Görme Eylemi
Bir cismi görmek basitçe onun üstüne düşen ışığın yansımasını görmektir. Cisimden yansıyan bu ışınlar gözümüzde korneadan (gözün en ön kısmında bulunan şeffaf, kubbemsi doku) geçerek ilk kez kırılmaya uğrar. Daha sonra İris dediğimiz kasların ortasındaki boşluktan (göz bebeği) geçerek gözün içerisindeki merceğe ulaşır ve burada ikinci kez kırılmaya uğrar. En son ışınlar retinaya ulaşır buradaki hücreler ve sinirler tarafından beyne iletilir. Beyin bunu anlamlı hâle getirir ve görmüş oluruz.
Bu kısımda bahsetmenin yararlı olacağı diğer iki şeyse koni hücreleri ve çubuk hücreleri. Bunlar retina tabakasında bulunan reseptörlerdir. Koniler renge duyarlıyken çubuk hücreleriyse şekle, daha spesifik olmak gerekirse ışığa, loşluğa duyarlılar.
Kedilerin Görüşlerindeki Farklılıklar
Öncelikle koni hücrelerinin ve çubuk hücrelerinin sayısını, oranının ve konumlarının görme üzerinde büyük bir etkisi olduğunu söylemekte yarar var. İnsanların koni hücreleri kedilerinkinden yaklaşık 10 kat daha fazla. Buna nazaran kedilerin çubuk hücreleri fazla yani bir nevi kediler ışığı algılayabilmek için renklerden feragat ediyor diyebiliriz. Ancak bu yanıltmasın, kediler renkleri algılayabilirler. Özellikle mavi ve yeşil arasındaki farkı çok iyi anlayabilirlerken diğer renklere karşı bu denli gelişmiş duyuları yoktur. Kediler ayrıca insanlara kıyasla çok daha geniş bir gözlem alanına sahiptirler. Ancak 6 metreden daha uzak cisimler bulanık görmektedirler.
Görme eyleminin gözümüze ulaşan fotonlarla alakalı olduğunu söylemiştik. Lâkin görmek yalnızca gözümüze ulaşmasıyla bitmez, aynı zamanda reseptörlerin de ışığı algılaması gerekir. İris kası istemli çalışmayan bir kastır ve ortasındaki boşluktan ışığın geçmesine izin verir. Boşluk daraldığında göze daha az foton ulaşır, genişlediğinde ise daha çok. Kedilerin göz bebeği yarıçapı ve kornea yarıçapının fazla olması daha fazla foton girişini sağlar.
Tapetum Lucidium
Tapetum lucidium, esasında kedilerin gözlerinin karanlıkta neden parladığının cevabıdır ancak onun amacı tam olarak bu parlama değildir. Amaç daha çok korneadan geçen fotonların reseptörler tarafından daha iyi soğurulmasını sağlamaktır. Bunu ise reseptörler tarafından soğurulamayan ışınlara ikinci bir şans vererek yapar. Tapetum lucidium, yüksek derecede yansıtıcı özelliğe sahip kristaller içeren hücrelerin konumlanmasıyla oluşan bir yapıdır. Bu kristallerin çeşidi canlıdan canlıya değişkenlik gösterir. Tapetum lucidium retinanın hemen arkasına yayılmıştır. Barındırdığı kristaller sayesinde soğurulmayan ışınları yansıtarak göz içerisindeki reseptörler tarafından soğurulma ihtimalini artırır.

Gözler ve Görmek
Canlılar daha doğrusu hayvanlar çeşitli yaşam koşullarına, avlanma biçimlerine ve habitatlara sahiptirler. Dışarıdan gelen saldırıları algılamak, avlanmak gibi sebepler için bulunduğu habitata ve barındırdığı fiziksel özelliklere uyumlu görüşlere sahiptirler, görüş için de tabii ki elverişli gözlere.
Gece avlanan hayvanlar gece görüşü için özelleşmiş gözlere sahip olmaları, tapetum lucidium gibi bir tabakanın bulunmasına ve göz bebeği yarıçaplarına gibi özelliklere borçludurlar. Aslında gece görüşüne sahip olan hayvanlar içerisinde bile tabakanın konumu, kristallerin içeriği ve renkleri gibi özellikler bakımından çeşitlilik gösterir bu. Ancak yansıyan ışınlar bulanıklık gibi bir dezavantaj sağlar. Ya da çubuk hücrelerinin konilerden fazla olması dezavantaj yaratabilir. İki öncül de gece görüşünü artırsa da biri yansıyan ışınlar yüzünden bulanıklığa, ikincisi ise renk algılamadaki performansın düşmesine sebebiyet verir.
Gözlerin konumu canlıların ne kadar çok alanı görebileceğini belirleyen temel unsurdur. Örneğin kediler burunların altındaki kısmı o kadar iyi göremezler ama insanlara kıyasla 20 derece kadar fazla bir görüş alanına sahiptirler. İnsanlar genel olarak mesafe ölçmekte iyidirler bunu hem daha önceki deneyimlerine hem de iki çift gözün birbirinden biraz uzak olmasına borçludurlar. Bu uzaklık bir miktar farklı görüntülerin oluşmasını sağlar. Bu da uzaklık ölçmek için önemlidir. Ayrıca gözün içerisindeki lensin kalınlığının değişmesi kırıcılığını etkileyerek farklı uzaklıktaki cisimlerin net görünmesini sağlar.
Bazı hayvanlar ise (kurbağa, yılan, balık, vs.) kızılötesi görüşe sahiptirler. Bunu ise vücutlarındaki bazı zincir enzimatik tepkimelere borçludurlar.
Kısacası canlılar ve görüşleri farklı ortamlara adapte. Gördüğümüz görüntülerin çoğu aslında vücudumuzdaki enzimler ve gözlerimizin kapasitesiyle alakalı. Bundan sonra bir manzarayı seyrederken bir kere daha düşünün.
Referanslar
https://silvernightpanther.wordpress.com/category/cat-anatomy/page/2/
How Far Can Cats See? 10 Amazing Cat Eyesight Facts
Washington state university(extension) Cat Anatomy and Physiology 4-H Project unit3 EM4289E