Yüksel Maden’le “Atatürk ve Babam” Fotoğraf Sergisi Üzerine Konuştuk

Atatürk’ün yanında geçen 12 yıl… Tüm yaşanmışlıkları, tatları, kokuları, esen rüzgarları, umutları, hisleri ve sesleri içinde barındıran fotoğraflar… Bir baba… Ve bir oğul…

Nurol Sanat Galerisi organizasyonuyla düzenlenen Mustafa Kemal Ulusu’nun özel koleksiyonundaki daha önce çok az sergilenmiş ya da hiç sergilenmemiş 27 adet fotoğrafın da yer aldığı ‘Atatürk ve Babam’ başlıklı Atatürk fotoğrafları sergisi “Mustafa Kemal Ulusu Fotoğraf Sergisi: Atatürk ve Babam” adıyla  Ankara Sheraton Hotel’de 25 Ekim Cuma günü açılıyor. Sergi öncesi Nurol Sanat Galerisi Küratörü Yüksel Maden’le sergi ve babalarımız üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.

1378267_654979004520666_2094233991_n

 

Sergi fikri nasıl ortaya çıktı, sizin fikriniz miydi?

Maden: Hem dönem hem de ülkenin içinde bulunduğu koşullar doğrultusunda sene başından beri ekip olarak Atatürk konseptli bir sergi açmayı planlıyorduk; fakat Ankara’da plastik sanatlar üzerine yoğunlaşmış bir galeri olmamızdan dolayı nasıl bir çalışma yapacağımızı bilemiyorduk. Kemal Ulusu’nun da projesini bizlerle paylaşması bu döneme denk geldi ve de anlamlı oldu. Böylelikle etkinliğin 29 Ekim haftasında olmasını kararlaştırdık. Ulusu’nun babası Nuri Bey, Atatürk’ün kütüphanecisiydi ve ölümüne kadar bu görevi sürdürdü. Bu yakınlık nedeniyle elinde birçok doküman, anı ve belge var. Sergideki çoğu fotoğraf bugüne kadar sergilenmemiş ve basında yer almayan çok özel fotoğraflar. Serginin yanı sıra gelenlerin Kemal Bey’in anı ve birikiminden yararlanmaları için söyleşi ve babasının anılarını derlediği “Atatürk’ün Yanı Başında” kitabı için de imza günü düzenledik.

 

Serginin hazırlık süreci nasıl geçti? Bizimle paylaşmak istediğiniz, hazırlık süreci içinde Atatürk ile ilgili öğrendiğiniz ilginç ayrıntılar var mı?

Maden: Hazırlık süreci hem benim hem de ekibim açısından çok verimli ve doyurucu oldu. Kemal Bey sayesinde bilmediğimiz anıları dinlemekle birlikte yeni bilgiler de edindik. Bunlardan en çok ilgimi çeken Kemal Bey’in ismini Atatürk’ün koymasıydı. Dedesi Tevfik Ulusu, Atatürk’ü 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkaran Bandırma Vapuru’nun Birinci Kamarotudur, Nuri Bey ile anıları burada başlar. Nuri Ulusu o olayı şöyle anlatır: “Atatürk, bir erkek çocuğumun olmasını çok istediğimi bilirdi.  Kendisini çok sevdiğimi de bilirdi.  Kütüphanede bir gün derin derin düşünürken bana seslendi. ‘Ne o Nuri bu ne düşünce?’ deyince ‘Paşam bir oğlan çocuk istiyorum.  Ulusu soyadını (Karadeniz anlamında) bize siz verdiniz; oğlumun adını da sizin koymanız keşke kısmet olsaydı’ deyince  ‘Olur olur, hayırlısı olsun, ben hayatta olayım olmayayım önemli değil, ama oğlun olursa adını Mustafa Kemal koy, böylece beni unutmazsın.”.

 

Atatürk’ün Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllardaki tarih, dil, sanat ve eğitim çalışmaları bugün kavranmaktan çok uzakta. Nesillerin Atatürk’e bakışını nasıl görüyorsunuz?

Maden: Değerlerimiz, hem bizler büyüdükçe hem de hayat koşulları ve düzen değiştikçe asıl değerini yitirmeye başlıyor. Hayatta değişim ve değişime ayak uydurabilmek, çağın gerisinde kalmamak çok önemli fakat bazı öğeler biz insanların veya toplumlarının temel yapı taşlarını oluşturuyor. Onlar olmadan var olmamız mümkün değil. Atatürk ve yaptığı çalışmalar da bizim için öyle. Çağ ilerledikçe toplumun ihtiyaçlarına göre bu çalışmalarda yenilik yapılması gerekse de ana amacını ve değerini unutmamamız gerekiyor. Geçmişten günümüze nesillerin Atatürk’e bakışına gelince nesillerin gittikçe bu değerleri yitirmeye başladıklarının farkındayım önemli olan bizlerin sizlere aktardıklarımızı, sizlerin çok daha ilerilere unutmadan üzerine daha da güzel şeyler katarak taşıyabilmesi.

 

"dünyayı gezmek, yeni kültürleri tanımak ve tatmak, sanatla ilgili yeni şeyler keşfetmek"

“dünyayı gezmek, yeni kültürleri tanımak ve tatmak, sanatla ilgili yeni şeyler keşfetmek”

Serginin dışında biraz da baba konusuna değinmek istiyorum. Sanat ve özellikle de edebiyatta baba figürünün önemli bir yeri var. Sizce bireylerin hayatlarında baba nasıl bir rol oynar?

Maden: Bir çocuk için baba ailenin direği ve yol göstericidir; fakat bu toplumlara ve ailelere göre de değişir. Kimi zaman bir dostken kimi zaman da korkunun ve öfkenin de sembolü olabiliyor. Nitekim baba olduğunu sanıp baba olmayı başaramayan ya da babalığı kabul etmeyen birçok kişi de var sonuçta. Benliğinin oluşması ve hayatını şekillendirme süreçlerinde çocuklar her zaman kendilerini birine benzetme ve birinden ilham alma ihtiyacı duyarlar. İşte bu zamanda baba hep ilham alınan bir karakter, bir figür olmuştur. Okuduğum bir köşe yazısında yazar babasından şöyle bahsetmişti “Okuduğum en değerli kitap” benim için de baba öyle sanırım.

 

Önemli görevlerde yer alan babalar ve çocukları… Kemal Bey de bu çocuklardan birisi aslında. Sizi etkileyen ya da hayatınızda önemli bir yeri olan böyle bir durum veya kişiler var mı?

Maden: Can Yücel’in “Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim” şiiri buna en güzel örnek sanırım. Beni hem gerçekliğiyle hem de dizelerindeki anlamlarla etkileyen ve de çok sevdiğim bir şiir.

 

Son olarak röportajı bitirmeden şunu sormak istiyorum: Çok uzun zamandır bu sektörün içindesiniz… Sanata ve hayata dair hedefleriniz neler?

Maden: Aslında küratörlük eski adıyla sanat galerisi yöneticiliği tam bir meslek midir yoksa yaşam tarzı mıdır bilemiyorum. Aslında eczacılık fakültesi mezunuyum ve temelimde sanat tarihi eğitimi yok. Deneyim ve tabii ki de birikim;   edebiyat, sanat, tarih ve özellikle de sanat tarihi alanlarına ilgili olmak bu alan için çok önemli ve bazen yeterli olabiliyor. Gelecekle ilgili güzel projelerim ve hayallerim var; yetenekli genç sanatçıların sergilerini galerimizde açarak onların tanınması için elimden geleni yapmaya devam etmek istiyorum. Özellikle dünyayı gezmek, yeni kültürleri tanımak ve tatmak, sanatla ilgili yeni şeyler görmek ve okumak benim çok önemli, ileride galeriyle birlikte bu heyecanımı da sürdürmek hedeflerim arasında.

 

**Sergi 25 Ekim – 10 Kasım 2013 tarihleri arasında haftanın bütün günlerinde Sheraton Hoteli, Boğaz Sokak girişindeki salonda gezilebilir.

Adres: Sheraton Hotel ve Kongre Merkezi, Boğaz Sokak, No:1, Kavaklıdere/Ankara

 

Leave a Reply