popup

Orkestra fıkralarının vazgeçilmez aktörü viyola, nihayet intikamını aldı! Yaylı grubunun en bilinen iki üyesinin, keman ve viyolonselin teyze çocuğu olan ancak solo dinleme şansına çok nadiren eriştiğimiz viyola, 16 Mart Cumartesi akşamı Bilkent Konser Salonu’nda, şef Emil Tabakov’un bestelediği “Viyola Konçertosu”nun genç virtüöz Alexander Zemtsov yorumuyla Ankaralı klasik müzik tutkunlarının beğenisine sunuldu. Üzerine pek eser yazılmadığı için çoğunlukla ön plana çıkmayan ve genellikle ‘irice bir keman’ olarak algılanan bu güzide çalgının geniş ses aralığı ve gelişkin ifade yeteneği seyircinin de büyük ilgisini çekti. Konserin ikinci yarısında ise, ünlü Alman besteci Richard Strauss’un Der Rosenkavalier operasından (Op 59) bir süit Bilkent Senfoni Orkestrası tarafından seslendirildi.

2002-2008 yılları arasında Bilkent Senfoni Orkestrası’nın müzik direktörlüğü görevini üstlenmiş olan şef Tabakov, orkestra şefliği dışında oldukça üretken bir besteci olmasıyla da bilinmekte. Şimdiye dek perküsyondan flüte, kemandan piyanoya pek çok çalgı için konçertolar besteleyen ve sayısız orkestrada maestroluk görevinde bulunan bu değerli müzisyenin viyolayı solo olarak görevlendirmesi ve onun için bir konçerto bestelemesi de cesur ve sıra dışı tercihlerinin bir yansıması olarak görülebilir. Sahnedeki profesyonel tutumu ve orkestra üzerindeki olağanüstü hâkimiyeti ile dikkat çeken Tabakov, her bir müzisyenle birebir teması ve kendi bestesini yönetiyor olmanın da haklı coşkusuyla gecenin gerçek yıldızı olduğunu gözler önüne serdi.

3 bölümden oluşan konçertonun ilk bölümü, orkestra ile solist Zemtsov’un diyaloğu olarak kurgulanmıştı, bu bölümde bitmek bilmeyen gerilim ve tekinsiz atmosfer, viyolanın pes sesiyle tezat oluşturan tahta üflemelilerin ön plana çıkarılmasıyla perçinlenmişti. İlerleyen bölümlerde bakır üflemeliler ve 1. kemanlara geçen ağırlık ve finalde tüm orkestrayı içine alan hareketlenme, seyircinin büyük alkışı eşliğinde son buldu. Yoğun alkış nedeniyle sahneye 3 kez dönen solist Alexander Zemtsov, son gelişinde bis yaparak kısa bir eser daha seslendirdi. Kendisine hediye edilen çiçeği konzertmeister yardımcısı Irına Nikotina’ya veren Zemtsov, centilmenliğiyle de büyük beğeni topladı.
20130316_200517

Bilkent Senfoni Orkestrası, konserin ikinci yarısında ise seyircisiyle baş başaydı. Konzertmeister olarak Toğrul Ganioğlu’nun da hazır bulunduğu bu bölümde, R. Strauss’un ilk kez 1911 yılında sahnelenen ve Alman dilinde yazılmış en ünlü operalardan biri olan “Der Rosenkavalier”inden bir parça dinleyiciye sunuldu. Özü gereği bir dans eseri olan ve vals motifleri de barındıran bu eserde orkestranın uyum ve ahengi en üst düzeydeydi. Arp, kontrbas ve vurmalı sazların da zaman zaman ön plana çıkma şansı yakaladıkları bu eserin, konserin ilk yarısındaki gerilimin tam aksine bir akıcılığa ve ritme sahip olması nedeniyle bir denge oluşturmak açısından çok yerinde bir tercih olduğunu düşünüyorum. Bu eserin ardından gelen yine yoğun alkışlar eşliğinde konser sona erdi.

Yeri gelmişken, yazının başında değindiğim viyolacı fıkralarından birini anlatarak bitireyim;

“Kemancıların neresi nasır tutar?

-Boyunları.

Viyolonselcilerin?

-Parmak uçları.

Viyolacıların?

-Dizleri. (çünkü çalmadıkları zaman viyolayı dizlerine koyup beklerler)”

Sizi temin ederim, 16 Mart akşamı Bilkent Konser Salonu’nda, Alexander Zemtsov başta olmak üzere orkestradaki hiçbir viyolacı, dizleri nasır tutmuş gibi görünmüyordu.

Ek Bilgi: Viyolanın yaylılar grubundaki yerini görmek için;

violin-family

Kaynaklar: BSO Konser Kataloğu

http://www.emiltabakov.dir.bg/conductor.html

 

Leave a Reply