Fikri mülkiyet, bir fikri eser üzerinde sahip olunabilecek maddi ve manevi haklar üzerindeki mülkiyettir. Örneğin, fikir ve sanat eserleri, patent, endüstriyel tasarım, coğrafi işaretler ve marka, fikri mülkiyet haklarının başlıcalarıdır. Size ait bir zihinsel çalışmanın her türlü kullanım hakkını ifade eder.

Fikri mülkiyet hakları, sahibine eser üzerinde hukuki koruma sağlar.

Yazılım ise, bilgisayar üzerinde işlemlerin gerçekleştirilmesi amacıyla düzenlenen komutlar dizisidir. Hukuken eser kabul edilen dijital çalışmaların işleyebilmesini sağlar. Hatta başka bir deyişle, yazılım, dijital eserlerin yapıtaşıdır.

Yazılımların geliştirilmesi de yaratıcılık ve emek isteyen bir faaliyettir, bu nedenle yazılımı geliştiren de bu eserinden maddi ve manevi yarar sağlamak ister. Öyleyse, yazılım kullanıldığında ve kopyalandığında bunu takip edebilmeli, bundan fayda sağlayabilmelidir. Bu nedenle telif hakkının bulunması ona hukuki güvenlik ve koruma sağlar.

Açık kaynaklı olmayan yazılımlar ulaşımı kolay olmadığından kolay tespit edilemez, kullanılamaz ve kopyalanıp dağıtılamaz. Dolayısıyla hukuken korunması daha kolaydır. Fakat bazen yazılım sahipleri, geliştirdikleri yazılımların kullanımını herkese açarlar. Bunun sonucunda “açık kaynaklı yazılımlar” ortaya çıkar.

Açık kaynaklı yazılım (open source software), kaynak kodu açık olan ve böylece herkes tarafından özgürce kullanılabilen yazılımlardır. “Kullanılabilme” kavramı geniş algılanmalıdır. Bir kişi, açık kaynaklı yazılımı kullanırken, onu geliştirebilir, kendi ihtiyaçlarına göre düzenleyebilir ve başkalarına yayabilir. O halde herkes kullanabilir ve yayabilir. Böyle bir durumda copyright (telif) hakkının pratik bir önemi kalmayacaktır. İşte tam da bu nedenle copyright teriminin tam karşıtı “copyleft” kavramı ortaya çıkmıştır.

Copyleft kavramı, bir kişinin yarattığı yazılımın herkes tarafından özgürce kullanılması, gerekirse değiştirilmesi ve yayılması anlamına gelir. Yani copyleft (telif) hakkının getirdiği sınırlamalardan arınıp, insanları üretmeye ve paylaşmaya teşvik eder. Tabii nasıl telif hakkının kullanımına yönelik kurallar varsa, copyleft de belli kurallara tabidir. Mesela yazılımı geliştiren kişi copyleft kapsamında paylaştığı yazılımı ya da programı ücretsiz olarak paylaşmakla yükümlüdür. İlerleyen dönemlerde bu programı geliştirirse, söz konusu güncellemeleri herkesin kullanımına açmak zorundadır. Bu güncellemelerin de ücretsiz olması gerekir.

Peki açık kaynaklı yazılımın sahibi yukarıda bahsettiğimiz hukuki korumadan nasıl yararlanacak? İşte “copyright” kavramı nasıl “copyleft” gibi zıt bir kavrama evrildiyse, açık kaynaklı yazılımlar için de durum böyledir. Bu tür yazılım sahipleri, yazılımlarını kullanıma açarak artık özgürce kullanılmasını ve dolaşmasını kabul etmiştir. Yani “copyright” anlamındaki telif hakkından vazgeçmiş olurlar.

Ancak hukuki korumadan tam anlamıyla yoksun sayılmazlar. Çünkü açık kaynaklı yazılımlara has lisanslar vardır. Bu lisanslar, o yazılım kullanılınca değiştirilse ve tekrar yayılsa dahi, yaratıcısının lisansını kullanmayı zorunlu kılar. Bu da kişilerin yazılımdan tamamen çıkar sağlamasını engeller. Böylece açık kaynaklı yazılım sahipleri de korunacak ve daha fazla üretip paylaşmaya teşvik edilecektir.

Yazılım kullanılsa, değişse ve yayılsa dahi lisans gösterilir.

 

Kaynakça:

  • https://www.linux.org.tr/wp-content/uploads/2012/02/OAKK_YAZILIM.pdf
  • https://gelecegiyazanlar.turkcell.com.tr/blog/acik-kaynak-lisanslari-ile-neseli-gelistirme
  • https://startuphukuku.com/acik-kaynak-yazilimlar-nedir-open-source

Leave a Reply