Bir Hayalin Başlangıcı: Muhteşem ve Kudretli Oz

Muhteşem ve Kudretli OzHayal edin gökkuşağının üzerinde, yükseklerde bir yer, duyduğunuz her ninnide bir kez düşlediğiniz, mavi kuşların uçtuğu, en parlak renkli çiçeklerin sizin için açtığı. Hepimizin küçükken defalarca televizyonda rastgeldiği tüm zamanların en iyi filmi kabul edilen Oz Büyücüsü’nün ülkesi Oz’dan bahsediyorum, evet. Bize kurmaya cesaret edebildiğimiz tüm hayallerin gerçekleşebileceğini öğreten bir hikaye ve dertlerin limon damlaları gibi eridiği bir dünya… Ne muhteşem bir dünya!

Şimdi o muhteşem dünya 74 yıl sonra tekrar karşımızda, kalbinin ne kadar sevdiğinle değil başkaları tarafından ne kadar sevildiğinle değerlendiğini bir kez daha anlatmak için. Muhteşem ve Kudretli Oz geleneğin dışına çıkılarak 1939 yılında çekilen Oz Büyücüsü’nün devamı niteliğinde değil, geçmişini yani Oz Büyücüsü’nün Oz’a nasıl geldiğini anlatıyor. Bunu en iyi şekilde sağlayabilmek içinse her ayrıntı düşünülmüş. Senaryonun ilk filmin geçmişi olacak şekilde kusursuz tasarımı, orjinalinin büyüsünü bozmamak adına filmin gene siyah beyaz başlayıp Oz’da renklenmesi, oyuncu karakter uyumu bunlardan sadece bir kaçı. En muhteşemi ise adı duyulduğunda bile akla renklerle dolu bir dünya gelen bir filmin 3 boyutlu teknoloji kullanılarak çekilmesi. İnanın insanın elinde değil burnununuz üstünde uçan küçük su perisini yakalamaya ya da sadece siz yanından geçtiniz diye açan kocaman kırmızı çiçeği koklamaya çalışmamak. Böyle olunca da insan düşünüyor, zaten 3D Oz’u anlatmak için kullanılmayacak da nerede kullanılacak diye.Oz Buyucusu

Hikayeden bahsetmek gerekirse, film, Kansas’daki bir sirkte sihirbazlık yapan sahtekar, pek de iyi biri sayılmayan ve hep muhteşem olmanın hayalini kuran Oscar Diggs’in çapkınlığının başına açtığı beladan balonla kaçmaya çalışırken ilk filmde Dorothy’inin de yakalandığı cinsten bir hortuma yakalanması ve hortumun Oscar’ı yani kısaca Oz’u Oz  Ülkesi’ne getirmesiyle başlıyor. Gelir gelmez Oscar kendini bol cadılı, büyülü, epey renkli ve onun kurtarıcı olduğuna inanılan bir ülkede buluveriyor. Burada dostları olan uçan maymun Finley, porselen kız ve iyi cadı Glinda yardımıyla kalbindeki iyiliği keşfediyor. Muhteşem ve Kudretli Oz, yalnız Oscar’ı değil Oz Büyücüsü filminde tanıdığımız Oz’daki bütün karakterlerin geçmişini eğlenceli ve kusursuz bir kurgu ile sunuyor bize. İlk filmde Dorothy’nin başına bela olan Batı’nın ve Doğu’nun Kötü Cadıları’nın ve iyi cadı Glinda’nın Oz geldikten sonra değişen hayatlarını da anlatan filmde bu kadar çok güzel kadın ve çapkın bir adam varken ilk filmin aksine aşk ve entrika da görmemek mümkün değil.

Yönetmenliğini Sam Raimi’nin yaptığı filmde başrol Oz Büyücüsü karakterini Örümcek Adam serisinden tanıdığımız James Franco canlandırırken, cadı olarak karşımıza çıkan üç güzel kadın ona eşlik ediyor; Mila Kunis Theodora, Rachel Weisz Evanora, Michelle Williams ise Glinda rolüyle karşımıza çıkıyor. Kurgusu, yönetmenliği ve senaryosunun yanında oyunculuklara da söylenecek pek bir şey yok. Bir filmin devamını, ikincisini, geçmişini çekmek zordur, hele ki klasik haline gelmiş, tüm zamanların en iyi filmlerinden birinin. Ancak 8 Mart’ta tüm dünyayla birlikte vizyona giren Muhteşem ve Kudretli Oz bunun üstesinden hakkıyla gelmiş gibi duruyor.

Fragman: http://www.youtube.com/watch?v=P68FwHntDPE

Leave a Reply