Soma: Gönüllerde Kömürsüz Yanan Ateş

Affedin. Anca gece vakti haber alabildiğim için bu elim olaydan ve bir kere daha, yaşanan can pazarına ev sahipliği yapan bu ülkenin genç bir vatandaşı olmaktan utanç içindeyim. 200 küsür canın gidip, 200 küsür ailenin de canından götüren bir kaza, ihmal, cinayet (artık siz buna ne derseniz) söz ediyoruz. Tüm ülkemizin başı sağ olsun. Allah ölenlere rahmet, yakınlarına sabır versin.

200 küsür insan… Üniversitede okuyan kızının final dönemine yaklaştığını bilip onun ilerde rahat etmesi için canla başla uğraşan, küçük delikanlısının arkadaşlarıyla bir tane daha dondurma yiyebilmesi için biraz daha çalışan ve kitap kurdu bir genç adamın evinde bir tane daha kitap okuyup vatanına, milletine, ailesine faydalı olması için onca kötü şart içinde yine de gülümseyerek çabalayan ve bu gibi hikâyelere sahip onlarca insan ne yazık ki artık yok.

sedye

Kimi arkadaşlarımızı gördüm, olaya öfkelerinden ötürü siyasi mesajlar vererek yaklaşıyorlar. Hüsn-ü zannımı koruyorum onlara karşı çünkü onlar da bu ülkenin birer çocuğu ve aynı toprağı paylaşmak gibi şerefdâr bir payeye sahip oldukları maden işçilerinin kaderine böyle üzüntü duyduklarını gösteriyorlar. Onlara bir şey diyemiyorum, demekten Allah’a sığınırım. Vicdan, nereden hangi şekilde gelirse gelsin her türlü kayıtsızlığın tosladığı bir duvar gibidir, biliyorum. Duvarlarımız ne kadar farklı renkte olursa olsun… O duvarsız, insanlığımızı yitiririz.

Ölüm, hiçbir mesleğin kaderi değildir vesselam. Yalnız Allah, istediği vakitte alır kulunun canını. O istemezse, ateşlerde yansa dahi İbrahim’ler, karıncalar safını belli eder ve İbrahim’ler ayakta kalır. Allah’ın böylesine derin üzüntü duyduğumuz şeyle takdir buyurmasına, can veren kardeşlerimize şehitlik mertebesinin verilmesini temenni etmemizle beraber, dualarımızı eksik etmeyerek icabet etmek güzel bir yol olacaktır. Rahman, Yasin, İnşirah, Fatiha… Bu gibi sureleri okuyarak borcumuzu ödeyebiliriz. Zaten pek az okuduğumuz Kur’an hiç değilse bu gibi elem verici günlerde bize yarenlik etsin.

Bir de sakin kalmak gerek elbette. Sakin kalmak, sessiz kalmak demek değildir.

– Onca canın sorumlusu kimse, hesabını hem bu dünyada hem de ahirette vereceğini söylemeliyiz! 

– Kaza değil de ihmal varsa ortada, derhal adaletin kollarına ihmali yapanları teslim etmeliyiz!

– Çalışma Bakanı’nın ve Enerji Bakanı’nın istifasını istemeliyiz!

– Gerekirse Soma’ya gidip mağdur ailelerin yardımına koşmalıyız!

çizme

Ama ne olursa olsun, sükûneti koruyup cenazeye ve cenazenin sahiplerine saygı ölçütünde davranmamız gerekiyor. Çığırtkanlıkla sadece nefret dolu söylemlerle bir gövde gösterisi yapmak ölümleri zaten geri getirmeyeceği gibi, cenazeye de bana kalırsa saygısızlıktır. Sesimiz gür çıksın hiç şüphesiz, lakin çığırtkanlık yapmamızın âlemi yok.

“Ama o parti öyle yaptı, bu parti öyle dedi…” gibi mevzulara girmek ve vefat eden işçilerimizin ruhunu incitmek istemiyorum. Şu videoya bakıp “her şeye rağmen” insanca duruşu, onurlu yaşamayı nasıl yapabileceğimizi görmeliyiz:

Kurtarılan bir işçi abimiz, sedyeyle taşınırken “Çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin?” diyerek bu olayın bana kalırsa en yürek burkan manzarasını yaşattı.

http://webtv.hurriyet.com.tr/2/64230/26415796/cizmeyi-cikarayim-sedye-kirlenmesin

 

 

KAYNAKLAR: 

RESİMLER: En Son Haber 
 
VİDEO: Hürriyet Web Sayfası

 

Leave a Reply