Film: Birdman

Yazar: Sena Aydın

Alejandro González Iñárritu'nun Birdman'ine Saklanmış 28 Gizli Kurgu -  FilmLoverss

Finallerden sonra izlemek için beklettiğim uzun bir film listem vardı. O listeleri bilirsiniz asla sonu gelmez. Ben de tabi ki listeyi bitiremedim, hatta yalnızca iki film izledim. Size bu yazıda önereceğim film ise izlediğim bu iki filmden biri. Birdman: Unexpected Virtue of Ignorance. Birdman, Mubi’de film araştırması yaparken karşıma çıktı, ben de hiç düşünmeden izlemeye başladım. Ana karakter Riggan Thomson, bir süper kahraman rolüyle ün kazanan ancak şu anda Broadway’de kendi yazdığı bir oyunu sahneleyerek sanat dünyasına sanatsallıktan uzak ve basit bir oyuncu olmadığını kanıtlamaya çalışan gözden düşmüş bir aktördür. Film boyunca Thomson’a ününü kazandıran Birdman karakteri, Thomson’ın iç sesi olarak onunla konuşarak onu Birdman olmadan ne kadar değersiz olduğuna inandırmaya çalışır. O kadar ki Birdman, artık Thomson’ın bir parçası haline gelmiştir. Şunu söylemek isterim ki filmin ilk 15 dakikasında düşündüğüm tek şey arkadan gelen davul sesinin ve kameramanın ne kadar harika olduğuydu. Ancak gerçekten çok hoşuma giden bir diğer nokta ise bu rol için seçilmiş olan Michael Keaton’ın da muhtemelen bildiğiniz gibi Batman Returns (1992) filminden sonra eski popülerliğini kaybetmiş bir aktör olmasıydı. Bu yüzden Keaton’ın bu rolü kabul etmesini gerçekten çok takdire şayan buldum. Bir kameranın arkasından, kendini sanat dünyasına, ailesine ve kendisine kanıtlamaya çalışan aktör Thomson’ın iç dünyasına inecek, ün ve sanat karşılaştırması yapacak ve filmin sonunda onlarca soru soracaksınız. Favori filmlerim arasına almasam bile, Birdman’i oldukça başarılı buldum. Keyif alarak izleyeceğinize eminim. 

“O gün insanlık acımasız bir gerçeği hatırladı. Titanlardan korkarak saklanıyor ve duvar dediğimiz bu kafeslerde yaşamaktan utanç duyuyorduk.”

Anime: Attack on Titan

Yazar: Melin Demirci

SNK Attack On Titan Chapter 133 Raw Scans And Release Date

Bu bölümde sizlere son zamanlarda izlemeyi bırakamadığım bir diziyi önermek için buradayım. Attack on Titan orijinal adıyla Shingeki no Kyojin son zamanların en çok konuşulan anime serilerinden bir tanesi. Hajime Isayama tarafından çizilen manga serisi Seri Kodansha’nın Bessatsu Shōnen Magazine adlı aylık manga dergisinde 9 Eylül 2009 tarihinde yayınlandı. Bundan dört yıl sonra manga anime haline getirildi ve yayın hayatına 6 Nisan 2013 itibariyle başladı. Dördüncü ve final sezonu ise 2020’nin sonunda bizlerle buluştu. Benim bu muhteşem seriyi fark etmem biraz uzun sürse de geçtiğimiz ocakta bir ay içinde bütün sezonları bitirdim ve son sezonu da takip etmeye başladım. Attack on Titan yaratıcılığınızı ve hayal gücünüzü son noktaya kadar taşıyabilecek harika bir anime. Hikâye, Shiganshina kasabasında yaşayan Eren Yeager adında bir çocuğun etrafında dönüyor. Çevresi büyük duvarlarla çevrili olan bir yerde yaşayan Eren’in düzen içindeki hayatı metrelerce yükseklikte, insan formunda gözüken Titan adlı ilkel dev yaratıkların duvarı delip annesini öldürmesiyle son buluyor. Böylece tüm Titanlardan intikam almaya yemin eden Eren çocukluk arkadaşları Mikasa Ackerman ve Armin Arlert ile birlikte orduya katılıyor. Uzun zamandır izlediğim en çarpıcı, en etkileyici, en şaşırtıcı ve duygu yüklü yapım olmayı başardı. Sadece konusuyla değil, müzikleriyle, çizimleriyle artık Shingeki no Kyojin kalbimin yakınlarında bir yerde. Shinzou wo sasageyo!!

Susan Gibbs

Yazar: İrem Eroğlu

Merhaba sevgili GazeteBilkent okurları. İlgi çekici ve aydınlatıcı bilgilerle yeniden karşınızdayız. Bu defa hem film ve dizi endüstrilerinden hem de bu endüstrilerde kullanılan ilginç bir yöntemden bahsedeceğiz. 

Susan Gibbs’i ve çalışmalarını daha önce duymuş muydunuz? Çoğunluğun cevabının hayır olduğunu duyar gibiyiz. Düşüncemiz bu yönde olduğundan, çalışmalarını hayranlıkla incelediğimiz bu sanatçıyı sizlere de tanıtmak istedik. Gibbs’in uzmanlık alanı silikon bebekler tasarlamak ve üretmek. Yalnız, bu silikon bebekleri herhangi bir oyuncak bebekten farklılaştıran bir nokta var ki, Gibbs’i diğer bebek üreticilerinden bambaşka bir yola doğru farklılaştırıyor. Bir bakışla bu bebekleri, yaşayan bir bebekten ayırmak neredeyse imkansız. Gibbs’in oluşturduğu silikon bebekler tamamen gerçek bir bebek gibi görünmekle birlikte en ince detayına kadar düşünülerek tasarlanmakta. Sanatçı öncelikle bir kil modeli oluşturuyor ve bu modeli silikonla kaplayarak yapım sürecine başlıyor. Kalıbı oluşturduktan sonra, içine sıvı silikon döküyor ve sertleşmesini sağlıyor. Birkaç saat sonra silikon kalıp çıkarılabilir hale geliyor ve yıkanmaya ve boyanmaya hazır bir bebek ortaya çıkıyor. Bir bebeğin yapım süresi başından sonuna kadar altı ay gibi bir süreye uzanabiliyor ve 8500 dolar civarı bir maliyeti oluyor.

Durumu daha da ilginç hale getiren ise bu bebeklerin film ve dizi endüstrilerinde kullanılıyor olması. Susan Gibbs’in el yapımı bebekleri görüntü itibariyle gerçek bir bebekten neredeyse farksız olduğu için dizi ve filmlerde kullanılmak üzere satın alınıyor. Bu bebekler, “The Art of Racing in the Rain” filmi gibi pek çok filmde kullanılmış.  Susan Gibbs’in el yapımı silikon bebekleri hakkında daha fazla bilgi almak ve hatta bu bebeklerin yapımı konusunda online ders almak istiyorsanız Dizon Designs & Doll Works’ün web sitesini ziyaret edebilirsiniz. Sizin için linki de buraya bırakıyoruz: https://dizondesigns.com

Leave a Reply