Hani arkadaşlarınızla toplanırsınız ve birkaç biranın da etkisiyle cevabı olmayan soruları tartışmaya başlarsınız. Konu metafizikten zaman yolculuğuna uzanır gider. Herkes az çok bildiği şeyleri ortaya döker ve sonu gelmeyen derin sohbetlere girersiniz. İşte Drunken Philosophy Podcast’i de tam olarak öyle bir şey. Dinlerken asla yormayan ve arayıp sohbete katılma isteği uyandıran cinsten. Hem başka işlerle uğraşırken arkadan fon olarak açmalık hem de bomboşken keyiflenmek için dinlemelik.
Connor ve Dan adlı iki sarhoş filozof bu podcastin yaratıcıları. Onlar da aynı bahsettiğim gibi birkaç bir şey içip önceden hazırladıkları genelde felsefi bir konu hakkında konuşuyorlar. Her şeyin de bir felsefesi olduğundan ötürü konu seçimi çok çeşitli. Olması gerektiği gibi… Dinleyici hiçbir şey bilmediği konular hakkında bir fikre sahip olabiliyor ama bu program saf bir bilgi kaynağı değil tabi ki. Felsefeyle ilgili bir şeyler öğreneyim diyenler için olduğunu düşünmüyorum ama hiçbir şey de öğretmiyor diyemem. Connor ve Dan’in olaylara farklı baktığı konularda diyalektik açıdan güzel sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Herkes açısından olayı değerlendiriyorlar çoğunu alaya alıyorlar. Ortaya eğlenceli bir yapım çıkıyor. Ayrıca popüler kültürle de sohbetlerini süslüyorlar. Konularıyla ilgili popüler yayınlardan bahsediyorlar bu sayede onlara da bu kanaldan ulaşabiliyorsunuz.
Şu an 281 tane yayınları var yaklaşık dört yıldır bu işin içindeler. Yayınlar yaklaşık kırk dakika sürüyor. Bu hesaptan 187 saatten fazla dinleyebileceğiniz yaratıcı, komik, sarhoş ve salaş bir felsefe muhabbeti sizi bekliyor. Devamını da düzenli bir şekilde yüklüyorlar. Bir de bunları dinlemeden önce arka planda yapılan araştırmalar da var tabi. Siz de benim gibiyseniz ve bu Podcast’le kafa dağıtırken aynı zamanda genel kültürünüzü de genişletmek isterseniz dinlemeden önce konuyu araştırmak istersiniz. Zaten Wikipedia batağına da düşüldü mü oradan çıkış pek olmuyor. “Ters nedensellik” neymiş diye bakarken her an kendinizi ikinci dünya savaşının sayfasında bulabiliyorsunuz. Ki bu tam da istediğiniz şey olduğundan olabildiğince tatmin oluyorsunuz. Zaten Connor ve Dan’in yayınları da aynı bu mantalitede gelişiyor: Almaya geldiğiniz şey alıp gittiğinizden farklı olsa da o an ihtiyacınız olan tam da budur.
Drunken Philosophy’ye Spotify’dan rahatça ulaşabilirsiniz. Her yayının aynı kaliteye sahip olduğunu söyleyemem, bazılarında diğerlerinden daha vurdumduymaz oldukları çok açık. O yüzden en iyi bölümlerin listelendiği internet sitelerine bakmanızı öneririm. Zevkler ve renkler farklı desek de artık o kadar da farklı değil. İletişim çağı sağ olsun herkesin bilinçaltına benzer şeyler yüklemek mümkün. Eğer felsefeden hoşlanıyorsanız bu listelerin de sizin ilgi alanınıza yakın şeyler barındırması muhtemel. Kısacası, 281 yayından hangi birini izlesem diye düşünmenize gerek yok. Boş zamanınız varsa, ki olmalı, Podcast’ler arasında en çok önerdiklerimden biridir, Drunken Philosophy. Keyifli dinlemeler…
Görsel Kaynaklar
https://podcasts.apple.com/us/podcast/drunken-philosophy/id862608815