinin bir kanıtıdır. Stresimizi attığımıza, enerjimizi depoladığımıza göre, yoğun tempo yine bizi bekler. 2016 Bahar Şenlikleri’nin daha güzel olması dileğiyle.

Leave a Reply