https://image.posta.com.tr/i/posta/75/0x410/6207365145d2a0c0140cee90.jpg

Bildiğimiz üzere Merih Demiral (Türk Milli Takımı’nın defans oyuncusu), Avusturya-Türkiye maçında attığı gol sonrasında yaptığı “Bozkurt” işareti ile gündeme geldi ve pek çok yabancı basın tarafından “ırkçı” olarak adlandırıldı. Yapılan bu yorumlar yetmezmiş gibi Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Merih Demiral’a 2 maç ceza verdi. Peki nedir bu Bozkurt işaretinin tarihçesi? Bahsettikleri gibi ırkçı ve siyasi bir amblem mi yoksa her ülkenin ve milletin sahip olduğu gibi milli bir sembol mü?

Bozkurt’un Tarihi

Bozkurt sembolünün çıkış noktasına ulaşmamız için eski Türk devletlerini incelememiz gerekiyor çünkü eski ve köklü bir tarihi var.

Bozkurt; Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde kutsal bir hayvan ve ulusal bir sembol olarak kabul edilir. Türkler ve Moğollar için Bozkurt, bir yol göstericidir. İnanca göre, Türk ulusunun başına bir şey geldiğinde Bozkurt çıkar ve yol gösterir. Ayrıca Türkler ve Moğollar Bozkurt’u bir ongundur. Ongun, eski Türk inancı olan Tengricilik inancında içinde bir ruhu barındırdığı düşünülen bir cisimdir. Eski Türk kültüründe cebinde kurt dişi taşımanın da nazardan koruyacağına inanılırdı. Bir kurdun koyun sürüsüne dalması bile “bereket” olarak görülürdü. Bunlardan da anlayabileceğimiz üzere Bozkurt, Türk tarihinde kutsal bir semboldür. Bunun yanı sıra bazı Türk boyları soylarının bu kutsal varlıktan türediğine inanmıştır.

Türklerin Bozkurt ile özdeşleşmesine gösterebileceğimiz en önemli ve sağlam kaynaklar ise Ergenekon Destanı ile Türeyiş Destanı’dır. 

Göktürk Devleti’nin bir destanı olan Ergenekon Destanı, Moğollar ile girdikleri savaşı kaybeden bir hükümdarı ele almaktadır. Destanda anlatılana göre, savaş kaybedildikten sonra geride kalanlar bir dağda bulunan geçitten geçip buldukları bölgede yaşamaya başlarlar. Ergenekon adını verdikleri bu topraklarda yaşayan Türkler’in sayıları zaman geçtikçe artar ve yaşadıkları bölgeye sığmamaya başlarlar. Bunun üzerine yaşadıkları bölgeden çıkmak için bir yol aramaya koyulurlar. Bazı kaynaklara göre, Türkler’e Ergenekon’dan çıkabilmeleri için Börteçin adında bir kurt yol gösterir ve bu kurt sayesinde Türk soyu varlığını sürdürmeye devam eder.

https://commons.wikimedia.org/wiki/File:G%C3%B6kt%C3%BCrk_Bayra%C4%9F%C4%B1.svg
Göktürk Devleti’nin Bayrağı

Türeyiş Destanı ise Uygur Türklerine ait bir destandır. Destan, Eski Hun hükümdarlarının kızlarını ve Bozkurt görünümlü Tanrı ile evlenmesini konu alır. Çocukları babalarının Bozkurt ruhunu almış ve nesilden nesile aktarmıştır.

Örnekler Göktürkler ve Uygur Türkleri üzerinden olsa da Bozkurt sadece onlar için değil tüm Türk boyları için önemlidir. Örneğin, Eski Kırgız Türkleri de Bozkurt’u benimsemiştir. Kırgızlara ait Manas Destanı’ndaki kahramanlardan “börü” olarak bahsedilmiştir.

Daha yakın tarihe geldiğimizde ise çeşitli yazarlarımızın eserlerinde de Bozkurt imgesine rastlamak mümkün. Örneğin, milliyetçilik ile özdeşleşen Ziya Gökalp, eserlerinde Bozkurt’u “gökbörü” olarak kalemine almıştır. Nihal Atsız da bu konudaki en güzel örneklerdendir. Milliyetçiliğini neredeyse tüm eserlerinde hissettiğimiz Nihal Atsız, Bozkurt kültürüne eserlerinde bir hayli yer vermiştir. 1949 yılında yayımladığı “Bozkurtlar Diriliyor” eseri de bunun en önemli örneklerindendir. 

Nihal Atsız, “Türkçülük Bayrağı” isimli şiirinde Türklerden “Bozkurt” olarak bahsetmiştir:

“Türk duygusu her Türkçüye en tatlı kımızdır;
Türk ülküsü cândan da aziz bayrağımızdır.
Bayrak ki onun gölgesi Bozkurtları toplar;
Bayrak ki bütün kaybedilen yurtları toplar. “

Bu ve bunun gibi örneklerle edebiyat tarihimizde sıkça karşılaşmak mümkündür.

O günlerden bugünlere kadar gelen Bozkurt kültürü, günümüzde de kullanılmaya devam edilmekte ve Atatürk de dahil olmak üzere çeşitli siyasiler tarafından benimsenmektedir. Hatta Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk parası üzerine Bozkurt resimleri basılmıştır.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/b/b7/5_Turkish_Liras_%281927%29.jpg
1927’de Basılan Türk Lirası

Siyasi Amblem Olarak Benimsenmesi

Türk siyasetinde ise “Bozkurt” işareti milliyetçi görüşü benimsemiş kesimler tarafınca benimsenmiştir çünkü tarihimizin anlattığı üzere Bozkurt, Türkler’in tam olarak kendisidir. 1969 yılında kurulan Ülkü Ocakları, Bozkurt’u kendi işaretleri olarak kabul etmiş ve ilerleyen zamanlarda ise kendini milliyetçi olarak tanımlayan partiler de (Milliyetçi Hareket Partisi, İyi Parti ve Zafer Partisi gibi) bu işareti benimsemişlerdir. 

Bozkurt İşaretine Tepkiler

Bizim için Türklüğü temsil etse de Bozkurt işareti Avrupalı yetkililerce “aşırı sağ” olarak nitelendirilmektedir. Onların yazılı kaynaklarında da Bozkurt, tehlikeli ve nefret edilen bir kötülük sembolü olarak görülmektedir. Oysa çoğu ülkenin amblemi olan bir hayvan mevcuttur. Örneğin, Fransanın amblemi horozdur ve bu amblem onların futbol milli takım formalarında da yer almaktadır. Kendilerine gelince formaya işlenebilen amblemlerin Türklere gelince “ırkçı” olarak nitelendirilmesini de Avrupa’daki Türk ırkçılığı olarak yorumlamak mümkündür.

Türkiye ile kurulan kötü ilişkilerin de körüklemesiyle Avusturya ve Fransa’da Bozkurt işareti yasaklanmıştır. Avusturya bu yasağı “aşırıcılık ve siyasal İslam ile mücadele” başlığı altında birçok işareti yasaklayarak yapmış olsa da Türklere ait milli bir sembolü yasakladıkları göz ardı edilemez.

Avrupalı yöneticilerin yanı sıra ülkemizde de Bozkurt işaretine karşı olan insanlar mevcuttur. İslami görüşü benimsemiş insanlar ve topluluklar Bozkurt işaretinin “İslam’ın ruhuna aykırı” olduğunu düşünmektedir çünkü bu düşünce İslam’da milliyetçiliğin yerinin olmadığını savunmaktadır. Bu nedenle Bozkurt, milliyetçiliğin temel sembollerinden olduğu gerekçesiyle bu kesimler tarafından hoş karşılanmamaktadır.

Merih Demiral’a Ceza

https://static.euronews.com/articles/stories/08/55/40/70/1920x1080_cmsv2_d46ffd61-e0fa-50fc-a6ef-df9677825055-8554070.jpg
Demiral’ın Ceza Almasına Sebep Olan An

UEFA, attığı gol üzerine sevincini temsil ettiği milletin ve ülkenin milli sembolü ile gösteren Merih Demiral’a “uygunsuz davranışlarda bulunduğu” iddiası ile soruşturma başlattı ve aldığı karar ile Demiral’a 2 maç ceza verdi. Bu cezanın yanı sıra Demiral’ın oynadığı Arap takımı El Ehli’nin Demiral’ın bu hareketinden rahatsız olduğu ve başarılı futbolcuyu göndermek istedikleri de konuşulanlar arasında.

Merih Demiral’ın ise bütün olaylara tepkisi çok açık ve net:

“Ne mutlu Türk’üm diyene!”

KAYNAKÇA:

Leave a Reply