Tarih sahnesinde koca bir ironi: IV. Haçlı Seferleri

1095 yılında ilk haçlı seferleri başladıktan 100 yıl geçtikten, Hristiyan ve Müslüman dünyasından yüz binlerce sivil ve asker bu savaşlarda hayatını kaybettikten ve Kudüs, Salahaddin’in bizzat kendisi tarafından, ilk haçlı seferleri sonrası kurulan Kudüs Krallığından 1187’de alındıktan sonra Hristiyan dünyası kendini şok içerisinde buldu. Kudüs’ü geri almak için Avrupa’nın önde gelen liderlerinin yani İngiltere, Fransa ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğunun yapmış oldukları üçüncü haçlı seferleri de sonuç vermemişti. Neredeyse yüz yıl boyunca Müslüman dünyasına karşı Hristiyan zaferinin inancıyla varından yoğundan veren Avrupa halkları artık yorgun düşmüştü. Keder ve acı içerisinde ama aynı zamanda intikam duygusu ile beraber yıllarını geçirdiler. 1199 yılında Fransa’nın Champagne bölgesinde yapılan bir turnuva sırasında bu duygular ani ve plansız şekilde ortaya çıktı. Şovalyeler ve lordlar bir anda duygu patlaması yaşayarak Kudüs’ü ve diğer kutsal toprakları geri alacaklarına dair yeminler ettiler. Kurulacak yeni ordunun başında Flandre dükü Baldwin ve Blois dükü Louis olacaktı. Haçlılar bu sefer farklı bir rota izleyeceklerini de ilerleyen zamanlarda kararlaştırdılar. Buna göre doğrudan Kudüs ve civarına gemilerle çıkmak veya Anadolu boyunca yürümek yerine Mısır’a çıkarak beklenmedik bir hamle yapacak ve gafil avladıkları düşmanlarını yenerek Kudüs’e ilerleyeceklerdi. Fakat Mısır’a çıkarma yapabilmek için bir deniz gücüne ihtiyaçları vardı ve zamanın en büyük deniz güçlerinden biri olan Venedik’e bu istekle gittiler. Venedik’e haçlılar tarafından yollanan şövalyeler Venedik doçesi ile bir antlaşmaya vardılar. Antlaşmaya göre Venedik bir miktar para karşılığında yaklaşık 33.500 civarında piyade ve 4.500 at taşımayı kabul etti. Ancak, 1202 yılına gelindiğine haçlı ordusu Venedik’e yapılacak sefer için geldiklerinde bir şeyleri eksikti: paraları. Oluşturulması beklenen haçlı ordusu beklentilerin çok daha altında kalmış ve söz verilen kadar insan seferlere katılmamıştı. Sayıların beklenenin altında kalması sebebiyle de Venediklilerle anlaşılan para ödenemedi. Haçlı ordusu büyük umutlarla kurulmuş ama daha sefere bile çıkamadan Venediklilerin eline düşmüştü. Bu durumdan istifade etmek isteyen Venedik duçesi elinin altında ona muhtaç olan orduyu kullanmaya kararlıydı. Onları ödemelerini Venedik adına Zara kentini ele geçirmelerini söyledi. Zara o sırada Macarların elindeydi ve “haçlı” adı altında kurulan bu ordudan bir Hristiyan kentine saldırmaları isteniyordu. Çaresizlik içinde bulunan ordu bu teklifi kabul ederek Zara kentini kuşattı ve Venedik adına ele geçirdi. Bir haçlı ordusunun Hristiyanları katletmesi Hristiyan dünyasında büyük tepkilere yol açtı ve neticesinde “haçlı” ordusu Papa tarafından aforoz edildi. Hristiyan dünyası için yola çıkma kararı alan bu ordu bizzat Hristiyanlar tarafından yaptıkları hatalar sebebiyle daha yolun başında dışlanmışlardı artık.

Zara kentini kuşatan Haçlı ordusu

Batı’da bunların olduğu sıralarda Bizans’ta da gerek Bizans’ın gerekse de haçlıların kaderini değiştirecek olaylar oluyordu. 6 yıl önce 2. Isaac tahttan kardeşi 3. Alexius tarafından indirilmişti. Isaac’ın esir tutulan oğlu Alexius (karışıklık çıkmaması için prens diyelim) esaretten kaçmış ve babasını tekrar tahta oturtma iddiasıyla amcasına karşı ayaklanmıştı. Prens Alexius tahtı amcasından almak için haçlılardan yardım istedi. Karşılığında Haçlı ordusunun Venediklilere karşı olan kalan borçlarını da ödeyeceğini ve ek olarak Bizans ordusundan da yanlarına takviye birlikler vereceğini söylüyordu. Çaresizlik içinde olan Haçlı ordusu bu teklifi de kabul ederek Venedik gemileriyle beraber Bizans kıyılarına çıktılar. Yapılan savaşlar sonucunda III. Aleksios yenilmişti. Sonucunda da II. Isaac’in kör olması nedeniyle prens Aleksios babasıyla beraber IV. Aleksios adıyla tahta geçti. Ne var ki zaman içerisinde IV. Aleksios’un haçlılara verdiği sözlerin sadece boş laflardan olduğu görüldü çünkü III.  Aleksios dönemindeki yanlış politikalar ve siyasi karışıklıklar sebebiyle Bizans ekonomisi iflas etmişti. Verilen sözlerin yerine getirilmesini isteyen haçlıların imparatora yaptığı baskılar neticesinde 4. Aleksios Trakya ve Konstantinapolis’te vergileri arttırma yoluna gitti. Haçlı karşıtı Bizanslılar ile haçlı yanlısı Latinler arasında Eylül 1203’te, 4. Aleksios taç giyindikten 1 ay sonra karışıklar çıktı ve bu iki grup arasındaki isyan Kasım’a kadar devam etti. Vergiler, “batılı barbarlar” ile yapılan anlaşmalar ve bu isyanlar yeni imparatorun itibarını halk gözünde bitirdi. 25 Ocak 1204’te 2. Isaac’ın de hayatını kaybetmesi Konstantinapolis’te geniş çaplı bir isyan çıkmaması önünde kalan tek engeli ortadan kaldırdı ve Isaac hayatını kaybettiği anda şehirde 4. Aleksios’a karşı büyük bir isyan başladı.  Çıkan isyan neticesinde 4. Aleksios’un danışmanlarından olan Aleksios Douklas imparatoru esir alarak kendisini 5. Aleksios adıyla imparator ilan etti. Yeni imparatorun ilk işi haçlılar ile yeni bir antlaşma masasına oturarak onları Konstantinapolis yakınlardan çekilmeye ikna etmeye çalıştı ancak bunda başarısız oldu. Üstüne bir de haçlıların kuklası konumunda bulunan IV. Aleksios yeni imparator tarafından idam edilince haçlılar V. Aleksios’a savaş ilan ederek 1204 Mart sonunda Konstantinapolis’i kuşatma altına aldılar. Geçirdiği 2 yangın, birçok ayaklanma, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık dolayısıyla zayıf olan Konstantinapolis kapısındaki Venedik ve Haçlı ordusuna direnemeyerek 12 Nisan 1204’te düştü. Şehir 3 gün boyunca tarihte çok az eşi benzeri görülmüş bir şekilde yağmalandı. Kiliseler, tarihi binalar hatta Ayasofya bile Hristiyanlığın ordusu olduğunu söyleyen ve bunun için yemin edilen kişiler tarafından yağmalandı. Konstantinapolis’te bulunan ve şehre görkemini veren birçok şey çalınarak Avrupa’ya götürüldü veya yok edildi. Bizans halkı ise kadın, erkek, rahip, rahibe demeden katledildi. Kudüs’ü geri almak için toplanan Haçlı ordusu Müslümanlar’a karşı daha tek bir kılıç bile sallamadan seferlerini böyle bitirdiler.

Konstantinapolis’in haçlılar tarafından kuşatılması

 

Latin İmparatorluğu ve Bizans’ın ardıllarının durumu

Bir zamanların görkemli Bizans imparatorluğu Epir despotluğu, İznik imparatorluğu ve Trabzon imparatorluğu olmak üzere üçe bölündü ve Trakya’da Haçlılar tarafından bir “Latin” imparatorluğu kuruldu. Bu, Bizans’ın tarihinde aldığı en büyük darbeydi ve her ne kadar 1260’ta Konstantinapolis İznik imparatorluğu tarafından geri alınmış ve Bizans birleştirilmiş dahi olsa bu darbeden sonra toparlanmaları bir daha mümkün olmadı ve en son 1453’te Osmanlılar tarafından Bizans imparatorluğunun sonu getirildi. Neticesinde 4. Haçlı seferleri olarak adlandırılan ve Kudüs’ü Müslümanlardan geri alma amacıyla başlayan yolculuk nihayetinde Batı tarafından “Hristiyanlığın Müslümanlığa karşı kalesi” olarak adlandırılan Bizans imparatorluğunun bizzat Hristiyanlık için savaştığını söyleyen kişiler tarafından parçalanması ile son buldu.

Günümüzde St. Mark Basilikasında bulunan ancak aslı Konstantinapolis Hipodromunda bulunan at heykelleri. Yapılan yağma neticesinde Venedik’e taşındılar.

 

 

Kaynakça

http://quatr.us/medieval/history/latemiddle/fourthcrusade.htm

Fourth Crusade

http://www.roman-empire.net/constant/1203-1204.html

 

Leave a Reply

1 comment

  1. Alper Yılmaz

    Istanbul’un fethini kolaylaştıran IV. Haçlı seferi birçoklarımızın gözünden kaçtığı bir olay. Yazınızda bu gerçeği çok iyi yansıtmışsınız. Kaleminize sağlık…