22 Ekim Pazar akşamında Spor Toto Süper Lig İlhan Cavcav Sezonu lideri Galatasaray, kendisini 8 puan arkada takip eden Fenerbahçe ile Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu’nda karşı karşıya gelecek. Bu vesile ile gelin Galatasaray’ın sezon performansına ilk haftadan bugüne kadar bir göz atalım ve derbi hakkında biraz analiz yapalım.

İlk 8 haftada beklenenin üstüne çıkan Tudor’u 9. haftada daha zor bir maç, bir derbi bekliyor.

Avrupa macerası neredeyse başlamadan biten Galatasaray, Östersunds FK beraberliğinden sonra Mircea Lucescu ve Igor Tudor arasında gidip geldi diyebiliriz. TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in kişisel girişimiyle Lucescu Milli Takım yolunu tutarken, Tudor tepkilere rağmen takımın başında kaldı. Geçen sene ile birlikte Finansal Fair Play kıskacından kurtulan Cim-Bom, Gomis, Belhanda ve Maicon transferlerinin bu maçta etkisiz kalmasından sonra Sneijder’in takımdan yollanmasıyla taraftarın tepkisi tepe noktaya geldi, yönetim de baskılara karşı kararından dönmedi. Sonrasında göreceğiz ki, bu durum aslında sezon daha başlamadan Galatasaray için en önemli kırılma noktalarından biri olacaktı.

Senelerdir Galatasaray bünyesinde bulunan Cenk Ergün, imkanların da artmasıyla bu sezon çok daha başarılı bir transfer dönemi geçirdi.

Transferler devam etti, bu süreçte başroldeki kişi de Cenk Ergün oluyordu. Sevilla’dan sağ bek Mariano, Osmanlıspor’dan Badou Ndiaye, Manchester City’den Fernando gibi önemli isimler büyük meblağlar karşılığında takıma kazandırıldı. Bunun dışında Gäel Clichy ve Kwadwo Asamoah gibi gerçekleşemeyen transferler de oldu, fakat sezon başında Galatasaray eski oyuncusu Jason Denayer, Karabükspor’dan bek Latovlevici ve Cezayirli yıldız Sofiane Feghouli gibi isimleri kadroya ekleyerek ilk 11’de zayıf bir mevki bırakmadı.

Galatasaray’ın derbi için muhtemel, ideal bir ilk 11’i. Bu formasyona göre Tolga ve Fernando’nun asıl pozisyonlarını biraz daha geride düşünmek uygun olacaktır.

Sezon başlangıcında Galatasaray, yeniden yapılanmaya giden Kayserispor’la kendi sahasında karşılaştı ve 4-1 gibi net bir skorla galip geldi. Gomis’in damga vurduğu bu maçta kazanılan sadece 3 puan olmadı, ayrıca hem taraftar gözünde Tudor’un kredisi arttı hem de Tolga ve Linnes gibi isimler kendini affettirdi. Cim-Bom bu maç sonrasında oturduğu liderlik koltuğunda şimdiye kadar durmayı başardıysa, bunda seyircisi ve taraftarıyla olan bütünleşmesinin önemi çok büyük.

Gomis’in golleri diğer maçlarda da devam etti, keza Tolga Ciğerci gibi oynadığı mevki itibarıyla skor katkısı vermesi beklenmeyen isimler de kendisine eşlik ettiler. Takımda sorun var denebilecek tek kısım (Maicon’a rağmen) defans olmakla beraber, ofans oyuncuları gerek defansta yardım ederek gerek attıkları gollerle Süper Lig’in ilk 8 haftasında 24 puan alabilecek bir takım görüntüsü verdiler Galatasaray’a. Transfer döneminin sonlarında yapılan Denayer ve Latovlevici transferleri de bu eksiğe yönelik nokta atışları oldu diyebiliriz.

Galatasaray 8. hafta sonunda 22 puan ile lider konumda ve en yakın takipçisi Göztepe ile arasında 5 puan fark ile hatırı sayılır miktarda averaj bulunmakta. Bununla birlikte Tudor’u Fenerbahçe maçıyla başlayan 6-7 haftalık, öncekine nazaran daha zorlu bir fikstür bekliyor. Derbi galibiyeti ile bu sürece girmek ve liderlik koltuğunu korumak pekâlâ mümkün, fakat Fenerbahçe gibi bu tip maçlarda çok daha konsantre oynayan bir ekip karşısında tedbir de almak gerekiyor.

Fenerbahçe’nin Evkur Yeni Malatyaspor karşısında fırsat verdiği ilk 11 kadrosu. Giuliano bu formasyondaki pozisyonundan daha da ileriye çıkan bir oyuncu demek mümkün.

Aykut Kocaman’ın bu 11’de Soldado yerine Janssen ve oynamaya hazır hale gelen Skrtel’e şans verebileceği kuvvetli bir ihtimal. Galatasaray’ın özellikle duran top savunmasına özel önem vermesi Fenerbahçe gibi stoperleri forvetlerinden daha fazla gol atan bir ekibe karşı alınması elzem olan bir önlem. Dolayısıyla yabancı sınırına dair tepkilere aldırış edilmeksizin stoper mevkisinde Maicon-Denayer ikilisi kullanılmalı. Formda olan Latovlevici (veya Linnes) ve Mariano ile ofansa çıkmak konusunda bir eksiği bulunmayan Galatasaray’da Fernando’yu stoperler arasında daha çok görmemiz bu maçta olası. Bununla beraber defans hattının ikinci ve üçüncü alana yolladığı paslar ve Ndiaye ile çıkardığı toplarda olabilecek bir kayba karşın her zaman yapılan, genelde topu yeniden kazandıran presi de artırmak şart. Bu prese ek olarak topun Valbuena gibi yetenekli isimlere kontratak pozisyonlarında ulaşmasından önce rakibi tehlikesiz alanda taktik faullerle durdurmak düşünülebilir. Nabil Dirar ve Mauricio Isla ikilisinin uyumu göz önüne alındığında Tolga Ciğerci’nin daha defansif bir oyun planı ile sahaya sürülmesi mantıklı olacaktır. Ancak unutulmamalı ki erken gelebilecek bir Gomis veya Feghouli golü ile Fenerbahçe, Galatasaray taraftarının da desteğiyle maksimum performansına ulaşamadan demoralize edilebilir. Bu takdirde -herhangi bir sakatlık olmaması kaydıyla- tempo ve hırs bakımından eksiği bulunmayan bir Galatasaray’ın bu momentumla maçı alması yüksek ihtimal olacaktır.

Son olarak şunu söylemek gerekir; dünya tarafından bilinen, nevi şahsına münhasır bir derbi olsa da Süper Lig tablosunda en fazla 6 puan kadar etkisi olabilecek bir maçtan bahsediyoruz. Bu maçtaki bir puan kaybı son iki senesini tam anlamıyla yitirmiş olan Galatasaray ve taraftarının ümitlerine asla zarar vermemeli; çünkü Cim-Bom’un uzun lig maratonunda ‘21’ hedefine ulaşması hala mümkün olacak. Tabii, bir de daha yeni rahatlamış finansal durumu düşününce Galatasaray bu görevi tam anlamıyla başarmak zorunda.

*Kapak resmi eurosport.com sitesinden, diğer resimler sırasıyla sozcu.com.tr ve yenisafak.com adreslerinden alınmıştır. Son iki resim ise http://www.sporx.com/ilk11/ adresindeki araç vasıtasıyla edinilmiştir.

Leave a Reply