İkinci tur ilk maçlarının ilk ayağındaki karşılaşmalarda deplasman takımlarının elde ettikleri avantajlı skorlar ön plandaydı. Karşılaşmalardan üçü berabere sonuçlanırken, yalnızca Schalke 04 Real Madrid’e boyun eğdi. Turun ilk maçlarının ikinci haftasındaysa Juventus Dortmund’u ağırlarken, Manchester City bir kere daha Barcelona’ya konuk olacak. Gruplarda aldığı ilginç skorlarla bir üst tura yükselen Monaco, Arsenal deplasmanına gidecek ve Atletico Madrid sahasında Bayer Leverkusen ile karşılaşacak.
Juventus – Borussia Dortmund
A grubundan Atletico Madrid’in ardından ikinci sırada bir üst tura yükselen İtalyan devi, Bundesliga’da kâbus gibi geçen bir ilk yarının ardından yavaş yavaş toparlanan Dortmund’u ağırlayacak. Juventus ligde şampiyonluk yarışını da son derece rahat bir şekilde önde götürüyor. Allegri’nin öğrencileri 2013 sezonunda Bayern’e Guiseppe Meazza’da 4-1 kaybettiği maçtan bu yana oynanan 46 maçta yenilgi yüzü görmedi. Bunun yanında grup aşamalarından sonra oynanan 13 maçta da yenilmeyen Juventus’un bu formu, Borussia Dortmund cephesini endişelendirmesi gereken noktalardan bir tanesi. Zira Juventus takımı gol atma noktasında çok fazla sıkıntı çekmiyor. Bir İtalyan takımı olmasına karşın, yememekten çok atmak üzerine kurulu bir oyun anlayışıyla oynayan Juventus takımı, evinde avantajlı skor elde edip yolu kolaylamak isteyecektir. Çünkü iş Almanya’ya kalırsa son zamanlarda bu ligde orada yenilgiyle karşılaşan diğer takımlarla aynı kaderi paylaşmaları kuvvetle muhtemel. Borussia Dortmund ise son 3 maçından galibiyetle ayrılarak sezonun en uzun (!) galibiyet serisini elde etmiş durumda. Aubameyang ve Reus takımın en formda oyuncuları olarak öne çıkıyorlar. Sezon başında sakatlıklardan oldukça muzdarip olan Dortmund ekibinde Grosskreutz dışında sakat veya cezalı bulunmaması onlar adına sevindirici bir durum. Şampiyonlar Ligi’nde son 7 deplasmanın 5’ini kazanan Dortmund, bu dengeli gözüken eşleşmede başarısız olduğu ‘savunma yapma’ üzerine kurulu bir oyun anlayışından ziyade hücumcu bir oyun oynarsa turu geçmeleri adına avantaj elde etmeleri daha kolay olacaktır. Gol atmayı seven ve gol yememe noktasında çok da başarılı olmayan iki takımın karşılaşmasında keyifli bir futbol bizleri bekliyor olacak.
Manchester City – Barcelona
Geçen sezon yine bu aşamada karşı karşıya gelen iki ekibin karşılaşması öncesinde Manchester City takımı ligde Newcastle United karşısında aldığı 5-0 lık galibiyetle moral bulmuş durumda. Şampiyonlar Ligi’nin bu aşamasında tarihinde ikinci defa mücadele edecek olan Manchester ekibinde Yaya Toure bu maçla beraber cezasını tamamlayacak. Toure haricinde sakat veya eksik oyuncusu bulunmayan City’de Agüero, Dzeko, Clichy ve Zabaleta kart sınırında olan oyuncular. Maç ile ilgili City taraftarlarının beklentileri elbette ki çok yüksek. Ancak deplasman veya kendi sahası olması fark etmeksizin her yerde topun mutlak hakimi olarak oynayan Barcelona karşısında seri ataklarla ve Navas, Agüero gibi çabuk oyuncuların bireysel performanslarıyla etkili olmaya çalışacak Pellegrini’nin öğrencileri. Ancak son lig maçında Malaga karşısında alınan mağlubiyet sonrasında oyuncuları biraz daha hırslanmış olarak sahaya çıkması muhtemel bir Barcelona karşısında işleri gerçekten zor olacak. Zira Messi’nin son zamanlardaki muhteşem performansı, Neymar ve Suarez’in de ona katkıları ile beraber yükselen bir form grafiği yakalayan Barcelona, ard arda 8. defa çeyrek finale kalma adına mücadele edecek. Usta ayaklarıyla oyun hakimiyetini eline alıp Nou Camp’a avantajlı bir skor götürmeyi hedefleyen Barcelona, favori olmanın lanetiyle karşılaşıp, şok edici bir skorla evine dönmeyi istemiyorsa işi sıkı tutması gerekiyor. Çünkü geçen seneki eşleşmeden gerekli dersi alan bir Manchester City Barcelona karşısında istediği skoru alma adına çok önemli işler yapabilir. Bu zevkli mücadelenin kazananı umarız güzel futbol olur.
Arsenal – Monaco
İngiliz devi Arsenal ile Fransız Monaco takımının mücadelesi kuralar arasında ilginç eşleşmelerden biri olarak göze çarpıyor. 1978-84 yılları arasında çalıştırdığı Monaco ile ilk defa karşılaşacak olan Arsene Wenger için bu maç farklı bir önem arz ediyor. Takımların grup aşamalarındaki performanslarına bakıldığında; bir tarafta D grubunu aynı puana sahip Dortmund’un arkasından ikinci olarak bitiren ve üst düzey bir Şampiyonlar Ligi deneyimi olan Arsenal’e karşı; bulunduğu C grubunu sadece 4 gol atmasına karşın 11 puanla lider bitiren Monaco sahada olacak. Son yıllarda ikinci turlarda hep zor kura çeken Arsenal bu kuraya sevinmiş olsa gerek. Zira son 4 senede iki kez Bayern Münih’i bir kez de Barcelona’yı çekmişlerdi. Bu yüzden deneyimsiz ve kadro kalitesi itibariyle daha güçsüz gözüken Monaco onlar için kolay kura sayılabilir. Liginde Chelsea ve M.City’inin arkasından 3. sırada bulunan Arsenal’de Alexis Sanchez ve Santi Cazorla Arsene Wengerin en önemli kozları durumunda. Gruplarında sedece ilk maçta Borussia Dortmund’a mağlup olan Topçular kalan 5 maçta yenilgi yüzü görmedi. Bunun yanında üst üste 15. kez son 16 turunda mücadele edecek olan Arsenal’de Mesut Özil ve Walcott’un sahalara dönmesi ve kalede David Ospina’nın verdiği güven Arsene Wenger’i sevindiren etkenler. Rakip Monaco ise Şampiyonlar Ligi’nde 2004/05 sezonundan sonra ilk defa son 16 turunda mücadele edecek. Grup aşamalarını turnuva tarihinin en ilginç istatistikleriyle, attıkları 4 ve yedikleri 1 gol ile lider olarak tamamlayan Monaco, 2003/04 sezonunda yakaladığı başarıyı yakalamak adına mücadele edecek. Sene başında Dünya Kupası’nda gol kralı olan James Rodriguez’i Real Madrid’e satan, takımın yıldızı Radamel Falcao’yu Manchester United’e kiralayan Fransız ekibi, kadro kalitesi olarak ciddi bir kayba uğradı. Ancak yine de aldığı sonuçlara bakıldığında kapalı bir kutu gibi gözüken Monaco’nun Emirates çimlerinde ne yapacağı merak konusu.
Bayer Leverkusen – Atletico Madrid
Bundesliga’da geçen sezonun aksine daha düşük bir performans sergileyen Leverkusen, Şampiyonlar Ligi gruplarında da en kolay gruplardan birine düşmüş olmasaydı son 16 turunu görmesi pek de mümkün gözükmüyordu. Çok ekstra işler yapmadan Monaco’nun ardından gruplardan çıkan Leverkusen ekibi, İspanyol takımlarıyla karşılaştıkları son 4 eşleşmeden de elenerek ayrılmış durumda. Ligde de işleri çok da iyi gitmeyen Schmidt’in öğrencileri Atletico Madrid karşısında taraftarının muhteşem coşkusuyla beraber avantajlı bir skor elde ederek, rövanş maçına bir nebze de olsa bir umut taşımaya çalışacak. Atletico Madrid takımı ise ligde Real Madrid karşısında aldığı 4-0 lık galibiyet sonrasında Celta deplasmanında yenildi ve her ne kadar son lig maçında Almeria’yı 3-0 ile geçmiş olsalar da lider Real’in 7 puan arkasında kalmaktan kurtulamadılar. Takımda Griezman’ın formu göz kamaştırırken, grup aşamalarında sergilenen olgun futbol, takımın karakterinin oturduğunun güzel örneklerindendi. Bu sezon özellikle duran toplarla oldukça etkili olan Atletico, Torres’in yuvaya dönmesiyle birlikte daha da güçlenmiş oldu. Usta ayaklara sahip olan Simeone’nin öğrencileri deplasmanda oynayacakları maçta; gol bulmak için atak yapacak olan Bayer savunmasına karşı akıllı bir oyunla ve Griezman’ın çabukluğunu da kullanarak kendi evlerine avantajlı bir skorla dönme arzusunda olacaklar. Bu eşleşmede karşı karşıya gelecek olan temsilcilerimiz Hakan, Ömer ve Arda’ya da başarılar diliyoruz.
Son 16 turu ilk maçlarının son kısmında bu hafta da bu çok önemli karşılaşmaları izliyor olacağız. Eşleşmelerin ilk yarısındaki maçlarda olduğu gibi deplasman takımları avantajlı skorlarla evlerine dönebilecekler mi bunu hep birlikte göreceğiz. Temennimiz; temiz ve güzel futbol izlemekten yana. Hepimize keyifli seyirler…
Rasit Ayvenli
Muhteşem bir yazı . Arsenal Monaco maçını çok iyi an analiz etmişsin tebrikler.