Nation of Islam 1960’lı yıllarda Amerika’da siyahi haklarını korumak için kurulan ve bu yönde çalışmalar yapan birçok örgütten biridir. Martin Luther King Jr. ile aynı zamanda ve benzer amaçlarla yola çıkmasına rağmen, King bugün birçok çevre tarafından bir kahraman olarak kabul edilirken Nation of Islam militanlığın karanlık taraflarını yansıtan bir örgüt olarak görülmektedir. Bu değerlendirmeleri yapan kişiler aslında haksız değiller, çünkü Nation of Islam içerisinde şiddet, seksizm ve dahi ırkçılık barındıran bir örgüttür; ancak bu örgütü sadece bu yönüyle değerlendirip siyahi kimliğinde yaptığı değişiklikleri göz ardı etmek hatalıdır.
Nation of Islam, Wallace Fard Muhammad tarafından 4 Temmuz 1930’da Michigan’da kurulmuştur. Kurucusu neredeyse yoktan var olmuştur, çünkü bugün dahi kendisinin nereli olduğu, her ne kadar bazı kişiler tarafından Arap kökenli olduğu savunulsa da, bilinmemektedir. Hatta yerel bir gazete Fard’ın Türk kökenli bir Nazi ajanı olduğunu ve de 2. Dünya Savaşı’nda Hitler’e hizmet ettiğini dahi iddia etmiştir. İlk başlarda Detroit’in varoş mahallelerinde ipekten yapılmış ve Afrika’ya özgü entariler satmış, müşterilerine bu kıyafetlerin onların da atası olan kişiler tarafından giyilen kıyafetler olduğunu, yedikleri yemeklerin aslında onlar için bir zehir olduğunu ve Afrika’da yaşayan soydaşların bu zehirler yerine kendi kültürlerine özgü yemekler yediklerini, bu sebepten ötürü de devrin en sağlıklı kişileri olduğunu anlatarak insanlarda merak uyandırmıştır. İnsanlarda uyandırdığı bu merakı ise İslam’ı anlatmak için kullanmıştır. Yaptığı toplantılarda ilk başta hiç kimsede başka bir kutsal kitap olmadığı için İncil’i bir eğitim aracı olarak kullansa da kısa süre içerisinde İncil’in öğretilerine agresif bir şekilde saldırmış ve bu taktiği başarıya ulaşarak, ona birçok kişinin inanmasını sağlamıştır.
Muhammad etrafına kısa sürede birçok kişi topladığından dolayı öncelikle tek tek müritlerin evlerini ziyaret etmeyi bırakarak ilk mescidi açtı, Büyük Buhran’dan sonra ise müritlerinin sayısı fazlaca arttığından dolayı yeni katılmak isteyenler araştırılarak örgüte kabul ediliyordu. Wallace Fard’ın kurduğu örgüt 3 yıl içerisinde o kadar çok gelişmişti ki, kendisine bağlı İslam Üniversitesi‘ni açmıştı, her ne kadar esasında ilk ve ortaokul seviyesinde bir eğitim verse de… Artık bu noktadan sonra Fard’ın bu hareketi bırakmasının da devamlılık açısından bir sorun teşkil etmeyeceği ortadaydı ki, Muhammad geldiği kadar garip bir şekilde ortadan kaybolunca organizasyon açısından herhangi bir sıkıntı yaşanmadı. Wallace Fard Muhammad’ın yerine Elijah Muhammad, Nation of Islam’ın başkanı seçildi.
Nation of Islam örgütünün felsefi ve inanç temelini Wallace Fard Muhammad atmış olmasına karşın, bu fikri yayan kişi olma özelliğini taşıdığı için Nation of Islam’ın öne çıkan lideri Elijah Muhammad olmuştur. Elijah Muhammad, Amerika’daki siyahilerin beyazlar tarafından özleri olan Afrika kültüründen zorla koparıldıklarını ve esas inançları olan İslam’dan uzaklaştırıldıklarını savunmaktadır. Bunun yanı sıra ilk insanın siyahi olduğunu ve diğer insanların da bu kökten geldiklerini ileri sürmüştür. Bu noktada ilk beyaz insanların Yakup isimli bir bilim adamı tarafından kötü amaçları gerçekleştirmek üzere yaratıldıkları, Hz. Muhammed’in bu beyaz mağara adamlarına ulaşmak için gönderildiği ancak bu görevinde kalıcı başarıya ulaşamadığı için beyazların siyahileri köleleştirdiği gibi mantık dışı söylemlerde de bulunmuştur.
Bir diğer değinmek isteğim nokta ise Elijah Muhammad’ın ve genel olarak Nation of Islam hareketinin tabanının diğer Müslüman göçmenlere karşı bakış açısıdır. Elijah Muhammad zamanında bu iki kesimin birbirlerine sıcak bakmadığı kabul edilmektedir. Bunun sebebi ise diğer Müslümanların, Muhammad’ın müritlerini şirk koşan kişiler olarak düşünmeleridir. Bunun sebebi ise insanların Elijah Muhammad’ı Allah’ın elçisi olarak kabul etmeleridir, bu görüş ise elbette ki diğer Müslüman kimselerin şirk koşmak olarak tanımladığı bir görüştür. Bir diğer sebep ise siyahi Müslümanların kendi isimlerini bırakıp Arapça isimlerine yönelmelerine karşın göçmenlerin kendi isimlerini bırakıp Amerikan isimlerini tercih etmesidir, mesela Muhammed yerine Moe olarak tanınmayı istemesidir. En nihayetinde ise siyahiler genel olarak fakir kesimden oluşmaktayken, göçmenlerin orta gelirli vatandaşlardan oluşmasıdır.
İki grup arasındaki teolojik farkların çoğu, Elijah Muhammad’ın oğlu Wallace D. Muhammad’ın başa geçmesinin ardından ve Nation of Islam’ın geleneksel İslam’a yaklaştırılması ile son bulmuş olsa da, bu iki benzer inançtaki grubun birleşmesi 11 Eylül saldırılarının sonrasında gerçekleşmiştir. Bunun ardındaki sebeplerden birisi 11 Eylül saldırılarının sonrasında iki grubun da ön yargılarla yüzleşmiş olmasının yanı sıra iki grubun birbirlerine ihtiyaç duymuş olmasıdır. Bu ihtiyaç göçmenler açısından kitle desteği, siyahiler açısından ise parasal destek olarak ortaya çıkmıştır. Bu birliktelik ise imamlar seviyesinde Dr. Faroque Khan ile Al-Hajj Talib arasında gerçekleşen buluşma ile en net şekilde ortaya konulmuştur.
[box_light]Kaynakça[/box_light]
Andrea Elliott, Between Black and Immigrant Muslims, an Uneasy Alliance
C. Eric Lincoln, The Black Muslims in America
Edward E. Curtis IV, African-American Islamization Reconsidered: Black History Narratives and Muslim Identity
Peniel E. Joseph, The Black Power Movement, Democracy, and America in the King Years