17 Eylül 2014 tarihinde Saadet Partisi İstanbul Kadın Kolları üyeleri, “pembe metrobüs” isteklerini dile getirdiler. Pembe metrobüsün en temel özelliği; sadece kadınların kullanabiliyor olmasıydı. Yani pembe metrobüsün içinde “hanımlar” huzurlu bir yolculuk geçirebilecekti.Gerekçe olarak da üyeler “Otobüslerde taciz edilmeden seyahat imkanı istiyoruz. En azından yoğun mesai saatlerinde böyle bir uygulama yapılabilir. Kadınlara özel otobüs uygulamasının bir an önce hayata geçmesini talep ediyoruz” demişlerdi. 7 Aralık 2015 tarihinde de Genç Memur-Sen İstanbul İl Başkanı Mustafa Yılmaz kadınlara özel pembe metrobüs fikrini tekrar gündeme taşıdı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni göreve çağırdı.
”Toplu taşıma araçlarında tabiri caizse insanlarımız üst üste yolculuk yapmaktadırlar. Bundan en olumsuz şekilde etkilenenler ise hanım kardeşlerimizdir. Bundan dolayı İstanbul Büyükşehir Belediyemizden, talebimize olumlu karşılık beklemekteyiz. Amacımız bir mağduriyetin giderilmesine merdiven olmaktır.” açıklamasını yaptı. Yeni Akit gazetesi de pembe otobüsün en büyük destekçilerinden biri oldu. “Kadınlar, isterse normal isterse pembe metrobüs ile yolculuk edebilecek.Özelliklerde geç saatlerde daha huzurlu bir yolculuk imkanı bulacaklar. Hamile, çocuklu ve yaşlı kadınlar daha rahat yolculuk yapacaklar. Pembe metrobüs ile yolculuklardaki olumsuzluklar kalkacak.” vurgusu yaptı. Yani pembe metrobüs ile ulaşımda yeni bir dönem başlayacak imajı yaratıldı.
Ülkemizdeki kadınlara yapılan tüm taciz, tecavüz, cinayet eylemlerini kökünden kazıyacak ulaşım aracının bunca yıl uygulamaya konmamış olması ne kadar üzücü.
Öncelikle ayrımcılığı sevimlileştirmeye çalışan şu “pembe” ifadesini atınız! Özgecan Aslan’dan sonra biz siyahız, 14 yaşındaki kıza rızasıyla tecavüz edildi denildikten sonra biz griyiz, zihinsel engelli 20 yaşındaki P.G’nin cinsel saldırıya rızası vardı kararından sonra biz o kızın gözlerindeki kahverengiyiz. Biz pembe falan değiliz!
Ataerkil toplum algısını değiştirmek yerine, “Kadın böyle daha rahat eder,kendini mutlu ve güvende hisseder.” anlayışı ile ilkel, yüzeysel çareler arıyoruz. Pembe metrobüs kadını evindeki kocasından, babasından, şiddetten nasıl koruyacak? Şimdiden duyuyor gibiyim “O kız pembe metrobüs kullanmıyor, bak bak…” seslerini. Tüm mahalleye yayılan baskıyı hissediyorum. Hatta bir bakmışım ben bile neden pembesi dururken normale biniyorum diye sorgulamaya başlamışım. Sonra normal metrobüse bindiğim için kendimi suçlamaya başlıyorum. Şimdiden okuyor gibiyim “ Pembe metrobüsü tercih etmek yerine normal otobüsü tercih eden kadının kusuru vardır, bu taciz eden için hafifletici bir sebeptir.” kararlarını! Bu sistem önce sana kendini suçlu hissettirir, daha sonra da o suçun cezasını ödetir.
Peki bu pembe metrobüsten inen kadın için pembe sokaklar da yapılacak mı? İçinde asla aile şiddetini göremeyeceği pembe evler? Rahatça giyinebildiği, kahkaha atabileceği pembe mahalleler?
Toplumda bir algının oluşmasının en büyük sebeplerinden biri devletin izlediği politikalardır. Dolayısıyla siyasi liderlerin, devlet adamlarının beyanları da yönlendirici bir etkiye sahiptir. Hacettepe Üniversitesi Antropoloji hocası Sibel Özbudun’un derlemesiyle devletin kadına bakışına bir göz atalım.
-“Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, çünkü yaradılışları farklı.” (Recep Tayyip Erdoğan, 18 Temmuz 2010)
-“Türk hanımları evinin süsüdür, erkeğinin şerefidir.” (Vecdi Gönül, 27 Mart 2005).
-“AKP kadınları feminizmin kölesi değildir.” (Dengir Mir Mehmet Fırat, 5 Mayıs 2008).
-“Üniversiteli kızın barda ne işi var?” (Hasan Albayrak (Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü, 25 Kasım 2010).
– “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer, ya kiralıktır ya satılık” (Akp Ünye İlçe Tanıtım ve Medya Başkanı Süleyman Demirci)
– “Tecavüz eylemi bir suçtur. Bu suçun cezasını kim çekmelidir? Tabiki tecavüzcü çok ağır bir şekilde çekmelidir. Ama siz tecavüzcüye değil, tecavüz sonucu ortaya çıkacak insana bunu ödetiyorsunuz. Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular. Anne karnında hepsi öldürülseydi o tecavüzcülerin yaptığından çok daha büyük bir dram, suç ortaya çıkacaktı.” (TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve Akp Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, tecavüz sonucu gebeliklerin kürtajla sonlandırılmamasını savunuyor.)
-“Kadına şiddet abartılıyor.”(R.Tayyip Erdoğan)
– “Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist. Kürtaj bir cinayettir.”(R.Tayyip Erdoğan- Kürtaj tartışmaları hakkında.)
– “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.”(Recep Akdağ)
– “Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın. Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.” (İ.Melih Gökçek)
– “Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya.” (R.Tayyip Erdoğan- Münevver Karabulut cinayeti hakkında)
– “Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçiciliktir.”(Fatma Şahin)
– “Evdeki işler yetmiyor mu?” (Veysel Eroğlu- Kendisinden iş isteyen kadınlara)
– “Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.” (Mehmet Şimşek)
– “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.”(Erhan Ekmekçi)
-“Türk kadını evinin süsüdür.”(Vecdi Gönül)
Topluma örnek olması gereken siyasetçilerin bu cümleleri kurması ne kadar acı ve tehlikeli!
Günümüzde kadının kendi bedeni hakkında vereceği karara devlet karışamaz. Devlet kadın ve erkeği toplumda dengeleyici bir konuma getirmelidir. Kadının sosyal yaşamda güçlü olması için ekonomik hayatta da onu desteklemelidir, çalışmasına teşvik etmelidir. Kadına yönelik yapılan şiddete, cinsel saldırılara karşı ağır ve caydırıcı cezalar koyulmalıdır. Pembe metrobüs gibi ayrımcı ve geçici çözümlerle hiçbir yere varamayız.
Kadın pembe metrobüse binecek, kadın kapalı kıyafetler giyecek, kadın gece dışarı çıkmayacak, kadın erkeklerle göz göze gelmeyecek, kadın sokakta bağırarak kahkaha atmayacak. Böylece kadın korunmuş olacak. Hayır arkadaşım! Kadın istediği şekilde giyinebilir, istediği yere istediği saatte gidebilir. Kahkahasını her yerden duyulacak şekilde atabilir. İstediği renkteki toplu taşıma aracına da binebilir. Bu ataerkil düzene kadınlarımız boyun eğmeyecek!
Çocuklar toplumda gördükleri, yaşadıkları olaylar üzerine yorum yaparlar. Aile, okul, medya algı oluşumu için önemlidir. İtalyan çocukların kadına şiddet konusuna bakışını inceleyen videoyu izlemenizi öneririm.
https://www.youtube.com/watch?v=H5cycKOmDOI