Zamanda Yolculuk Rehberi: Tardis’i ya da Zaman Döndürücüsü Olmayanlara

Bildiğimiz ya da bilmediğimiz başka bir yöntemle zamanda yolculuk yapanlar bu yazıyı dikkate almasın.

     

Zaman yolculuğu yapmak ister miydiniz? Peki, yapacağınız yolculuğun süresinin yalnızca bir kahvenin soğuma süresi kadar olacağını söyleseydim fikriniz değişir miydi?

Toshikazu Kawaguchi kitabında bizi büyülü bir kafeyle tanıştırıyor. Aslı bir tiyatro oyunu olan bu kitapta geçmişe ve geleceğe gidebileceğiniz bir kafe var. Bu kafede belirli bir sandalyeye oturup, özel demlenmiş ve bir ritüelle sunulan kahvenizin eşliğinde geçmişe ya da geleceğe yolculuk edebiliyorsunuz.

Ancak bazı kuralları var bu seyahatin. Her şeyden önce ve en önemlisi kahveniz soğumadan önce geri gelmeniz gerekiyor. Aksi halde o sandalyede sonsuza kadar oturan bir hayalet olarak kalıyorsunuz. Bir diğer kuralsa geçmişte ya da gelecekte ne yaparsanız yapın bugünü değiştiremiyor olmanız. Bu kurallar zaman yolculuğu fikrinin ilk heyecanını biraz azaltıyor doğrusu. Kitapta da geçmişe ya da geleceğe gitmek için kafeye gelen müşterilerin bazıları kuralları duyduktan sonra vazgeçiyorlar gitmekten.

Kitabı okurken dahi olay akışından çok zaman yolculuğu ve kuralları meşgul etti zihnimi çünkü geçmişte ya da gelecekte bir kahve soğuyana kadar kalmak çok ilgi çekici bir fikir. Bazen geçmişi hatırlamak, ondan pişmanlık duymak, özlemek ya da gelecek için sürekli ama bitmek bilmeyen bir telaşla kaygılanmakla günleri, haftaları, ayları geçiriyoruz. Bunun yerine önüne gelen bir fincanın kokusu, her yanı saran müthiş bir kokuyla dolmasını ve kahvenin dumanının yükselişini izlerken geçmişe ya da geleceğe kısa bir yolculuk yapma fikrinin rahatlatıcı bir tarafı var. Bir kere acının, pişmanlığın, korkunun ya da mutluluğun süresi belirli. Hangi duyguya kaptıracak olursanız olun kendinizi, bunun süresi yalnızca bir kahvenin soğuyacağı kısacık süreyi aşamayacak. Yani geçmişi özlemenin, pişmanlığın ya da gelecek kaygısının sarmaşıkları bugününüzü saramayacak. Eğer kahvenin soğuduğu süreyi aşacak olursanız bir hayalete dönüşürsünüz. Zaten gerçekte de her an geçmişte ya da gelecekte yaşayan insanlar bugününü bir hayalet gibi yaşamıyor mu?

Kitapta beni gerçekliğe çeken bir diğer nokta da zaman yolculuğunun amacıydı. Şöyle ki, kitapta geçmişte ya da gelecekte yaptığınız eylemler asla şimdiki zamanı değiştiremiyor. Bu da kitaptaki zaman yolcuğu kavramını daha gerçekçi kılarak en baştaki yorumumuzu haklı çıkartıyor bir nebze. Bu ana akım zaman yolculuğu fikrine oldukça ters bir durum tabi ki. “Geçmişe dönsen Hitler’i öldürür müydün?” sorusu da anlamsız kalıyor bu kitapta çünkü siz geçmişe dönüp Hitler’i beyninden bir tabancayla vursanız bile bir şekilde doğru anda doğru olaylar cereyan ediyor ve Hitler ölmüyor. Hatta geçmişi ve geleceği değiştiremeyeceğini öğrenen insanlar geçmişe dönmekten vazgeçiyorlar bazen. Belki biz de bazen sırf bu nedenle geçmişi düşünmekten ya da gelecekle ilgili kaygılanmaktan vazgeçmeliyiz.

Tüm bunlar, zaman yolculuğunu sihirli bir Japon kafesinde oturmayan bizim gibi normal insanların bile kendince deneyimleyebileceği bir etkinliğe çeviriyor. Değiştirmek değil ders çıkarmak için; kaygılanmak değil planlamak ve hayal etmek için bir kahve soğuyana kadar zaman yolculuğuna çıkmamız dileğiyle…

Kaynakça:

Kawaguchi, Toshikazu. Kahve Soğumadan Önce. 1.Baskı. İstanbul: Epsilon Yayınevİ, 2021.

Leave a Reply