Seçimlere az bir süre kala toplu açılış törenlerine hız kesmeden devam eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta içi Uşak’taydı. Cumhurbaşkanlığı otobüsü MHP Uşak İl Başkanlığı önünden geçerken binadan uzanan bir bozkurt işareti birtakım tatsız olaylara sebep oldu. Parti yönetim kurulu üyelerinden Seher Kayıhan’ın yaptığı bozkurt, Cumhurbaşkanına işaretle hakaret ve gözaltı sebebi sayıldı. Parti binası tabir-i caizse Cumhurbaşkanlığı koruma polislerince basıldı ve Kayıhan apar topar il Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. İki saat boyunca ifadesi alınan Seher Kayıhan mevcutlu olarak savcılığa götürülmek üzere serbest bırakıldı.
Peki hakikaten bir hakaret miydi bozkurt işareti? İnsanların gözünde yalnızca bir parti simgesi miydi? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını aşan, siyasi bir sembolün ötesinde olan ve tarihin derinliklerinden gelen bir işaret miydi? Bu soruların cevabını vermek zannediyorum ki zor değil. Ancak buyrun bir de bizim kalemimizden dökülsün bozkurdun asıl mânâsı ve bir de biz neden bozkurt olduğunu anlatmayı deneyelim.
Her millette olduğu gibi Türk milletinin tarihinde de birbirinden önemli mitler yer almaktadır. Bunlardan en bilineni şüphesiz ki Ergenekon’dan Oğuz Kağan’a hemen hemen tüm destanların merkezinde olan hatta bir destana da adını veren “bozkurt”tur. Ağaç, ışık ve su mitlerine baskın olan bozkurt, Türk destanlarında çoğunlukla rehber veya kurtarıcı rollerini üstlenir. Türk toplumunun karşılaştığı her türlü zorlukta yol gösterici olarak yansıtılan bozkurt, kimi destanlarda ise Türk soyunun devamını sağlamıştır. Ergenekon’dan demir dağı eritip çıkmayı başaran Türklere rehberlik eden de savaştan sağ kurtulan tek Türk bebeği büyüten de bozkurttur.
Tüm bu metinlere bakıp bozkurt mitinin yalnızca maddesel olarak algılanması kesinlikle sığ bir yaklaşım olacaktır. “Bu da Türkler için önemli bir hayvanmış” demek bugün yapılan bozkurt işaretini anlamaya uzak bir bakıştır. Metinlerde bahsi geçen bozkurt, millet üzerindeki etkisiyle bir hayvandan fazlasıdır. Biraz detaylı bakıldığında bin yılları aşıp bugünlere aktarılan bozkurt simgesinin aslında bir fikri simgelediği kolayca anlaşılabilir. Düşülen her müşkül durumda bozkurt; Türk’ü güçlendirmiş, Türk dünyasını birleştirmiş, sıkıntılardan kurtarmış ve düzlüğe çıkarmıştır. Bu ancak bir fikir, bir idealle mümkün olabilir. Dolayısıyla Orta Asya Türk kültüründe ve İslamiyet öncesi Türk destanlarında bozkurtlara duyulan saygı, sevgi ve minnet esasında bozkurdun ötesinde ve derininde yatan birlik fikrinedir. Bugün tüm Türk dünyasında genç yaşlı herkes tarafından kullanılan her bir bozkurt işareti, milletimizin ihtiyacı olan dilde, fikirde ve işte birliğe bir göndermedir. Bugün gözaltı sebebi olan her bozkurt işareti birliğe olan umuttur, hasrettir.
Türk kültürünün doğal bir getirisi olan bozkurt sembolüne yüklenen ve çok sevdiğim bir başka anlam ise merhum Alparslan Türkeş’e aittir. Alparslan Türkeş bu anlamı Osman Bölükbaşı’ya şu sözlerle anlatır:
Bölükbaşı: Yahu siz bir işaret yapıyorsunuz kurda benziyor. Onu anladık da benim bildiğim sen Türkeş ona bir mânâ yüklemişsindir.
Türkeş: Elbette ağabey.
Bölükbaşı: Peki nedir?
Türkeş: (Bir elini bozkurt yapar ve diğer eliyle işaret eder.) Bak ağabey, şu serçe parmak Türk‘tür. Şu işaret (şehadet) parmağı da İslâm‘dır. Bu iki parmak arasında kalan boşluk ise cihandır(dünyadır). Son olarak üç parmağın birleştiği nokta ise mühürdür. Yani ağabey, işaret ederek gösterir isek şu çıkar: Türk İslam mührünü dünyaya vuracağız.
Açıkça görülüyor ki bundan yaklaşık bir hafta önce bir kadının gözaltına alınmasına sebep olan bozkurt işareti, yaygın anlayışın aksine, bir siyasi partinin sınırlarına sığmayacak kadar geniş kapsamlıdır.Bugün Irak’tan Doğu Türkistan’a Kırım’a kadar uzanan bir coğrafyanın benimseyip kullandığı bozkurt simgesi, umuyorum ki bir gün Türkiye’de de gözaltı sebebi olmaktan çıkıp asıl mânâsı kavranmış bir şekilde görüş fark etmeksizin herkes tarafından kullanılacak. Ve umuyorum ki bozkurda yüklenen nice güzel anlamlar bir gün karşılığını bulacak.
KAYNAKÇA
- www.hurriyet.com.tr
- Milli Semboller – Hüseyin Nihâl Atsız
- Türk Kültüründe Bozkurtun Mânâsı- Mehmet Dönmez