YazarKübra Özvural

Kötülüğün Psikolojisi: “Mindhunter”

Sonra herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım Sonya. Bir de, bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini… Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, Suç ve Ceza Suç ve cezanın ilişkisini, Hammurabi kanunlarından çok önce, hatta eski ahitten evvel de biliyorduk. Belki uygun terminolojimiz, gerekli matematiğimiz ve bilimsel perspektifimiz yoktu;
Devamı

Stolk

Komedi ya da eğlence insanı kurtarmaz, ancak hayatta kalmasına yardım eder. Böyle düşünen bir grup insan bir araya geliyor ve son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan bir internet işi ortaya çıkıyor: ‘Stolk!’ Eleştirinin, yorum yapmanın sosyal medyadaki veya sokaktaki karşılığının bağırmak, kavga etmek, kendin gibi olmayan her şeyi ötelemek anlamlarına gelmeye başladığı bir sürecin içindeyiz. Pek
Devamı

İzlandalı Bir Dizi: “Trapped”

Yazın şu sıcak günlerinde, bunalan zihinlerin sosyal medyada kış fotoğrafları paylaşıp serinlemeye çalışmaları maalesef çoğu zaman bir klima etkisi yaratmıyor. Bu yüzden, kar ve soğuk imgesi dışında, gerçek manada içinizi ürpertecek suçları ve olay zinciriyle size yeni bir kuzey dizisini tanıtmaya karar verdim. Bir önceki yazım Norveçli bir dizi olan ‘SKAM’ üzerineydi. Klasik ergenlik dönemi
Devamı

Norveçli Bir Dizi: “SKAM”

Bulunduğumuz coğrafyanın dünyayı algılama biçimimiz üzerine etkisi vardır; ancak bu konuda her şey sandığımız gibi olmayabilir. Türkiye’ninki gibi koordinatlara sahip bir bölgede doğmuş ve büyümüş olmak ister istemez kan ve savaş haberleriyle de iç içe olmayı gerektiriyor. Birçok farklı parametrenin her biri yönünden çok fazla çeşitlilik barındıran bir ülke olarak orta doğunun kederini paylaşıyoruz. Bu
Devamı

Kırmızı Kaplumbağa

Biz kimiz? Tek bildiğimiz şu an burada olduğumuz, tıpkı diğer yedi buçuk milyar gibi. Ama hâlâ kim olduğumuzu bilmiyoruz. Sorunun muhatabı biz olduğumuz için mi acaba? Belki de kim olduğumuzu bizden çok önce de orada olan birilerine sormak gerekiyordu. Ağaçlara sormalıydık mesela. Orman olmayı başarabilen varlıkların bize söyleyecek birkaç lafı da olurdu herhalde. Gökyüzüne de
Devamı

Bilkent’te Şiir Akşamları

Uzun süre koşunca unutulur boşluklar Bir an bile durunca hatırlanır yokluklar   Bir durup dinlenme zamanı bu yaz Oturup düşünme anları bu sabah … Bir düşün kendinle nerede en son Yürüdün içinde huzurun şehrinde   Jehan Barbur’un da dediği gibi uzun süre koşmaktan, binbir çeşit meşgalenin peşinde koşuşturmaktan; bazen hayatın kendisini ve hatta kimi zaman
Devamı

Şair Körlüğü

Irmak bitti devrildi dağ büyüdüm. -Birhan Keskin Kainatın varını yoğunu ortaya koyarak şiire hizmet ettiği zamanlar olmuştur; nitekim bizim naçizane yüzyılımızın bu zamanlardan biri olduğunu düşünmüyorum. Bakınız şiir demek değildir ki; salt şair, ve dahi onun dünyası. Şiir, biraz sen demektir, biraz ben; şiir, biraz bencilce acıyı öğütmek ve yine bu bencillik sayesinde bir’i hepte
Devamı

Röportaj: Evrencan Gündüz

Müziğin ritminde bir sır saklıdır. Eğer onu ifşa etseydim, dünya alt üst olurdu. -Şems-i Tebrizi Müziğin, hepimizi kuşatan ve biyolojik terimlerle açıklanamayacak bir biçimde yaşam barındıran bir gerçek olduğu hepimizce aşikârdır. Üstelik bunu reddemeyecek olmanın en güzel yanı, insanın hâlâ etkileşime açık olan bir bütünün parçası olduğunu görebilmek olsa gerek. Bunun farkına varmış ve bu
Devamı

Bir Talihsizlik Serisi: “A Series of Unfortunate Events”

-Her şey daha ne kadar kötü olabilirdi? -Her şey çok ama çok daha kötü olabilirdi. Cefakar Cin Ali, vefakar Jules Verne bir yana, okumaya başlayan çoğu çocuğun daha karmaşık yapıtlara veya fantastik alemlerin dünyasına dalmadan önce, distopyalar ve teorilerden evvela geçtikleri bazı kitaplar vardır. Hatta, şayet izin verirseniz bu kitaplar sizi büyütebilir de. Bunların içinden
Devamı

Kısa Kısa İzlemelik Çerezlikler

Kışın uzun gecelerinin çalışmak için olduğunu söylerdi bir hocam. Düşününce sürekli bir tatile, molaya vb. ulaşma hülyası içinde çalışarak çalışarak çalışarak geçirdiğimiz kış geceleri bunu destekliyor gibi. Ama hep sonralara bırakılan yaşama ümidi, şu anı yaşadığımız gerçeğini değiştirmiyor. Önceliklerimiz, hedeflerimiz, planlarımız derken istediğimiz şeylere ulaşmak isteyen insanlardan çok, istediği şeye ulaşmaya programlanmış siborglara dönüşüyoruz. Neden
Devamı

Ankara’da Bir Nordik: “Moddi”

“Kimsenin öldüğü yok, yaşadığı da Herkes biraz var o kadar…” -Edip Cansever Yaşamanın tuhaf bir şey olduğu konusunda her gün biraz daha fikir birliğine varıyoruz sanırım. Yukarıdaki mısraların umut mu yoksa umutsuzluk mu belli olmayan hissine doğru evriliyoruz, adım adım. Belki ikisine de… Tanık olduğumuz birkaç on yılın bizi, bir şeylerin özünü anlamaya muktedir kılabileceğini
Devamı

Raflardakiler – I: Alternatif Müzik

Gün geçmiyor ki dünyamız yeni bir “yok artık”a daha ev sahipliği yapmasın. Kendimizi çıkmaz sokakta yakalayıp kafamıza kurşun sıkıyoruz adeta. Sonra da yerde kanlar içinde yığılı duran cesedimizi ne yapacağımızın derdi sarıyor dört bir yanımızı… İyiler ve kötülerin dünyası değil burası…Bizim dünyamız. Aidiyetlik mahiyetinde değil pek tabii. Olan biten biziz, diyorum. Yardımseverlik abidesi olan da,
Devamı

Kitaplar ve Sigaralar

İşin mutfağına girmek diye bir tabir vardır. Bir şeyin püf noktalarını, onu farklı kılan nüanslarını görebilme yetisi kazanılan yerdir aslında mutfak; bir şeyin doğduğu ve geliştiği o yerde bulunursanız, onun hakkında malayani konuşmalar yapan insan yığınları arasında, gerçek birkaç şey söyleyebilme şansına kavuşursunuz. Eh pek tabii bunun için, biraz da gözlemci bir tabiata sahip olmanız
Devamı

Deliler Gemisi’nde Bir Kadın

“Dünya aldatılmak istiyor.” -Sebastian Brant, Das Narrenschiff (Deliler Gemisi) Tayfası da yolcusu da delilerden, meczuplardan ibaret olan bir gemi tasvir eder Sebastian Brant Rönesans zamanlarında. Halk arasında Nuh’un gemisi kadar popüler olamamış olsa da aslında oldukça ilgi çekici bir analojidir. Bir kere düşününce sürü içindeki zayıfları(!) tespit edip bir yerde toplayarak geri kalanını kurtarmak oldukça
Devamı

Röportaj: ‘Dilan Bozyel’

İnsanlar şu garip dünyadan sadece gelip geçmemeli, zaten her şey öyle ya da böyle gelip geçiyor; o zaman bırakalım da içimizde başlasın değişim. İşte bu değişimde bir şekilde payı olduğunu düşündüğüm şahane bir kadın geliyor karşınıza; fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel. Fotoğrafçılığa ilgili olsanız da olmasanız da bu röportajı keyifle okuyacağınızı ve kendinizden bir şeyler bulacağınızı
Devamı

Gitarını Sola Çek!

İnsanın çevresini gözlemlemesi kimi zaman karakteristik bir özellik gibi sunulsa da bizlere, az çok hepimiz bu piyasanın içindeyiz. Böyle bir özelliğiniz olduğunu düşünseniz de düşünmeseniz de, “Bedenim burada; ama ruhum sizinle takılmıyor homo sapienlar!” deseniz de demeseniz de, kendimizi bir şekilde seyirlik bir oyunu izlerken buluyoruz kimi zaman. Yaşar Kemal’in bu konu hakkında oldukça isabetli
Devamı

Babaya Mektup: Brief an der Vater

“Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler” Ece AYHAN Dünya üzerinde, derinlemesine incelenmeye yeltenilmesi dahi sansasyonel tartışmalara yol açan belli başlı birkaç konudan biri, sanıyorum ki ebeveyn kavramı ve akabinde ebeveyn-çocuk alakası olmalıdır. Birçok kültürde yerleşmiş olan büyüğe saygı kavramı ve insan psikolojisinde mevcut olan kendisine gösterilen ilgiye duyulan istemsiz minnet duygusu, bu konunun tabulaşmasına ve
Devamı

Röportaj: ‘Nilipek’

Ey ölümden ve hayattan olma çocuklar, diyerek Birhan Keskin’i de anmış olalım, böyle selamlayalım herkesi. Varlığı yokluğu meçhulleşmiş baharın ilk günlerinde tıngır mıngır ilerlerken yeni bir röportajla huzurlarınızdayız. Karşınızda Nilipek! Arka fonda hızlanan trampetler hayal ettirmeye çalışmam bir yana, aslında sakin bir müziğin sahibesiyle söyleştik efendim. Huzursuzluktan huzur doğar mı dersiniz? Ya da, işler hiçbir
Devamı

Bu Lûgat Bir Başka Lûgat

Evrenin algoritmasını birtakım disiplinler kullanarak çözümlüyoruz. Hazıra konduğumuz bu kozmosta; onu, içindekileri ve mekanizmasını anlayabilmek için matematiği, fiziği, kimyayı ve bilumum alanları inşa ediyoruz. Sonra bu zeminler üzerine mühendislik bilgisini ekliyor ve evreni, işleyişini anlamlandırabileceğimiz bir soyut şehir hologramına dönüştürüyoruz. Bu sayede her şeyin bilgisine ulaşıyoruz. Doğru bilgi veya yanlış bilgi… O kısım hiçbir zaman
Devamı

İçinden Ömür Geçen Kadın

Bir düşüncenin beynimizde oluşmasından daha ilgi çekici olan bir şey varsa şayet; muhtemelen bu, beynimizin o düşünceye bağlı olarak yeni bir düşünce oluşturmasıdır. Düşüncelere daldığınız bir anı getirin zihninize, nereden başladığınızı ve nerelere geldiğinizi fark ettiğiniz an yaşadığınız şaşkınlığı hatırlayın. Beynimizin ördüğü hırkalar hiçbir zaman bir ters bir düz olmaz. Hayat da beynimiz gibi işler;
Devamı

Sincaplara Fısıldayan Adam

Kışın ayazıyla her epitel hücremizi kesip içimize dek işlediği günlerde, Ankara’da olmak bana İskandinav ormanlarını hatırlatıyor. O enfes ormanlar yerine, AVMler ve bilumum devlet binaları arasında yaşarken bu hisse nasıl kapıldığımı anlayamayabilirsiniz. Ziyanı yok, zaten benzerlik sadece soğuktan ibaret. Halbuki gönül isterdi ki bu soğuğun karşılığında, burada da güzel bir tabiat karşılasaydı bizleri. Pek tabii
Devamı

Bizi Bu Kırık Havalar Mahvetti…

Ne vakit, kimden duyduğumu hatırlamadığım bir söz duymuştum evvelce; “Albümler…” diyordu; “Albümler, kitaplar gibidir. Başından, ortasından ya da sonundan bir parça almakla olmaz. Her bir şarkıya ayrı ayrı ihtimam göstermekle beraber bütününü okumak gerekir.” Bir albüm doğarken bu bütünlüğüyle var olur. İçindeki her bir şarkı bir diğerini başka bir şekilde tamamlar ve asıl hikayenin oluşmasına
Devamı

Mantıksız Adam ve Daha Az Mantıksız Diğer Adam(lar)

Bu yazıya başlarken hafiften bir tereddüt duyduğumu ardından bunu aşıp yazmaya başladığımı itiraf  etmeliyim; çünkü pek haddim olmayarak bir sinema filmi hakkında birkaç kelam etmek istiyorum. Lakin yanlış anlaşılmasın bu beklenilen ve alışılagelenin aksine, iyi bir gözlem, geniş bir bilgi birikimi ve kapsamlı bir eleştiriden meydana gelen bir film yazısı olmayacak. Bunu yapabilen güzel arkadaşlarım
Devamı

Abdâl’a Sorun Bizi!

Kayıtları cübbeleri evleri tekkeleri yoktu. Ama hayat, bilgelik, saz ve söz onlara ‘malum oldu’ “Nerede o eskiler?” feryadı başlığı altında, insanoğlunun sürekli geçmişe hasret duymasından bahsederken unutmamamız gereken bir şey vardır ki, o da meselenin tam olarak zamanla bir ilişkisinin olmamasıdır. Bundan bir elli yıl önceki sosyal yaşam, bazı yönleriyle, size şu an içinde bulunduğunuzdan çok
Devamı

Hazan: “Sarı Şarkıların Anası”

Küresel ısınma alıp başını gitse de, buzullar gün be gün erise de, mevsimler şaşkınlıkla birbirlerinin yerlerini alıp dursalar da bizim için sonbahar Eylül’de başlar! (Güney yarım kürede yaşayanlar bu konuda kusura bakmasınlar; ama bu böyledir yapacak bir şey yok, sayıca fazla olan biziz.) Bitiş zamanı için net bir şey söyleyemeyiz; çünkü herkesin sonbaharı farklı uzunluktadır. Bazıları ekimde
Devamı

Askıda Paylaşmak Var!

Farklı gelir seviyelerindeki birçok mesleğe ve bu alanlarda çalışanlara rağmen, öğrencilik mesleğinin en zoru olduğunu söyleyebiliriz. Belli bir yaşa geldim ve ayrı bir birey oldum afilli tavırlarının yanı sıra, aslına bakarsanız birçok öğrenicinin cebi cepkeni deliktir. Öğrenciliğin asıl zorlu dönemleri de bu açıdan üniversite yıllarıdır denebilir. Bayramda harçlık almak için fazla büyük, anne-baba fonundan feragat
Devamı

Ağaç Yaşken Okur!

Kitaplarla arası iyi olanların kendilerine özgü başlama hikayeleri vardır. Birinci sınıfa başladıktan birkaç ay sonra yazılı metinleri algılayabilmek okuyabilmenin gerçek başlangıcı değildir çünkü. O kısım seven sevmeyen herkese eğitim sistemi sürecinde zorunlu olarak edindirilen bir kabiliyettir. Sonrasında, öleceğiniz ana dek herhangi bir anda, herhangi bir yerde kitaplarla aynı yastığa baş koymaya karar verebilirsiniz. Kimimiz de
Devamı

Başka Bir Konser Mümkün

Bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız üç şeyi merak etmiyorum; çünkü bir adaya düşmedik. Global ve minimal dilemma çağının eşiğinde, belki bir adım ilerisinde bir dünyaya düştük yalnızca. Burada size seçenek sunmadan müziğin en temel üç yol arkadaşınızdan biri olduğunu söyleyebilirim. Hoş, diğer ikisi gönlünüze kalmış olsa da, müzik için nasıl böyle üç atıp beş tutabiliyorum? Mevzu fazla aşina
Devamı

Yetişkinlerin ‘Esrarengiz’ Yeni Tutkusu

Popülerleşen meselelerin hızlı tüketilip tez vakitte bitirilme kaderleri hepimizin malumudur. Böyle bir furyaya kapılmış gibi gözükse de durumu tersine çevirme ihtimali de olan bir şey var şu sıralar dünyanın dört bucağında. Genel kategorisine ‘Yetişkinler İçin Boyama Kitabı’ diyebileceğimiz yeni nesil desen kitapları. Yurt dışında çok satanların yarısını bu tür kitapların kapladığı haberlerini duysak da Türkiye’de,
Devamı

Röportaj: ‘Manuş Baba’

Güzelinden bir bahar gününde, sizleri bahar kadar güzel yürekli bir adamla tanıştırmak istiyorum. Yaşadığı toprağın, soluduğu havanın, üç günlük ömürde sevmenin sevilmenin kıymetini bilmiş; yoldan, yolculuktan, giden ve kalanlardan haberdar bir müzik adamı Manuş Baba. Belki daha önce bir Nazan Öncel coverında, veyahut Ahmet Arif şiirinde denk gelmişsinizdir. Yolunuz henüz kesişmemişse de, aşağıdaki memleket kadar
Devamı

‘Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş’ (-muş)

“İnsanın hem ölümünü nesnellikle yaşayıp hem de ıslık çalması mümkün değildir.” -Woody Allen Ölüm hakkında yazılan yazılar bana hep, dünyanın en afili ironilerinden biri gibi gelmiştir. Yaşayan birinin ölüm hakkında bir şeyler yazması, Peter Pan’ın kendi tonton, beli bükük, bastonlu  ihtiyarlık zamanlarını yazmasından daha olağanüstü değildir. Ama; “İnsan sadece deneyimlediği bilgiyi yazar.” diye bir kaide
Devamı

Işık Doğudan Yükselir: ‘Light in Babylon’

Orta Doğu’yu nasıl bilirsiniz? Akan kan durmaz, dökülen yaş bitmez asırlardır. Devrilen her bir sene, Orta Doğu tarihine gamlı yükünü bırakır ve kanıksadığımız duyarsızlığımızla takip ederiz olup biteni, belki arada gerçekten üzülebiliyoruzdur da. Bu toprakların en ilginç yanı da, zift gibi gecenin içinde bile hala bir ışık yakabilmeleridir. Dehşetin en koyu karanlık anında dahi, bu
Devamı

Maksat Ne Olsun?

Bu yazı tüm gariplere gelsin. Bu yazıyı nicedir yazmak istediysem de mümkün olmamıştı. Kelimelerle aramı düzelten acı eşiğime gelememiştim henüz. Derken baktım bu iş böyle olmuyor, açtım biraz haber (!) izledim, meyve yedim (Türkiye’de yaşayan insanların akıl sağlığını korumaları pek mümkün olmadığı için, aman bari vücut direncimize bi şey olmasın diyerek), OT’un son sayısını okudum
Devamı

Babil Kitaplığı’nda Gezerken

İnsan doğası gereği, hep bir şeylere kayar durur. Objektiflik, fikir ve uygulama döngüsü sırasında, sık sık hata verir bu sebepten. Okuduğumuz kitaplar için de; az çok böyledir. Kitabın kıymetini anlamış olanlar çok ayrım yapmak istemezler aslında, malum kitap ayrıştırıcı değil; birleştirici bir unsurdur şu farklılıklar aleminde. Buna rağmen; ne kadar dillendirmek istemese de herkesin gönlünde ayırdığı
Devamı

Şarkılarında Saklı Ozanlar

Şarkılarını şiir tadında dilimize dolayan insanlar vardır ya hani; ‘’Ne şarkı yazmış yahu!’’ deriz. Hepimizin hayatlarının bir ucundan dokunur sözleri. Size, böyle yudum yudum içtiğimiz şarkıların sahiplerinin aynı zamanda muhteşem ozanlar olduğunu söylesem? Muhtemelen çifte kavrulmuş bir memnuniyet yaşar ve şarkılarının sizi neden bu kadar etkilediği sorusunu bir parça aydınlatmış olurdunuz. Çoğunlukla sadece şarkıcı-söz yazarı
Devamı

Diğerleri: ‘7billionothers’

Her an nice nefes katılıyor aramıza ve niceleri ayrılıyor bizden. Bu oyunun bir parçasıyken kuralları öğrenmek istiyoruz; ama bunu ancak diğer oyunculara sorarak yapabiliriz. Anlayacağınız, bir nevi ‘sayko oyunu’ bu. Oysa ki bir insan, kaç kişiyle tanışabilir ömrü boyunca? Bin, on bin, yüz bin, trilyon? Kaç soru sorabilirsiniz en fazla? Sonuç olarak; buralardan göçüp gitmeden
Devamı

Röportaj: ‘Yok Öyle Kararlı Şeyler’!

Neden hep kararlı olacakmışız ki? Yok öyle kararlı şeyler kardeşim! Kışın soğuğu, metrobüsün kalabalığı, yakışmayan t-shirt, evde olmayan ekmek derken; bizi bize anlatan, hamurunda mizah, kafasında güzel fikirler olan, düşünen, sorgulayan neticesinde de üreten, on parmağında parmak hesabını ağlatacak marifetlere sahip, şarkı çizip resim söyleyen bir grupla tanıştırmak istiyorum sizi: ‘Yok Öyle Kararlı Şeyler’. Daha
Devamı

Röportaj: ‘Kaç Canım Kalmış’

Birkaç sene önce aramıza katılan ve günden güne daha fazla seslerini duyuran Kaç Canım Kalmış grubu üyelerinden Yiğitcan Önal ile geçtiğimiz günlerde bir röportaj yaptım. Keyiflerinden, müziklerinden derken her telden sordum, karşılığında da güzel cevaplar aldım. Röportajın, grubu bilmeyenler için bir çıkış noktası, bilenler için de bir muhabbeti ilerletme buluşması olmasını ümit ediyorum ve gruba
Devamı

Afgan Kızı’nın Babası

Bir olayın unutulması için ne kadar süre gerekir? Tuna Kiremitçi, ‘Sonun Geldi Sevgilim’ adlı son romanında, medyanın ve insanların bir olayı unutması için 17 gün geçmesi gerektiğini anlatıyor, ya da 22. Kurgu dünyasındaki bir hipotezin doğruluğunu kanıtlayamayız belki; ama her gün tekrar tekrar şahit olduğumuz üzere, toplumların fil hafızasına sahip olmadığını hepimiz biliyoruz. Unutuyoruz, hem
Devamı

Yeni Bir Müzik Yolculuğu-Avant Garde Çağı

İnternet hayatımıza girdiğinden beri hiçbir şey artık aynı değil. ‘Ah nerede o eskiler!’ konuşması olmayacak burada; çünkü durum daha basit: ‘Yeni jenerasyonların yeni gerçekleri var’. Değişim de haliyle, bu gerçeklerin en barizi. Bir yandan da, tüketimin sınırlarını zorladığımızı inkar edemeyiz. İhtiyaçlarımız artıyor, arz talep ilişkisiyle üretim de artıyor ve peşinden tüketim artışını da getiriyor. Sanki, dağdan
Devamı

CERN’de Sanat

Varlığımız ‘’sentez’’lerden oluşuyor. Mikro  alemden makro aleme kadar -ki ikisi de çoğunlukla aynı prototipten meydana gelir- parçalar birleşiyor, ayrılıyor; bütünü oluşturuyor, zerrelere dağılıyor. Hepimiz farklı bir yerinden parçasıyız bu muazzam sentezin. Bu tabloyu mikroskop altına koyup muhabbeti ilerleteceksek eğer, sizi daha önce eşine rastlanmamış bir proje ile tanıştırmak istiyorum: ’Arts@CERN; yani ‘CERN’de Sanat’. Programın kurucusu
Devamı

“Urban Sketchers”

“Resimde fazla olan bir şey vardır, anlatılamayan, temel olan bir şey vardır. Doğanın önüne kuramlarla varırsınız, doğa sizi yerlere serer…” Pierre Auguste Doğa karşısında yerlere serilmiş ve ona hayran kalmış insanlar düşünün. Dünyanın her yerinden, farklı hikayelere sahip insanlar; genç, yaşlı, tanınmış, bilinmeyen, işinde gücünde ya da torun torbaya karışmış… 2008 yılının Kasım ayında bir
Devamı