Michael Kors isminin benim için çok özel bir yeri vardır -sanki Michael Kors arkadaşımmış gibi oldu ama- ilk kez kendi paramla yurtdışından aldığım klasik Michael Kors cape’i modaya ilgi duymaya başlama sebeplerimden biridir ve gerçekten herşeyiyle takip ettiğim, ki tarzı her zaman bana uymasa da, sayılı markalar arasındadır. Sanırım bu adı duymayan çok az kızımız vardır kampüste, hatta öyle ki geçen yıl bu çok sevdiğim markadan ufaktan soğumaya başlamıştım her yerde gördüğümüz Michael Michael Kors çantaları yüzünden. Ancak bu klasiklikten gözümüz yorulmuş da olsa, Michael Kors’u sevmemek, en azından benim için, olmaz. Sene ortalarında okuduğum bir makaleye yarattığı markanın halka arz edilmesinden sonra, Marc Jacobs’ın kendi markasından çok daha hızlı bir büyüme göstermesi, rakamsal olarak, ve yakın zamanda Milano’daki mağaza açılışı üzerine daha fazla kendimi tutamayıp bu tatlı adamı size daha detaylı tanıtmak istedim.
Sempatik tasarımcımız 1959 yılında Long Island’da aslında Karl Anderson olarak doğuyor; ancak tasarımlarında modern klasiği, sporu ve sadeyi bir arada bulunduran Kors, ismi konusunda pek de klasik kalmamış ve çocukluğunda annesinin ilk ismini değiştirebileceğini söylemesi üzerine hepimizin bildiği adını kendi koymuş. Modayla olan ilişkisi ise sanırım model annesinden dolayı aslında ona genetik olarak kodlanmış da olsa, tasarım anlamında ilk tecrübesi 5 yaşında annesinin gelinliğini beğenmemesi, çok süslü bulması üzerine başlamış. O sıralar ikinci evliliği için sık sık provalara giden anne Joan’un gelinliğinde çok fazla “bow” olduğunu düşünüp beğenmediğini söyleyen küçük Kors anneannesinin gelinliğini ısrarla beğendiğini söylemesine rağmen, nasıl olduysa annesine sözünü dinletebilmeyi başarmış. Ergenlik yıllarında kendi çizip diktiği kıyafetleri Iron Butterfly geçici adı altında satmaya başlayan Kors, daha Bergdof kreatif direktörü Dawn Mello tarafından keşfedilmiş ve Mello’nun desteği ile 1981 yılında kendi markasını Bloomingdale’s, Neiman Marcus ve Saks gibi başarılı deparment-store’larda görücüye çıkarmış.
Bunları zaten duymuş veya daha önce okumuş olabilirsiniz; ama pek çoğunuz Kors’un Céline’de kurucu Céline Vipiana’nın ardından ilk kreatif direktörü olduğunu ilk defa duyuyor olabilirsiniz. Kors o dönem Parisliler tarafından tuhaf karşılandığını anlatıyor ve ekliyor: “İnsanlar “Runway’da spor ayakabbı giyilemez! Burası Paris!” diye tepkilerini veriyorlardı. Onlar için tuhaftı çünkü benim Céline’e geldiğim sezon Marc (Jacobs) da Louis Vuitton’a gelmişti. Biz Paris’teki Amerikalı çocuklardık ve yeni bir çağ başlattık.” Aslında Amerika’nın modern zamanın moda kahramanları da olsalar Jacobs ve Kors arasında rekabetten çok uzun süreli bir dostluk varmış. Öyle ki Avrupa’daki çoğu davetlere çağrılırken birine diğerinin geldiğini söylenirmiş ki davetlere gelmeleri konusunda ikna edici olsun diye. Kors bu durumu şöyle açıklıyor: “Kimse bu endüstride ve bu meslekte ne yaşadığınızı diğer bir meslektaş kadar iyi bilemez.”
Gerçekten de hayatı komik hikayelerle dolu olan, bir keresinde kumsalda Ralph Lauren onu soluk teni ve çirkin şort mayosuyla görmesin diye saatlerce suyun içinde omzuna kadar suda kaldığı bir yerde kalmış, bu adam ünlüler tarafından çok seviliyor. Karlie Kloss, Bar Rafeali, Jennifer Lopez ve Doutzen Kroes her fırsatta Kors’a olan sevgi ve hayranlıklarını dile getiren ve davetler dışında da günlük hayatında da rahat, şık ve spor olması sebebiyle onu tercih edenlerden sadece bazıları. Lüks ve sporu karıştırmayı seven Michael Kors, gerçekten inanılmaz rahat, uzun soluklu ve şık tasarımlar yapıyor. Onu favori renkleri arasında olan kahve tonları ve lacivertin benim de favorilerim arasında olması yüzünden de bu şekilde düşünüyor olabilirim; ancak Kors’un tasarımlarının bir güzel yanı daha var; Kors’un kalıpları normal kalıplar yani XS iseniz XS hatta bazen XXS bile giymeniz gerekebiliyor ki kadınları daha küçük bedenler giymek ne kadar mutlu eder tahmin edebilirsiniz :)
Üstelik Kors bizler gibi gençleri ve maddi olarak daha normal seviyelerde olanları düşünerek fiyatlandırdığı Michael Michael Kors line’ında da ana line’ınında kullandığı kalitedeki tekstil ürünlerini kullanarak bizi mutlu ediyor. Seni seviyoruz Michael Kors!