Bilkent Senfoni Orkestrası 29 Kasım’daki Bohemian Rhapsody konseriyle tabiri caizse dinleyicileri büyüledi. Zaten konseri duyduğum an, kaçırmamam gereken bir deneyim olacağını anlamıştım. Tam anlamıyla beklentileri fazlasıyla karşılayan, dopdolu bir konserdi. Ayrıntılara gelecek olursak; şef görevinde Baltimore Sun’da ‘’hayranlık uyandıran yeteneği ve potansiyeli’’yle övgüye layık görülen Vladimir Kulenovic vardı. Orkestrayla tam bir bütünlük içindeydi. Yıldızı parlayan genç şef, övgülerin hakkını fazlasıyla verdi.
Gelelim konsere. Gece Bohemian Rhapsody gecesi olduğundan, Çek müziğinin kurucusu olarak kabul edilen Bedřich Smetana’nın Moldau isimli eseri bu anlamda açılış parçası için mükemmel bir seçim olmuş. İlk şarkıdan büyüleniyor, rahatlıyoruz.
‘’Aniello ve enstrümanı için imkansız diye bir şey yok.’’
Klasik gitar, İngiltere
Aniello Desidero geldi sonra sahneye, büyük alkışlar eşliğinde. Dünyaca tanınan İtalyan gitar virtüözü Desidero, Joaquín Rodrigo’nun Concierto de Aranjuez’ini icra etti bizlere . Rodrigo’nun Gitar Konçertosu olarak da bilinen Concierto de Aranjuez, üç bölümden oluşuyor. Allegro Con Spirito, Adagio ve Allegro Gentile. Gitarın büyüleyici sesine ve orkestrayla bütünlüğüne kendimizi kaptırıp konçertonun ne zaman bittiğini anlayamadık. Desidero yine bitmeyen alkışlarla uğurlandı ve kısa bir ara verildi.
Aradan sonra bizi tam anlamıyla kendine hayran bırakan, sempatisiyle hepimizin gönlünde taht kuran keman virtüözü Katica Illényi geldi sahneye. Türkiye’de ilk defa konser verdiğini, burayı çok sevdiğini söyledi. Macaristanlı olan Katica, dillerimizin benzerliğinden de bahsetti. Örnek verdiği cümlelerle bizi gülümsetti, sonra da konsere geçti. Kemanıyla unutamayacağımız anlar yaşattı bizlere. Jealousy Tango’dan sonra mikrofonu eline alıp sıradaki şarkıyı söyleyeceğini belirtti. Hepimizin aşina olduğu, Edith Piaf’tan La Vie En Rose’u söyledi. Alkışlardan sonra Nikolay Rimski-Korsakov’dan Flight of The Bumble Bee ve George Gershwin’den Porgy and Bees çalındı.
Sonra konserin bir diğer konuğu, Katica Illényi’nin kardeşi Csaba Illényi sahneye geldi. Orkestra, Godfather film müziğini çalmaya başlamışken Csaba Illényi’nin Mission Impossible’ı çalmasıyla hepimiz şaşırdık. Şef doğru şarkıyı Csaba’ya gösterip şarkıya tekrar başladığında, onun hala yanlış şarkıya devam etmesi üzerine hepsinin bir oyun olduğunu anladık. Şef pes etmiş gibi yaparak tüm orkestraya Mission Impossible’ı çalma işareti verdi ve gülümsemeler eşliğinde hepimizin fazlasıyla aşina olduğu Mission Impossible’ı dinledik. Bu yüksek tempolu şarkıdan sonra Piazzolla’nın Libertango’sunu kardeşiyle birlikte çaldı Csaba ve sıra konserin en ilginç sürprizine geldi. Katica mikrofonu eline alarak bize değişik bir enstrümanı tanıtacağını söyledi. İsmi ‘’teremin’’di. Temas etmeden çalınan bir enstrüman olduğunu söylediğinde hepimiz çok şaşırdık. Ellerini enstrümanın yukarısında tutarak nasıl ses çıkarılacağını gösterdi. Siren ve motosiklet sesleri çıkarabildiğini söyledi, motosiklet sesiyle herkesi güldürdü. Giacomo Puccini’nin I mio Babbino caro’suna ve Ennio Moriccone’un Once Upon A Time’ına bu enstrümanla eşlik etmesi ise şaşkınlığımızı iki katına çıkardı. Franz Liszt’ten Hungarian Rhapsody No.2 çalınırken Katica tekrar keman kullandı. Bundan sonra çalınan Hungarian Medley ise bitmeyen alkışlar üzerine tekrar edildi. Sırada Bei Mir Bist Du Schön vardı. Katica mikrofonu eline alınca bu şarkıyı da söyleyeceğini anladık, ama Katica’nın bir sürprizi daha vardı. Şarkıyı söylemeye başladıktan bir süre sonra programın doluluğundan unuttuğumuz ‘’step dans’’ sürprizini hatırlattı bizlere. Dar bir alanda da olsa; minik bir step dans gösterisi yaptı.
Böyle enerji dolu bir klasik müzik konseri görmemiştim hayatım boyunca. Orkestrasıyla, konuklarıyla, şarkı seçimleriyle, şefiyle mükemmeldi. Alkışlar danstan sonra da bitmeyince; Katica bizleri kırmayarak dansını tekrar etti. Son şarkıya gelmiştik artık. Csaba da geldi sahneye ve geceye yakışır bir final için aldılar kemanlarını ellerine. Son şarkı Vittorio Monti’den Czardas’tı. Şarkı bitiminde şef, konuklar, orkestra sırasıyla selam verdiler ve hak ettikleri güçlü alkışlarla uğurlandılar. Kısacası; sürprizlerle, müzikle, dansla, eğlenceyle dolu bir konserdi. Konser çıkışı herkesin yüzündeki memnuniyet de bunu en güzel şekilde açıkladı.
Bilkent Senfoni Orkestrası’nın bir sonraki programı:
6 Aralık 2014 Cuma Saat 20:00
Müziğin Sihirbazları: Beethoven & Dvorak
Christian Vásquez, şef
Julian Steckel, viyolonsel
A. Dvorak Viyolonsel Konçertosu, Si minör, Op.104
L. van Beethoven Senfoni No.5, Do Minör, Op.67