Aslolan gerçek tarihçinin gerçek bir ilim adamı gibi hakikatin arayışında olmasıdır. Tarihin karanlık ve gün ışığından uzak köşelerinde insanlık maceramızın arayışında olmalıdır. Onun inşa ettiği dünya tasavvuru, yarına ışık olacaktır. Bu minvalde hiçbir tarihçi bulduğu somut delilleri, belgeleri, hakikatleri yok sayamaz, saymamalıdır. Kendi ideolojisine ters düşse bile… Bu zorunluluk tarihçinin mutlak bir tarafsızlığa ve nesnelliğe
Devamı