Bundan yaklaşık bir sene önce, 27 Şubat 2015 tarihinde Rus muhalif lider Boris Nemtsov’un öldürülmesi oldukça dikkat çekmişti. Gece yarısı başkent Moskova’da bir şüpheli tarafından öldürülen Nemtsov’un katilinin kim olduğu, geçen bir senenin ardından, hala tam olarak belirlenebilmiş değil. Rusya, yargı sisteminin bağımsızlığı ve işlevselliği yönünden birçok eleştiriye maruz kalıyor. Bu nedenle gerek Nemtsov’un yakınları gerekse soruşturmanın takipçileri bu suikastın aydınlatılmadığına inanıyor.
Soruşturmanın odak noktasında suikastı gerçekleştirdiği iddia edilen bir isim elbette ki var: Zaur Dadaev. Bu suikasta kadar sıradan bir Çeçen olan Dadaev, olaydan bir hafta sonra şüpheli sıfatıyla mahkemeye çıktı. İlk verdiği ifadesinde suçunu itiraf etti ancak daha sonra suikastı “baskı altında” gerçekleştirdiğini dile getirdi. Dadaev, suikastı kimin baskısı altında gerçekleştirdiği sorulduğunda, Ruslan Geremeev ismini verdi.
Ruslan Geremeev, Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov tarafından oluşturulan Sever Taburu adlı askeri birliğin komutanı. Bir başka deyişle, Kadirov’un bir numaralı müttefiklerinden. Dadaev ile beraber 5 Çeçen vatandaşın tutuklanmasının ardından Kadirov onların “gerçek Müslümanlardan” olduğunu eklemeyi ihmal etmedi. Üstelik Geremeev’i açık ve direkt olarak koruyan Kadirov sebebiyle soruşturma bir sonraki adıma taşınamadı.
Peki bütün bunlar olurken Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ne yaptı?
İlk olarak, tam bir yıl önce olayın hemen ardından Soruşturma Komitesi, İçişleri Bakanlığı ve Federal Güvenlik Servis’inden tek bir ekip oluşturarak olayla ilgilenmeleri için direkt talimat verdi. Bu talimat bir kesim için oldukça yeterli gelse de, diğer bir kesim oluşturulan bu ekibin tatmin edici olmadığını ve hatta doğru sonuca ulaşmayacaklarını iddia etti. Buna bir örnek olarak da, Soruşturma Komitesi’nin Çeçenistan lideri Kadirov’u ve üst düzey komutanları sorgulamayı reddetmesi gösterildi. Bunun sebebi ise kimi gruplara göre oldukça net: Nemtsov’un ölüm emrini Rus lider Putin verdi.
Putin’in ölüm emri verdiğini düşünenler bu iddialarını Çeçen lider Kadirov’la olan yakınlığına dayandırıyor. Rusya’nın federal yapılanmalarından biri olan Çeçenistan’a 2007’de cumhurbaşkanı olmuştu. Bu süreçte Putin’in desteğini alan Kadirov, kendi ülkesini satmakla suçlanmıştı. Birinci Çeçen-Rus Savaşı’nda Ruslara karşı dirense de, sonrasında Rusların yanında alması Kadirov’un tepki çekmesine neden olmuştu.
Nemtsov’un öldürülmesinden çok kısa bir süre sonra Putin, Kadirov’a “devlet onur nişanı” verdi. Üstelik bu tarihlerde Nemtsov’un katillerinin Çeçen vatandaşları olduğu da biliniyordu.
Bunun yanı sıra, Nemtsov’un Ukrayna’ya Rusya’nın müdahalesine karşı düzenlemeyi planladığı protestodan hemen önce öldürülmesi de dikkat çekici görülüyor. Bu suikast ile, 2006 yılında Çeçenistan çatışmaları yüzünden Putin’i eleştiren Anna Politkovskaya’nın öldürülmesi arasında benzerlikler olduğu da söyleniyor.
İşte bu sebeplerle, Kadirov-Putin yakınlığı Nemtsov suikastında bir kez daha gündeme geldi. Kadirov’un emrindeki komutanlardan Geremeev’in bu suikastı gerçekleştirmesi için Çeçen savaşçılarına talimat vermesinin arkasında Putin’in olduğunu düşünülüyor. Ancak bu iddiaların yalnızca “iddia” olarak kaldığını da belirtmekte fayda var.
Bütün bu “benzerliklerin” yanında bir de, Çeçen suikastçıların Nemtsov’u hedef almasının ardında başka sebepler olduğunu düşünenler de var. Ocak ayınca meydana gelen Charlie Hebdo saldırılarından sonra “ifade özgürlüğünü” savunan Nemtsov’un hedef alınmasının şaşırtıcı olmadığı söyleniyor. Kısacası, bu iddiayı savunanlar Nemtsov’un ölümünü Putin’in talimatları yerine Çeçen gruplarına dayandırıyorlar.
Son olarak, geçtiğimiz aylarda Boris Nemtsov’un kızı Janna Nemtsova Rus hükümetini suikastı önleyemediği için suçladı. Nemtsova, Soruşturma Komitesi’nin Kadirov’u sorgulamasına itiraz ederek mahkemeye gitti. Ancak, Aralık ayında mahkeme Kadirov’u sorgulamaya gerek görülmediğini belirtti ve Nemtsova’nın itirazı karşılıksız kaldı. Nemtsova’nın avukatı, Kadirov’un Çeçen komutan Germeev’in nerede olduğunu söylemesi gerektiğini ve onun da sorgulanması gerektiğini ifade etti ancak bir sonuca ulaşılamadı.
Boris Nemtsov cinayetinin azmettiricileri ortaya çıkmadan Rus hükümetinin bu konuyu unutturması pek mümkün gözükmüyor. Fakat bana kalırsa, bu suikastın aydınlatılması büyük bir skandala dönüşeceğe benzediğinden uzun yıllar daha Nemtsov’un ölümüne sebep olan o “talimatı” öğrenemeyeceğiz.
Bir dipnot: RPR-PARNAS (Cumhuriyetçi Parti-Halkın Özgürlüğü Partisi) eş başkanı Mihail Kasyanov, geçtiğimiz hafta “pastalı” bir saldırıya uğradı. Eski başkan Nemtsov’un ardından göreve gelen Kasyanov, tehdit mesajları aldığı Kadirov tarafından saldırı emri verildiğini iddia etti. Putin’i eleştirenleri “vatan haini” ilan eden Kadirov, olaydan bir kaç gün önce kendi Instagram hesabından Kasyanov’u tehdit etmişti. İşte o pastalı saldırının görüntüsüne buradan ulaşabilirsiniz.