Yazarİrem Neval Emre

Hayal Annenin Oğlu: Âsaf Hâlet Çelebi

Bakanlar ona, şiirlerini görürler, o başka yerde, bazıları Anadolu’da bazıları Hindistan’da kimi zamanlar Fransa’da veya İran’da. Âsaf Hâlet, 1907’nin İstanbul’unda Mehmet Said Hâlet Bey’in oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Galatasaray Lisesi’nde eğitim almış ve burada Fransızcayı öğrenmiş, tasavvufla yakından ilgilenen babasından Farsça öğrenmiş ayrıca Mevlevi şeyhi Ahmet Remzi Akyürek ile Mevlevi tekkelerinin baş neyzeni Râuf Yektâ
Devamı

ŞAİRİN ANLAM BORCU: ŞİİRLER VE SATIR ARALARI

Avital Ronell, Examined Life’ta insanın anlamlandırma çabasına çok temel bir eleştiri yöneltiyor ve bunun önemli bir sorun olduğunu, insanların sokakta kendi kendine oynayan köpeğin davranışlarına bile bir anlam yükleme ihtiyacı duyduğunu dile getiriyor. Bunun bireysel ve toplumsal etkilerini bir düşünsenize! Bir refleks gibi karşımıza çıkan her şeye bir ad koyma, sınıflandırma, kategorilere sokma ve en
Devamı

BİR FİLMİN ANATOMİSİ: BİR DÜŞÜŞÜN ANATOMİSİ

Bir süredir sinemaya dair ne kadar platform varsa çoğunda karşılaşmış olabileceğiniz, sansasyonel bir film Bir Düşüşün Anatomisi. Ne kadar sevildiyse bir o kadar da beğenilmemiş bir film aynı zamanda bu nedenle ben de hakkında iki kelâm etmek istiyorum.  76. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanmış, başrolünde Sandra Hüller’in oynadığı, Justine Triet’in yönetmenliğini yaptığı filmin hikâyesi
Devamı

Bir Film: Bir Ayrılık

Bertrand Russell “İnsanlığın iki tür ahlak anlayışı vardır; Biri sözünü edip uygulamadığımız; diğeri, uygulayıp sözünü etmediğimiz.” endişem o ki bu ikilem hayata yön veren, insana dair bütün hâl, durum, koşul ve tutumlar için geçerli. Hak, hukuk, din, etik, hakkaniyet, özgürlük gibi kavramların; insan hayatının teorik ve pratik kısmında aldığı şekil tam olarak Russell’ın ahlaka dair
Devamı

ALTUNİZADE’DEN SONRA KÖPRÜNÜN HEMEN AŞAĞISI: AVRUPA YAKASI

Hiç unutmuyorum, ben çocukken bir kış akşamı bütün ailem evin küçük bir odasına toplanmış televizyon izliyorduk. O zamanlar dedem hayattaydı, babaannem gençti, amcam henüz öğrenciydi ve biz kalabalık bir aileydik. Televizyonda Avrupa Yakası vardı ve bütün ailenin bir şekilde ilgisini çekebilen nadir dizilerdendi. İşte bugünlerde, Avrupa Yakası’nı tekrar izlerken sürekli o akşama dönüyor, o ortamın
Devamı

ATLARIN VE ADAMLARIN ÇAMURA BATTIĞIDIR: AKÇASAZIN AĞALARI

Christian Guidicelli’nin bir yorumu vardır ki Akçasazın Ağaları’nı anlatmaya başlarken hem anlatıcı olan bana hem de okuyucu olan sizlere ışık olması bakımından çok önemlidir. Şöyle der Guidicelli: “Dramatik devinim öylesine canlı bir şekilde anlatılmış ki, insan Toroslar’ın eteklerinde kimi zaman bir kovboy filmi kimi zaman da bir Shakespeare trajedisi izlediği kanısına kapılıyor.” Bu bağlamda, her
Devamı