Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana, devletimizin ve milletimizin en çok önem verdiği meselelerden birisi Kıbrıs. Akdeniz’in en büyük üçüncü adası olan Kıbrıs’ta, hala tam anlamıyla sorunlar çözülememiş olsa da bu yöndeki arayışlar devam ediyor. Bu arayışlar ve çalışmalar konusunda en büyük eleştiri ise geçmişte büyük mücadeleler ile kazanılan hakların kaybedilmemesi yönünde. Türk Mukavemet Teşkilatı da verilen bu mücadelenin en önemli simgelerinden birisi.
Ada 4 Haziran 1878’te İngilizlere kiralandı, 29 Ekim 1914’te ise İngilizler tarafından ilhak edildi. İngiliz yönetimi altında adanın iki büyük toplumu, Türkler ve Rumlar arasında gerilim hızla tırmanmaya başladı. Fikir babası Rigos Ferreros olan Megali İdea çerçevesinde Rumlar, Enosis isteğinden vazgeçmemekte kararlıydılar. Türkler ise Enosis’e bütünüyle karşıydılar.
Enosis yanlısı Rumlar, bu hayallerini gerçekleştirebilmek adına seferber oldular. İngiliz yönetiminden açıkça Enosis talebinde bulundular, kilisenin öncülüğünde siyasal örgütlenmeler kurdular ve gazeteler yayınlayarak ada halkına ulaşmaya çalıştılar. Türkler de buna karşılık benzer iş ve yayınlarla hem İngiliz yönetiminin baskılarına hem de Rumların faaliyetlerine karşı direnç gösterdiler. 1959 yılına gelindiğinde dönemin başpiskoposu II. Makarios öncülüğünde adada Enosis Plebisiti düzenlendi. Sadece Rumların katıldığı bu oylamada %96 oranında Enosis’e destek toplandı ama İngiliz yönetimi bu plebisiti kabul etmedi. Böylece bu girişim başarısız oldu. Bu tarihten sonra Makarios liderliğindeki Enosis yanlıları çözümü silahta arayacaktı. 7 Mart 1953’te İhtilal Konseyi kuruldu, EOKA’nın temeli atıldı. 1954 yılı başlarında adaya silah sevkiyatı başladı ve Kasım ayında da örgüte liderlik edecek olan Grivas adaya çıktı. Artık adada silahlar ve bombalar konuşacaktı. EOKA namlusunu hem İngiliz yönetimine hem Türk halkına çevirmişti.
Türk halkı başlangıçta olaylara tepkisini protesto mitingleriyle dile getirdi, Türkiye adadaki Türklerin yanında olduğunu dile getirmeye başladı. Buna rağmen EOKA saldırılarını hızla arttırdı. Adadaki Türkler de bunun üzerine örgütlenmeye başladılar. Volkan, 9 Eylül gibi örgütler kuruldu lakin bu örgütler arasında iletişim kopukluğu ve dağınıklık olduğu pek fazla yarar sağlamadı. Adadaki bu güçleri birleştirmek fikriyle Burhan Nalbantoğlu, Kemal Tanrısevdi ve Rauf Denktaş bir araya geldi. Adadaki Türk güçleri birleştirecek bir teşkilat konusunda anlaşan bu üç isim, isim babası Kemal Tanrısevdi olan Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurucusu oldular. TMT’nin bir saldırı değil savunma hareketi olduğunu belirtmek için, mukavemet kelimesini düşünmüştü Kemal Tanrısevdi. Teşkilatın ilk yıllarında Dr. Fazıl Küçük’e, bu işe onay vermeyeceği düşünülerek haber verilmedi. Dr. Fazıl Küçük’ün TMT’den 26 Kasım 1957 günü evlere dağtılan ilk bildiriden sonra haberi oldu. TMT hakkında başta endişeleri olan Fazıl Küçük’ü Rauf Denktaş, TMT’nin amaçlarını ve iyi niyetlerini anlatarak sakinleştirdi. Ama TMT’nin kurucuları veya nasıl bir örgütlenmeye gidileceği konusunda bir bilgi vermedi. İlerleyen zamanlarda TMT konusunda Fazıl Küçük de bilgilendirildi ve TMT için çalışmalara başladı.
TMT başlarda Gandhi gibi bir psikolojik savaş niyetindeydi ama artan EOKA saldırılarıyla Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi için silahlanma kararı alındı. Rauf Denktaş halktan bu iş için para toplanması ve silah alınmasına karşı çıkıp, silah ve para konularının Türkiye tarafından çözüme kavuşturulması fikrine sahipti. Bunun için Ocak 1958’te Rauf Denktaş, Fatin Rüştü Zorlu’ya TMT’den bahsetti ve eksiklerini anlattı. Türkiye’nin sevk ve idaresini istedi. Zorlu, Denktaş’a silah gönderildiği takdirde alıp alamayacaklarını sordu ve alabiliriz cevabını aldı. Kıbrıs görevi Seferberlik Tetkik Kurulu’na verilmişti. Yarbay Rıza Vuruşkan TMT’nin ilk lideri, Binbaşı İsmail Tansu ise genel koordinatör oldu. Bununla birlikte birçok subay da değişik görevlerle TMT’de görevlendirildiler. Yine de bu gizli bir operasyondu. Askerler Kıbrıs’a üniformalarını çıkarıp değişik görevler alarak (bankacı, öğretmen, memur vb.) gittiler. Türkiye’den gelen görevlilerle birlikte teşkilatlanma çalışmaları da hız kazandı. Öncelikle TMT’de gönüllülük ve gizlilik esastı. Eğer bir kişi teşkilata katılma teklifine olumsuz cevap verirse, ‘ne sen bizim teklifimizi aldın, ne de biz senin cevabını aldık’ denilerek sessiz kalması istenirdi. Teşkilata gönüllü olarak katılmak isteyen herkesin isteği de kabul edilmiyordu. Teşkilata girmek isteyen birinin her şeyden önce güvenilir biri olması lazımdı. Eğer bir kişinin teşkilata girişi kabul edilmişse Türk Bayrağı, Kur’an ve silah üzerine sağ elini basarak TMT yeminini ederdi.
TMT beş kişilik hücrelerden oluşuyordu. Bu 5 kişilik mangaların TMT’deki adı ‘oğul’, bölüğün adı ‘petek’, taburun adı ise ‘kovandı’. Rütbelerin de adı normalden farklıydı. Düz mukavemetçi er ‘arı’, oğul lideri ‘oğul beyi’, petek lideri ‘petek beyi’ ismini alıyordu. Şehirlere sancak denip liderlerine ‘serdar’ deniliyordu. TMT liderleri ise rütbe olarak ‘Bayraktar’ ve kod adı olarak ‘Bozkurt’u kullanıyordu. Bir hücre üyesi yalnzca kendi hücre üyelerini tanır, başka hücrelerden haberi olmazdı. Diğer hücrelerle iletişimi hücre lideri sağlardı. TMT liderini de birkaç üst düzey yönetici dışında bilen olmazdı. TMT bu teşkilatlanmayla beş yıl boyunca yeraltı faaliyetlerini gizli bir biçimde sürdürdü. Türk Mücahitlere silah kullanmayı, askeri nizamı öğretti ve Enosis yanlıları hakkında istihbarat topladı. EOKA saldırılarına karşı Türk köylerini büyük bir gayretle savunmaya çalıştı.
TMT, Kıbrıs Barış Harekatı neticelenene kadar aktif oldu. Her Türk köyünde varlık gösteren TMT, disiplinli ve güçlü bir örgüt olarak adadaki Türk varlığının günümüze kadar korunmasında en büyük rollerden birine sahip. TMT adada sadece savaşmadı, adanın geleceğini de düşünerek eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulundu, çatışmaların arttığı dönemlerde çocukları okulsuz bırakmadı ve Barış Harekatı’nda Türk Ordusu’nun en büyük yardımcısı oldu. Kısaca TMT, örnek alınarak kurulduğu Kuva-yi Milliye’nin ruhunu en güzel şekilde Kıbrıs’ta yaşattı.
Kaynakça
- Ülger, İrfan Kaya ve Efegil, Ertan, “1974’ten 2001’e Kıbrıs Sorunu”
- Bozkurt, İsmail, “Kıbrıs’ın Tarihine Kısa Bir Bakış”
- Cumalıoğlu Yakan, “Kıbrıs Türklerinin Bağımsızlık ve Özgürlük Mücadelesi”
- Akkurt, Aydın, “Türk Mukavemet Teşkilatı 1957-1958 Mücadelesi”
- Keser, Ulvi, “Kıbrıs’ta Yeraltı Faaliyetleri ve Türk Mukavemet Teşkilatı”