Başarının anahtarı ya da belki de siz her şeyi yolunda zannederken birden sizi terk eden sevgilinizin gerekçesi….

 

Psikoloji bilimi hayattaki somut karşılığı bakımından herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir dal. Ben bir psikoloji öğrencisi olarak psikolojiyi öğrenmekten ziyade içselleştirmeye ve tabiri caizse bu bilimi ve teoremleri yaşamaya, deneyimlemeye çalışıyorum. Gazetedeki yazarlığımın açılışını da okuduğumda bana oldukça mantıklı gelen Pygmalion etkisi ile yapıyorum….

Robert Rosenthal

Pygmalion etkisi iş yaşantısında verimi artırmak için kullanılan meşhur bir method. Beklentilerle işleyen bir sistem. Kısaca beklentiye göre karşıdakini, bu şekilde de kişinin kendisini yönlendirdiği söylenebilir. Karşıdakinden beklentinin yükseltilmesi sonucu verimde elde edilen olumlu artış, birtakım deneylerle kanıtlanmış. Robert Rosenthal adlı bir psikoloğun, öğretmenin öğrenciden beklentisi ne ise öğrencinin o yönde davranacağına dair veriler elde ettiği deneyinin ayrıntılı bilgisine, aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Pygmalion etkisi bir sürü yerde karşımıza çıkıyor. Ben çok da tesadüfi olmayan bir şekilde keşfetmiştim, neyse. Mitoloji ve sanat bunlardan sadece ikisi. Günlük yaşamda da çok net karşılığı var. Günlük yaşamdaki karşılığını kavrayarak kişinin kendini yeniden şekillendirmesi de mümkün.

Mitolojiden başlayalım:

“Pygmalion” Hiçbir kadını beğenmeyen bir mitolojik karakter, hatta o kadar beğenmiyor ki kendisi fildişinden ideal bir kadın heykeli yapıp ona aşık oluyor. Aslında o kadındaki potansiyele aşık oluyor yani kafasında kurduğu özelliklere…-Özelliklerin gerçekleşme potansiyeli gelecekte var ancak o anda gerçek değiller-

 

Biraz edebiyat:

Aynı zamanda ünlü şair Bernard Shaw Pygmalion adında 1912 yılında yazdığı tiyatro eserinde bir hanımefendiyi ve bir çiçekçi kızı birbirinden ayıran durum “Hanımefendiye hanımefendi gibi, çiçekçi kıza da çiçekçi kız gibi davranılmasıdır.” diyor.

 

Mekanizmaya gelelim;

Siz kendinizi nasıl görürseniz çevrenize öyle olduğunuza dair mesajlar veriyorsunuz, çevreniz sizden aldığı mesaja göre size kendinizi gördüğünüz gibi davranıyor, sonuç olarak siz de bu çevresel mesajları değerlendiriyor, arkasından da insanların size davrandığı tutuma layık olacak şekilde davranıyorsunuz. Birazcık karışık hemen örneklendirelim; 

Örneğin siz bir öğrencisiniz, çok çalışkan değilsiniz ancak kendinizi çalışkan olarak tanımladınız, kendinizi çalışkan görmeye başladınız, farkında olmadan kendinizle ilgili, annenize çok çalışkan olduğunuzu gösteren işaretler veriyorsunuz “Çok çalışıyorum, çok yoğunum…” Anneniz, siz artık çalışkan gibi davrandığınız için size çalışkan çocuk muamelesi yapıyor, laf arasında sizi takdir ediyor mesela ya da çalışırken meyve getiriyor. Her anne çalışırken meyve getirir demeyelim ?Getirmeyenler de var… Bu mesajlar içinde bulunduğunuz duruma göre değişebilir ve çeşitlenebilir. Üst üste gelen “Çocuğum sen çalışkansın!” mesajlarından sonra “Aaaaa yaa ben aslında çalışkanım!” diyorsunuz ve gerçekten iyi çalışmaya başlıyorsunuz. Bu olumlu bir döngü oluşturuyor. Başta tam olarak sahip olmadığınız özellikleri kazanmaya başlıyorsunuz ve böylece başarıya doğru ilerleyebiliyorsunuz.

Bir de bunun negatif örneğini düşünelim;

Dış görünüşünden memnun olmayan gencimiz etrafına dış görünüşünden memnun olmadığını hissettiren mesajlar gönderiyor. İnsanlar ona güzel sözcükler söylemekten kaçınıp tam da onun oluşturduğu imaja göre davranıyorlar. Dış görünüşüyle barışık olmayan gencimizin kendine olumlu inancı kalmıyor. Bu olumsuzluklar zinciri hayatının başka birimlerinde de kendini gösterebiliyor. Tabii ki herkes haddini bilecek Audrey Hepburn gibi davranmaya da gerek yok ?

 

Ya da her şey güzelken bir bakıyorsunuz ki gitmiş…Sebebi Pygmalion etkisi olabilir. Aynı efsanede olduğu gibi belki sizi o kişi, şu an olduğunuz halinizle görmüyor sadece potansiyel olarak kafasında kurduğu kişisiniz.  Birdenbire o kişi olmadığınızın farkına varıyor bu durumu kabullenemiyor ardından bir anda her şey bitiveriyor. İlişkilerde Pygmalion etkisi ile karşılaşılınca çözüm karşınızdaki insanın durumu kabullenmesini sağlamak; çünkü kabullenemediği için gitmiş olması muhtemel…

 

Sonuç olarak kendinizi nasıl görürseniz insanlar sizi öyle görürle kalmıyor, farkında olmadan dışarıya verdiğiniz mesajlar sayesinde o kişi oluyorsunuz ve bu durumun bir adı da Pygmalion etkisi. Psikolojik bir gerçek..

Lehinize çevirebileceğiniz gerçeklerle dolu bir gün dilerim.

 

 

Kaynakça

Morelli, Pascale Chapaux ve Pascal Courderc. İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon: Narsist bir partnerle yüzleşmek. İstanbul: İletişim Yayıncılık, 2016. Baskı.

Malkin, Craig. Narsisizme Yeni Bir Bakış: Kendini Özel Hissetmenin Kötü-ve Şaşırtıcı Biçimde İyi-Yanları. İstanbul: İletişim Yayıncılık, 2017. Baskı.

https://www.psychologytoday.com/blog/cutting-edge-leadership/200904/pygmalion-

https://www.psychologytoday.com/blog/the-business-coach/200808/pygmalion-in-the-gutter

https://psych.wisc.edu/braun/281/Intelligence/LabellingEffects.htm

https://rosenthal.socialpsychology.org/

http://www.mindsoother.com/blog/is-your-thinking-causing-your-negative-results

https://www.mcdaniel.edu/information/headlines/news-at-mcdaniel/archive/mcdaniel-students-stage-george-bernard-shaws-pygmalion

http://goliva.weebly.com/pygmalion-and-galatea.html

 

 

 

 

 

 

Leave a Reply

3 comments

  1. Saadet

    Güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş, gazetedeki ilk yazını tebrik ederim, takipteyim ?

  2. Ersin

    Çok yol gösterici bir yazı.Bu konu ile ilgili semineriniz olursa katılmak isterim.Başarılar.

  3. Serpil

    Çok karakterli bir yazı hem güldürdü, hem düşündürdü… Böyle bol samimiyetli yazıların peşindeyim!