Bu sefer, şu ana kadar yazdığım yazılardan daha farklı, daha duygusal bir yazıyla buradayım. Duyduğumda inanmak istemediğim, ısrarla reddettiğim, içimde derin bir üzüntü bırakan bir acıyla… İlk gördüğüm andan itibaren izlemekten büyük bir keyif aldığım, Anadolu Efes’te oynarken İstanbul’da izleme fırsatı bulamasam da Ankara’ya geldiği maçları heyecanla beklediğim, enerjisinin çok farklı olduğuna inandığım bir insanı kaybetmenin acısıyla… Ellerim bir türlü gitmese de, buraya şu an bunları değil farklı şeyler yazmayı çok istesem de, böyle bir kaybın arkasından, Tyler’ın geride bıraktığı güzellikleri, hatırlanmak istediğini düşündüğüm oyununu yazmayı kendime bir borç bildim ve başka bir şey yazmak istemedim bu kez. Hani derler ya güzel anlarımla hatırlayın diye, ben de onu hala arkasında bir sürü soru işareti bırakan, neden diye kendime defalarca sorduğum, bir türlü cevabını bulamadığım ansız ölümüyle değil, 2016’da kazandığı smaç yarışmasındaki olağanüstü smacıyla, çılgın atletizmiyle, arkasında bıraktığı oyunlarıyla ve en önemlisi gülümsemesiyle hatırlamak istiyorum.
Yıllarını Avrupa’nın en iyi kulüplerinde geçirmeden önce, iyi yerlere gelebilmek için gecesini gündüzüne katan, varını yoğunu ortaya koyan bir çocuktu Tyler. Lisesinin spor salonunda geceleri şut idmanlarına kalan bir çocuk. İlk başlarda kısa boyu ile pek gelecek vaat etmese de, lisenin ikinci yılında boyunun da uzamasıyla basketbol takımına girdi. O zamanlar, her basketbol oynayan gencin, özellikle de Amerika’da yaşayan bir gencin hayallerinde olduğu gibi NBA’de oynama fikri Tyler’ın da hayallerini süslüyordu. Koçu Escoto’ya NBA’de bir yerlere gelmek istediğini söyleyen Tyler, daha fazla antrenman için adeta koçuna yalvarıyordu. İstemenin, çok çalışmanın meyvesini alması çok da uzun sürmedi. Honeycutt, birden kendini Amerika’nın ilk 50 yeteneği arasında buldu. En önemli üniversiteler, onu takımlarına almak için bir savaşa başlamıştı. UCLA, Washington, Arizona gibi takımlar peşini bırakmıyordu genç oyuncunun. 2009 yılında UCLA’e gelen oyuncu, o zamanlar yenilenen kadrosuyla eski iddiasına sahip olmayan takımda sivrilerek birçok maçta ilk beşte oynadı. Önünü açan, en kritik maç ise 2010 yılında çıktığı Kansas maçı oldu. Bulduğu 33 sayı, bitime 5 saniye kala oyunu eşitleyen şutu, smaçları ve zirvedeki atletizmiyle , NBA scoutlarının radarına çoktan girmişti. 2011’de Sacramento Kings tarafından 35. Sıradan draft edildi. Hayallerine adım adım yürümüş bir çocuğun haklı gururu ve gülümsemesi vardı yüzünde. NBA kariyerine G-League’de başlayan oyuncu özellikle smaçlarıyla fazlasıyla dikkat çekiyordu. Fakat Sacramento Kings, NBA’de beklediği agresifliği bulamadı ve Tyler’ı Houston’a gönderdi. Rockets formasıyla maça çıkmayan oyuncu için maalesef NBA macerası 24 maçla sınırlı kaldı. 2015 yılında Tyler’a Khimki yolu göründü ve ilk senesinde Khimki ile EuroCup şampiyonu oldu. 2016-2017 sezonu için Anadolu Efes’e transfer olan oyuncu birçok kişinin aklında da 5 kişinin üstünden yaptığı smaçla kaldı. Andolu Efes’le Türkiye Kupası’nı da kazanan oyuncu için Türkiye macerası 1 seneyle kaldı ve 2017-2018 sezonunda eski takımı Khimki’ye geri döndü. Artık NBA’e geri dönebilme, fırsatları 20 yaşındaki heyecanlı bir genç olarak değil de, daha tecrübeli bir oyuncu olarak değerlendirme hayalleri kursa da maalesef yolun sonu burası oldu Tyler için. Arkadaşlarının aklında güleç, enerik halleriyle, herkesin vakit geçirmekten zevk aldığı birisi olarak kalırken, benim de her zaman gözümün önüne o kocaman gülümsemesi gelecek. HUZUR İÇİNDE UYU TYLER…
https://sports.yahoo.com/tyler-honeycutts-loved-ones-search-answers-may-never-find-ex-ucla-stars-shocking-death-150523356.html
https://www.eurohoops.net/tr/trademarks-tr/710966/bir-yildiz-bir-dusus-bir-bilmece-tyler-honeycutt/