Muhteşem, olağanüstü, inanılmaz, harikulade… Zlatan’ı tanımlamak için kullanılabilecek fakat başta kendisinin olmak üzere hiçbir futbolseverin yeterli bulmayacağı sıfatlardan birkaçı. Aslında amaç Ibrahimovic’i övmek olduğunda çok uzağa değil, kendi ağzından çıkan cümlelere bakmamız yeterli olacaktır. Zira kariyeri boyunca kendisine methiyeler düzmekten hiçbir zaman çekinmemiş bir futbolcudan bahsediyoruz. Manchester United’da oynadığı dönemde, Premier Lig’deki en iyi santraforun kim olduğu sorusuna verdiği cevap buna güzel bir örnek olabilir. İlk önce Lukaku’nun ve Agüero’nun çeşitli özelliklerini överken, daha sonra muhabirin araya girip sorduğu “Peki ya sen?” sorusuna ise “Aslanlar kendilerini insanlarla karşılaştırmazlar.” gibi kendine güvenini ve egosunu gözler önüne seren bir cevapla karşılık veriyordu Zlatan.

Kaynak: https://twitter.com/Ibra_official/status/1134642151675928576?s=20

Ibrahimovic’in sahip olduğu büyüklükte bir egoya sahip olan sporcular genellikle bu egonun altında ezilmeye ve alay konusu olmaya mahkûmdurlar. Çünkü bu seviyede bir kendini beğenmişlik, aynı seviyede bir kariyer ve başarıyla desteklenmeyi gerektirir. Aksi takdirde komik duruma düşmek kaçınılmazdır. Ibrahimovic’in futbol dünyasında kendini konumlandırdığı “tanrı” rolünü oynamaya ve daha da önemlisi futbolseverler tarafından bu konumunun kabul görmeye devam edebilmesi için istikrarlı başarı grafiğinden bir an olsun uzaklaşmaması çok önemliydi. Zlatan’ı diğer futbolculardan ayıran etken de tam olarak bunu sürekli olarak başarabilmesi oldu. Ajax, Juventus, Inter, Barcelona, Milan, PSG, Manchester United gibi Avrupa’nın önde gelen birçok kulübünde; bulunduğu lig fark etmeksizin attığı gollerle, oynadığı her takımı bir üst seviyeye çıkarmayı yıllar boyu sürdürdü. Çoğu forvetin kariyerinde bir iki tane bulunabilecek türden akrobatik golleri her sezon birkaç defa atmayı alışkanlık hâline getiren ve bu golleri kendisiyle özdeşleştiren 1,95 boyundaki bu “canavar”ın vücudunun alabildiği şekiller her seferinde futbolseverleri şaşırtmaya devam ediyor.

Kaynak: https://www.skysports.com/football/news/11096/10322300/zlatan-ibrahimovic-retires-from-sweden-duty-five-memorable-goals-for-his-country

Kariyerlerinin son dönemlerini, yüklü bir maaş alıp fiziksel olarak çok yıpranmayacakları bir ligde geçirmeyi tercih eden futbolcuların sayısının giderek artması göz önünde bulundurulduğunda 37 yaşındaki ve son yıllarda önemli sakatlıklarla boğuşmuş bir futbolcunun MLS’e transfer olması gayet olağan bir senaryo gibi gözükebilir. Ancak Zlatan’ın hedefleri arasında MLS’e gidip futbolu orada bırakmaktan çok daha fazlası yer alıyordu. Mart 2018’de LA Galaxy ile imzaladığı kontratı son bir kontrat olarak değil, sakatlıklarını biraz daha kolay atlatabilmek için bir fırsat olarak değerlendiriyordu. Kısacası; çoğu futbolcunun son durak olarak gördüğü ABD, Zlatan için rehabilitasyon sürecini geçirip üst düzey futbola dönmeye hazırlanacağı bir kamp gibiydi. MLS’te oynadığı 56 maçta 52 gol atarken 14 de asist yapmayı başaran süper kahramanımız, 2019/20 sezonunun devre arasında artık Avrupa’ya dönmeye hazırdı. LA Galaxy’e veda mesajını da her zamanki gibi kendine has bir üslupla yayımlıyordu: “Geldim, gördüm, fethettim. Kendimi tekrar hayatta hissetmemi sağladığı için LA Galaxy’ye teşekkür ederim. LA Galaxy taraftarları; siz Zlatan’ı istediniz, ben de size Zlatan’ı verdim, bir şey değil. Hikâye devam ediyor. Şimdi beyzbol izlemeye devam edebilirsiniz.”.

Kaynak: https://mlsmultiplex.com/2019/08/26/lafc-vs-la-galaxy-3-things-learned-zlatan-vs-vela/

Zlatan’ın, bir sonraki kulübüne karar vermek için menajeri Mino Raiola’ya sorduğu soru son derece basit ve sonuç odaklıydı: “Hangi takımın bana en çok ihtiyacı var?”. Avrupa’ya dönmek onun için yeterli değildi. Gittiği takıma fayda sağlamak, gollerine devam etmek istiyordu. Sonuç olarak İtalya’ya, Milano’ya, daha önceden de giydiği siyah kırmızı çubuklu formaya tekrar kavuştu. Dönüşüyle birlikte kendisine sorulan ilk soru Milan’dan ayrıldıktan sonra geri dönen çoğu futbolcunun beklenilen katkıyı verememesiyle ve Zlatan’ın beklentileri karşılayıp karşılayamayacağı, diğerlerinden farkının ne olduğuyla ilgiliydi. Onun cevabı ise oldukça netti: “Yaptığım işe olan tutkumu asla kaybetmedim. Sahaya her ayak bastığımda ilk kez şeker yiyen bir çocuk gibi hissediyorum. Anladım ki futbol topu, hayatımın geri kalanında da beraber olmak istediğim en iyi arkadaşım.”.

Kaynak: https://soccer.nbcsports.com/2020/01/03/zlatan-welcomes-top-level-challenge-ac-milan/

Bildiğimiz bir şey var ki istikrarlı hiçbir başarı tesadüfen gelmez. Ibrahimovic’in elde ettiği başarının temelleri de disipline ve sıkı çalışmaya dayanıyor. Raiola, Zlatan’ın hiç tahammül edemediği bir şey varsa onun da “boşa harcanmış yetenek” olduğunu söylüyor. Antrenmanlarda yüzde yüzünü vermeyen takım arkadaşlarına sinirlenen, maç içinde ve idmanlarda onların performanslarını sürekli yukarıya çekmeye çalışan bir futbolcu Ibrahimovic. Milan’ın genç ve yetenekli sol beki Theo Hernandez, The Athletic’e verdiği röportajda şunları söylüyor: “Milan’ın mevcut kadrosunda birçoğumuz çok genciz. Zlatan bizi nasıl yönlendireceğini ve motive edeceğini çok iyi biliyor. Bizi destekliyor ve bize yardım ediyor. İnanılmaz işler başarıyor.”. Theo Hernandez’in açıklamalarından haberdar olmasak bile Milan’ın Zlatan’ı transfer etmeden önceki ve sonraki istatistiklerine bakmamız onun inanılmaz işler başardığını anlamamız için yeterli olacaktır sanırım. Zlatan’ın gelişinden önce oynadığı son 39 maçta 13 yenilgisi bulunan Milan, Zlatan’ın şehre ayak basmasının ardından oynadığı 39 maçta 26 galibiyet ve sadece 2 yenilgi aldı. Ibrahimovic transfer edildiğinde 10. sıradayken, ligi 6. sırada ve UEFA Avrupa Ligi’ne katılmaya hak kazanarak tamamladı. 2020/21 sezonunda ise an itibarıyla ligde namağlup lider durumdalar ve Zlatan’ın attığı 2 golle, ezeli rakipleri Inter’i Ocak 2016’dan beri ilk defa mağlup etmeyi de başardılar. Bu maçın ardından “20 yaşında olsaydım beni hiç kimse durduramazdı, gerçi şu an da pek durdurabildikleri söylenemez.” demeciyle gündeme gelen Ibrahimovic; bu sezon ligde oynadığı hiçbir maçı golsüz geçmezken forma giydiği 6 maçta 10 gol 1 asistlik performansıyla Milan’a, 2010/11 sezonundan beri hasretini çektiği şampiyonluk yolunda liderlik ediyor.

Kaynak: https://www.getfootballnewsitaly.com/2020/zlatan-ibrahimovic-to-miss-up-to-a-month-through-hamstring-injury/

Yeşil sahalar; yıllar boyunca, çok fazla sayıda çok iyi futbolcular gördü. Ancak çok iyi bir futbolcu olmanın bir adım ötesine geçip bir ikon olmayı başarabilmek o kadar basit değildir. Sizi diğerlerinden farklı kılan, eşsiz olmanızı sağlayan özelliklere ihtiyacınız vardır. Zlatan; kendine has sansasyonel golleri, istikrarlı başarısı, egosunu tüm dünyaya haykıran zekâ ürünü demeçleriyle futbol dünyasının gördüğü en büyük ikonlardan biri olmayı kesinlikle hak etmiş durumda.

Leave a Reply