Çoğumuzun tatil planları yaptığı, denize, güneşe, sıcacık kumlara hasret kaldığımız uzun bir kış dönemini atlattığımız şu sıralar; beş yıldızlı tatil köyleri, çok popüler olan butik oteller ve her yaz gidilen yazlık evlerden sıkılanlara ve sıradışı bir tatil arayanlara farklı bir rota çizmek istiyorum. Ölmeden yapılacaklar listenizde bulunması gereken, el değmemiş, ayak basılmamış kara parçalarını keşfederken farklı kültürlerle harmanlanacağınız bir gemi seyahatine çıkmayı düşünmüş müydünüz? Hem suyla hem kültürle iç içe olmak isteyenler, macera arayanlar ya da uzak diyarlara yol almak isteyenler… İşte sizlere hepinizin kendine göre bir şeyler bulabileceği 5 farklı gemi rotası…

“Avrupa’yı baştan sona gezip kültür sanat dolu bir tatil geçirmek istiyorum.”

Avrupa’nın dört büyük nehri olan Tuna, Main, Ren ve Mosel nehirleri boyunca dizilmiş birbirinden görkemli Avrupa şehirlerini keşfedebileceğiniz bu gemi seyahati şehir şehir gezip müzeler, kiliseler görmek, bir gurme misali farklı lezzetler tadıp sanata doymak isteyenler için. Seyahate Budapeşte veya Paris’ten başlayarak Almanya’da 2. Dünya Savaşı’nın kalıntılarını görebilir, Viyana’da operalar dinleyebilir ve Bratislava’da tarihi kaleleri, katedralleri gezerek yerel içkilerin tadına bakabilirsiniz. Bu rotada çalışan birçok gemi mevcut. Bunlardan en bilineni AmaLegro adlı bir cruise gemisi. 150 yolcu kapasiteli, kamaraların çoğu balkonlu olan bu gemide 21 gün geçirerek Unesco Dünya Mirası listesine giren birçok Avrupa başkentini görebilirsiniz.Bunun yanı sıra, daha kısa ve her şehire daha çok vakit ayırabileceğiniz turlar da elbette mevcut.

Amalegro

150 yolcu kapasiteli AmaLegro

 

“Mısır’ın görkemli ve gizemli piramitlerini görmek istiyorum.”

Nehir turları içinde ilgimi çeken bir diğer tur ise birçok filmin geçtiği, üzerine kitapların yazıldığı, bereketli olduğu kadar gizemli de bir coğrafyanın bağrındaki Nil Nehri turu. Bu tur arkeolojiye meraklı kimseler için, hala gizemini koruyan piramitleri, eski Mısır hazinelerini, tapınaklarını ve firavunlarını merak edenler için harika bir rotaya sahip. Sun Boat III ile çıktığınız bu yolculukta Mısır ve Bedevi izleri taşıyan bir dekorasyon ve Mısır gecesi temalı maskeli balolar bile var. Bu seyahat tıpkı zaman makinesiyle Kleopatra’nın yaşadığı döneme yapılmış bir yolculuk gibi.

nil nehri

İskenderiye’den Nil Nehrine

“Kaptan Jack Sparrow’un Karayiplerini görmek, deniz, kum ve güneşin tadını çıkarmak istiyorum.” 

Tropik manzaranın zengin bir kültürle birleştiği, altın sarısı kumlarla ve mavinin her tonuna sahip bir denizle bezenmiş Karayipler’de bir tatil; herkesin kendine göre bir şeyler bulabileceği bir seyahat vaat ediyor. Yolculuk kahveleriyle ünlü Porto Riko’da başlıyor. Daha sonra bir sualtı bahçesi olan St. Croix’i, orkideleriyle ünlü Barbados’u, yemyeşil St. Lucia’yı, ilginç mimarisiyle Guadoloupe’yi ve korsanların cenneti Antigua’yı görme fırsatını yakalıyorsunuz. Birçok ada gezeceğiniz bu yedi günlük yolculukta rom fabrikalarını ziyaret edebilir ve turkuaz renkli sularda yüzebilirsiniz. Royal Caribbean’ın Adventue of Seas gemisi sizi bu harika yolculuğa çıkarmak için bekliyor.

caribbean

Karayipler’in masmavi, saydam denizi

“Balta girmemiş yağmur ormanları gerçekten var mı merak ediyorum.” 

Dünyanın en büyük üçüncü adası Borneo’da şu ana kadar sadece hayvanat bahçesinde gördüğünüz birçok hayvanı görebilir, vahşi cangılları keşfetme fırsatı yakalayabilir ve bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayabilirsiniz. Orion II, Bali’den kalkıyor ve Budist tapınaklarıyla ünlü Borobudur’a doğru yol alıyor. Prambanan Hindu tapınağı, Tanjung Puting Milli Parkı, balta girmemiş ormanlardan geçen hırçın nehirler, doğal çeşitliliğin tavan yaptığı, yüzlerce kuş türünü, maymunları ve orangutanları görebileceğiniz ormanlar sizleri bekliyor. Gemi son gününü Cennet Kralları’nın toprakları anlamına gelen ve hayvan ruhlarına inanan bir topluluğun yaşadığı Tana Toraja’da geçiriyor. Orion II seferlerini Eylül, Ekim ve Kasım aylarında yapıyor.

bali

Kalkış noktası Bali

 

“Yaz ortasında kışı yaşamak, kutup ayılarıyla göz göze gelmek istiyorum.” 

Pek az insan gitmeyi göze alabilse de ve belki de bir tatil için çok uç bir plan olsa da dünyada ayak basmadık yer bırakmak istemeyenler için günün birinde cesaret edebilecekleri gerçek bir macera sunuyor Güney Atlantik Okyanusunda yol alan MS Hanseatic. Antarktika adalarına yolculuk gerçekten de yepyeni bir dünya keşfetmek isteyenler için oldukça pahalı ve maceralı bir yolculuk. Gemi Afrika’nın güney ucundaki Cape Town’dan yolculuğuna başlıyor ve daha sonra bir hiçliğin ortasındaki Tristian de Cunha Adasından, Güney Georgia Adasından ve ardından Antarktika adalarının arasından Drake Körfezi’nden geçiyor. İnsanların yaşamadığı, sadece araştırmacıların kaldığı, keşfedilmeyi bekleyen bu doğal harikalarla dolu coğrafyayı gemideki zodyak botlarla keşfe çıkmak mümkün. Bu unutulmaz macerayı yaşamayı kafaya koyarsanız şimdiden para biriktirmeye başlamalısınız.

ms-hanseatic

Buzuların ortasında Ms Hanseatic

Leave a Reply