Türk sinema sektörü uzun bir süredir izleyiciyle buluşma sıkıntısı çekiyor. Yılmaz Erdoğan’ın Organize İşler 2 filminin vizyona girme tarihini ertelemesiyle gün yüzüne çıkan bu sıkıntı Cem Yılmaz ve salon yöneticileri arasındaki tartışmayla daha belirginleşti. İşin magazinsel tarafını ana akım medya incelesin gelin biz Türk sinema sektörüne iktisadi bir bakış atalım.

Organize İşler 2 ve Karakomik Filmler Afişi

Nedir Tekel?

Tekel sözcüğü ülkemizde yıllarca devletin tütün ve alkol piyasasının kontrol etmesi adına oluşturduğu kuruma ithafen kullanılmış olsa da iktisadi anlamda daha geniş bir kavramdır.  Tekel TDK’ye göre bir malın yapımının bir kuruluşun elinde bulunduğu durum olarak tanımlanmıştır. Özellikle Özallı yıllardan sonra ülkemizde tekel pazarların sayıları gittikçe azalmıştır. Tekel pazarlar tüketici açısından oldukça yıpratıcıdır. Ortaya konan ürünün veya hizmetin kalitesinden fiyatına her karar tek bir firma tarafından alınır. Bu da kullanıcı dönütlerini önemsiz kılar. Tekel pazarlarda ürünün kalitesinde bir artış ve yenilik oldukça zor görülür.

1980’ler – yazlık sinema

Türk Sineması

2000’li yılların aşımda AVM kültürünün yerleşmesiyle birlikte sokak arası ya da açık hava sineması kültür ülkemizde kayboldu.  2000’li yılların ortasına geldiğimizde ise sinema sektörünün tekelleşme süreci başladı. AFM sinemaları frenchise yöntemiyle ülkenin dört bir yanında salonlar açmaya başladı. İlk başlarda ulaşılabilirliği arttırdığı için desteklenen ve desteklenmesi gereken bu adım 2012 yılında bir şirket evliliği ile sinema sektörü ve sanatı için riskli bir hal aldı.

Atakule – sinema salonu (2018)

Gösterim Pazarının Tekelleşmesi

2012 yılında tek çatı  altında birleşen tek sektörün iki büyük şirketi o dönem için sinema salonlarının yaklaşık yüzde 30’nu elinde bulunduruyordu. Yıllar içinde müstakil yani AVM’lerin içersinde olmayan sinemaların kapanması ve ülkemizde AVM’lerinin sayısının artmasıyla birlikte çatı grup  şu an TÜİK’e göre Türkiye’deki 2.697 salondan 1.336’sını yönetiyor. Bu grubun 40’a yakın ilde tek tercih olduğunu göz önüne alırsak tekelleşme süreci oldukça hızlı ilerliyor. Gün geçtikçe izleyici tercihleri değil pazarlamacının tercihleri perdeye yansıyor.

Yalnızca Gösterim Mi?

Sinema sektörünü üç ayaklı bir sac ocağına benzetebiliriz. Yapımı, dağıtıcı ve gösterimci her bir ayağını teşkil ediyor. Gösterimci tarafında durumu irdeledik. Ne yazık ki dağıtıcı tarafında da durum pek farklı değil. Tek bir şirket dağıtım sektörünün de şu an yüzde 53’ünü kontrol ediyor. Hal böyle olunca da yapımcıların üzerinde baskı oluşturmaları işten bile değil.

Taşra bölgesinden sinema afişleri (1980’ler)

Ne İzleyebiliyoruz? Ne İzlettiriliyoruz?

Tekelleşen bu çatı kuruluşun yeni keşfinin farkındasınızdır. “Yeniden vizyon’da”. Geçen yıl 145 film vizyona girdi. 2018 yılı içerisinde de bu sayı 150’nin üstünde. Peki her ay 2-3 yapım dışında hangileri taşra sinemalarında yer bulabiliyor? Neredeyse hiçbiri. Öte yandan yeni yapımlar olmasına rağmen yıl başında vizyona girmiş yapımlar aylar sonra yeniden vizyona giriyor.Toplam 30-40 hafta vizyonda kalan yapımlar var artık Türk sinemasında. Hal böyleyken yapımcılar neden farklı ya da deneysel filmlere yönelsinler ki belirli bir komedi ve korku şablonu içerisinde dönen yapımlar ortaya konuyor sürekli.

Platform Değişikliği Gelir Mi?

Yılmaz Erdoğan  ve Cem Yılmaz’ın dağıtıcıyı boykotunun ardında akıllara gelen ilk soru bu olsa gerek. İnternetten yayımlamak mümkün mü? Türkiye’de henüz dizi aşamasında olsa da sadece internet platformlarına çekilen yapımlar mevcut. Youtube hariç 3 temel kanalda toplanan bu yapımlarında bugün sinema sektörünün yaşadığı tekelleşme sorunun yaşama olasılığı oldukça düşük. Ne de olsa “serverlerin yüzde 53’nü elde tutuyor” gibi bi yaklaşım söz konusu olamaz. Televizyondan uzaklaşırken sinemanın da konveksiyonel yolları terk etmesi ve mobil sistemlere yayılması bu boykottan sonra işten bile olmasa gerek.

Türkiye Sinema İzleyici Sayısını Gösteren Tablo

Tablodan da görüleceği üzere sosyal izleme platformlarının hayatımıza iyice yerleşmesi ile birlikte izleyici sayısı 55 Milyon civarında sabitlendi. Online platformlarda  Türkiye’ye özel yapımların artması ile bu sayının daha da azalacağı ön görmek hata olmaz.

Kaynakça

https://tr.talkingofmoney.com/what-are-characteristics-of-monopolistic-market

https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/2017-turk-sinemasinin-gise-telasi/

https://www.ntv.com.tr/sanat/turkiye-istatistik-kurumu-tuik-sinema-verilerini-acikladi,vqRYB8fQ5kGfjYWLmkRLyw

Yeni Nesil TV Platformları; Netflix, BluTV ve PuhuTV

Leave a Reply