Zor Dönemde Gelen Galibiyet

gs2_1RPT5

Euroleague’in altıncı haftasında Galatasaray Liv Hospital, İtalyan rakibi Montepaschi Siena’yi 54-52 ile geçerek gruptaki dördüncü galibiyetini alıp, Top16’ya kalma açısından büyük bir avantaj elde etti.

İlk olarak basketbol açısından keyif veren bir maç olmadığını belirtmek gerekiyor. Maçın, skor yönünden de kısır olması sebebiyle iyi bir karşılaşma olmadı. Bundan beş hafta önce Siena ile deplasmanda karşılaşan Galatasaray, o günkü görüntüsünden bir hayli uzak. Siena ise oyun kurucuların üzerine kalmış olan sisteminden herhangi bir taviz vermemekte. Daniel Hackett ve Taylor Rochestie ikilisinin yaratıcılıklarına bağlı olan bir takım konumunda Siena ve açık olarak gördük ki Hackett ve Rochestie’nin topla fazla oynamaları Siena’nın iç – dış dengesini sağlayamamasına ve set içerisinde pas sirkülasyonunun oldukça zayıf kalmasına neden oldu. Galatasaray’a karşı galip gelen takımlar genellikle Arroyo’nun üzerinden ters eşleşme kovalayarak sonuca gitmişlerdi. Aslında maçın başında Siena takımı, Arroyo üzerinden Josh Carter’ı ters eşleşmede kullanarak etkili olmaya çalıştı ve bunda az da olsa başarı sağlamışlardı. Ancak Galatasaray’ın sertleşen savunmasının da etkisiyle Hackett ve Rochestie’nin bire bir oyunları üzerine hücumlarını şekillendirdiler ve sıkıntı yaşadılar.

Galatasaray cephesinde ise daha önceki maçlarda da vurguladığımız üzere set temposundaki yavaşlık devam etmekte. Galatasaray takımı hücumda topu istediği düzende çeviremeyince bazı oyuncuların performansının da düştüğünü görmek mümkün. Son günlerde sıkça eleştirilen Zoran Erceg’in hücum performansının düşmesinin ana sebeplerinden biri de hücum temposunun yavaşlığı. Bilindiği üzere Zoran Erceg, 2.10 boyunda yumuşak bileklere sahip çok iyi bir pasör. Öte yandan hücumda rakip savunmacı ile arasındaki mesafeyi iyi ayarlayabilen ve bu sayede yay gerisinden etkili olabilen bir oyuncu. Bu noktada spacing dediğimiz saha içi yerleşimini düzgün yapan, topun hızlı şekilde döndüğü bir düzende maksimum verimi verebilecek bir oyuncu. Şimdi Galatasaray takımı bu konularda sıkıntı çekiyor ve Erceg’i etkili olmadığı bir şekilde sırtı dönük pozisyonda ve yüzü dönük pozisyonda kullanınca savunmacısı karşısında çaresiz kalıyor. Bu noktada Erceg, rakibini fake&dribbling kombinasyonu ile geçmeye çalışıyor ama bu tarz pozisyonlarda iyi bir bitirici olmadığı için büyük sıkıntı yaşıyor. Hemen maçın başında topun hızlı bir şekilde dolaştığı bir pozisyonda Erceg’in bitirdiği hücuma bakalım.

2013-11-21-23-49-16

Burada Göksenin Köksal’ın sağ forvette içeriye drive edip, topu tepede Erceg’e çıakrttığını görüyoruz. Erceg, ekstra pası Arroyo’ya çıkarıyor ve Arroyo da bir ekstra pas daha yaparak topu Hairston’a geçiriyor. Hairston’ın burada şut imkanı varken içeriye penetre ediyor. Boyalı alana drive eden Erceg topla buluşarak pozisyonu bitiriyor. Maç boyunca Galatasaray’ın akışkan hücum ettiği çok az pozisyonlardan bir tanesi böyleydi.

Peki Galatasaray takımı bu set temposunu arttırmanın çözümünü nasıl yapabilir?

Yukarıdaki set oyununda da belirttiğim üzere sürekli olarak çembere penetre etmek şu anki durumda en mantıklı çözüm yolu. Ender – Sinan ikilisinin yanı sıra takıma yeni katılan Malik Hairston bu görevi yapabilecek oyuncular. Ancak Ender – Sinan ikilisi içeriye yaptığı penetrelerde top kaybı yapma ihtimali yüksek olan oyuncular. Yani Hairston veya Gordon gibi vücutlarını araya koyup, pozisyonu bitirecek yapıdan uzak duruyorlar. Bu penetrelerin yapılması ile rakip savunmasının dengesini bozup, top paylaşımını daha hızlı yapmak mümkün. Öte yandan bu stratejinin içinde 4 numaraların önemi de bir hayli fazla. Özellikle Erceg’in oyunda olduğu bölümlerde topsuz oyunda en doğru pozisyonu alması gerekiyor.

Tabii maçı Galatasaray’a getiren ikiliye değinmeden geçmemek gerekiyor. Bonsu’nun geldiğinden bu yana çok iyi performans gösterdiğini çok net bir şekilde görüyoruz. Keza Sinan’ın maç 35-28 Siena lehine iken kenardan gelip oyunu hızlandırıp, oyunun kontrolünü Galatasaray’a geçirmesi çok önemliydi. Engin’in dönüşü ile ikili oyunlardan Bonsu’dan daha fazla verim alınması muhtemel. Bonsu her ne kadar istikrar problemi yaşayan bir oyuncu olsa da Top16’ya kalınması durumunda sert savunmalar karşısında belirli bir istikrarı yakalaması gerekecek.

Leave a Reply